www.soL.org.tr
Devlete yük olmayan devlet üniversitesi
25 Eylül 2006, Pazartesi

AKP–YÖK kavga ediyor görüne dursun, “dayağı yiyen” üniversiteler oluyor.

HABER MERKEZİ Üniversitelerin açılmaya başlamasıyla birlikte yükseköğretime yönelik tartışmalar da ülke gündeminde daha fazla yer almaya başladı.

Son yıllarda, üniversitelerin açılış günlerine denk gelen ve bir klasik haline dönüşen AKP-YÖK arasındaki atışmalar ve açılış törenlerinde boy gösteren devlet büyüklerinin, rektörlerin “bölücü ve irticai tehditlere” yönelik uyarıları bu sene de gündemdeki yerini aldı. Bunların yanında bilimsel yayınların artmasına, mali sıkıntılara, üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesine, AB projelerindeki başarılara yönelik vurgular da konuşmalarda yer aldı.

“Devletine yük olmayan bir devlet üniversitesi”
Geçen yıl içinde üniversiteler ile AKP arasında çıkan tartışmalarda AKP üniversiteleri başarısız olmakla, araştırma yapmamakla, görevlerini yerine getirmemekle suçlarken; rektörlerden yeterli kaynak ayrılmaması sonucu yaşanan mali sıkıntılara rağmen üniversitelerin başarılı olduğu yanıtı gelmişti. Hükümet ise, mali sıkıntıların AB’ye projeler yaparak ve üniversitelerin kendi kaynaklarını yaratarak aşılabileceğini belirtmişti.

Yaşanan mali sıkıntılar üniversiteleri kaynak arayışına yönlendirirken, ülkemizde öğrencilerin tercihlerinde önde gelen üniversitelerden olan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) rektörü Karadoğan’ın, üniversitenin açılış konuşmasında dile getirdiği, İTÜ’nün, kendi kaynaklarını yaratmak için mücadele etmesi ve “devletine yük olmayan bir devlet üniversitesi” olması gerektiği yönündeki sözleri, devlet üniversitelerinin devlete yük olarak algılanmasının hükümetten sonra kimi rektörler tarafından da benimsendiğini gösteriyor.

Yine YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’in, İTÜ açılışına gönderdiği mesajda laiklik, çağdaşlık, sosyal hukuk devleti vurguları yanında, üniversitelere “küreselleşmiş dünyamızdaki rekabet şartlarına uyum sağlayabilen” öğrenciler yetiştirilmesi yönündeki “öğütleri”, devlet üniversitelerinin işletme haline gelmesi ve sermaye kesimleri ile bağının kuvvetlendirilmesi yönündeki önemli başlıklarda AKP ile YÖK-Rektörler arasında bir sorun yaşanmadığını gösterdiği ifade ediliyor. Bu durumun üniversitelerde yeni öğretim yılında, özelleştirmelerin ve piyasalaşma eğilimlerinin hızlanarak devam edeceğine dair ipuçları sunduğu belirtiliyor.

“Rektörler AKP’ye yaklaşabilir!”
Yeni dönemde, genel olarak ülke gündeminde daha yoğun tartışılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin üniversiteleri de etkileyeceği belirtiliyor. Görüşlerine başvurduğumuz, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Rıfat Okçabol, yeni dönemde üniversitelerde, kaynak sıkıntılarına “çözüm” olarak, üniversiteler tarafından sunulan yemek, mediko gibi sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi, üniversitelerin sermaye kesimlerine daha fazla bağımlı hale gelmesinin yanında, AKP’nin cumhurbaşkanlığı koltuğunu alacağı ve milletvekilleri seçimlerinden zaferle çıkacağı yönündeki belirtilerin artması hâlinde, rektörlerin AKP’ye yaklaşabileceğini belirtiyor.

İstanbul Üniversitesi açılışını özelleştirme ile yapıyor
Geçen sene, yaz okulunun paralılaştırılması girişimi, yemekhanenin özelleştirilmesi ve bunlara tepki duyan akademisyenlere, işçilere ve öğrencilere yönelik polis dayakları ve soruşturmalarla gündeme gelen İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) akademik yılın açılışını 2 Ekim’de yapacak. Tepkilerden çekinen Mesut Parlak yönetiminin öğrencileri almadığı açılış törenine, çeşitli siyasi parti başkanlarını, vali, emniyet müdürü gibi üst düzey görevlileri davet etmesi bekleniyor. Sağ partilere yakınlığı, dengeciliği, üniversitede siyaseti bitirme yönündeki gayreti ve özelleştirmeciliği ile tanınan rektör Parlak’ın ilk hedefinin üniversite kantinlerinin özelleştirilmesi olduğu belirtiliyor. Üniversitenin açılışının ertesi haftası yapılması beklenen ihale Parlak’ın, özelleştirme harekâtında hız kesmeyeceğini gösteriyor. Diğer taraftan Rektör Parlak’ın gelecek sene yapılacak olan milletvekili seçimlerinde AKP’den aday olacağına dair duyumlar alınıyor.

Görüşleri alınan üniversite bileşenleri ise, kantinlerin özelleştirilmesine, deneme süresinden sonra yemekhanenin iki ay sonra yapılacak yeni ihalesine ve soruşturmalara karşı yürütülecek eylemliliklerin hazırlıklarını yaptıklarını belirtiyorlar. Soruşturmalarla, üniversiteden atılmalarla ve dayakla sindirilmeye çalışılan üniversite bileşenlerinin yeni dönemde de sürecek olan birlikte mücadelesinin, özelleştirme ihalelerinin sonucunun esas belirleyeni olacağı ifade ediliyor.

yazici   mail