Gazete ve televizyonların Hakkari'de askerlerin çöp protestosunu yansıtma biçimi yeterince açıklayıcı.

Sivil kıyafetli 300 kadar asker ve aileleri başlarında üniformasını çıkarma gereksinimi duymayan bir tuğgeneral olduğu halde Hakkari sokaklarında turluyor ve çöpleri topluyorlar. Ellerinde dövizler var. Bütün devlet merkezli gösterilerde olduğu gibi bunlar de tek tip. Çoğunlukla çevreye duyarlılığa davet eden sloganlar yazılı ama bir tanesi özellikle önemli: Belediye bölücülük yapma, işini yap!

Eylemi kimse engellemiyor, yürüyüşçülere çevik kuvvet eşlik etmiyor, belediye önüne kadar gelip dağılıyorlar.

Bütün bunlar olağanmış gibi haberleştiriliyor.

Tekelci medyanın günümüzdeki en önemli işlevlerinden birisi bu: Olağan olmayanı olağanlaştırmak.

Tugay komutanının kendisine bağlı askerleri Hakkari Belediyesi'ne karşı "sivil" eyleme kaldırışı hiçbir açıdan olağan değil ve önemli gelişmelerin habercisi.

Devletin, en azından devletteki ağırlıklı güçlerin, Kürt sorununda tek başına militarist yöntemlere bel bağladıkları doğru değildir. Bastırma ve yok etme, siyasal bir çıkış için olmazsa olmaz koşul olarak görülmektedir. Bu yaklaşım "tek bir terörist bırakmayıncaya kadar mücadele edeceğiz" diyenler için de geçerlidir.

Zaten asker sorunun silahlı mücadeleyle çözülemeyeceğini yıllar önce kavramıştı.

Ancak bu sistem çözüm üretemiyor. Aylardır soL'da sürekli vurguladığımız "Barzanici model" bu nedenle bir çözüm olarak kabullenildi. Kendi insanına düşman, ABD ve İsrail'e yaslanan son derece tehlikeli bir girişim.

Bu girişim için PKK'nin silahlı gücünü minimize etmek ilk koşul, uğraşıyorlar da. Ancak devamı var. Kafalar başka türlü çalışmadığı için "siyasal çıkış"a ya da Barzanici modele mümkün olduğunca sağlam girmek istiyorlar. Kürt nüfusu "milliyetçi" bir toplumsal ve siyasal ortamla baskı altına alarak kanaatkârlığa zorlamak ve PKK ekolünden siyasetçileri etkisizleştirmek bu sağlamlık arayışının iki temel enstrümanı olarak belirginleşiyor.

Büyükanıt'la beraber ordunun AKP hükümetini de bu stratejinin parçası haline getirmek için her yolu deneyeceği anlaşılıyor. Bu yolun tutmaması halinde CHP-MHP koalisyonunu devreye sokmak isteyecekler.

Hakkari'de gerçekleştirilen çöp eylemi bu stratejinin sınır tanımaksızın, bir topyekun savaş mantığıyla uygulamaya konacağının açık kanıtıdır ve devamı gelecektir.

İşe yarar mı?

Bu saatten sonra devletin çözemediğini, devletin biçimlendirdiği toplumsal güçlere çözdürmeye kalkmak iç savaş ve bölünmedir. Askerin "Türk" sivil toplumu yaratmak konusunda yürüttüğü açık ve örtülü çalışmaların sonuçlarını öngördüğünü sanmıyorum. Türk milliyetçiliğinin kontrol edilen ve güdümlü yapısına güvenebilirler ama çözülen devletin dağıttığı ve emperyalist projelerle kirletilmiş bir ülkede Kürtleri toplumsal güçlerle hizaya getirme fikri çok ama çok tehlikelidir.

Bu tek tip dövizlerle sokağa çıkıp emir komuta zinciri içinde eylem yapmaya benzemez.