www.soL.org.tr
Çankaya egzersizleri
Kemal Okuyan 25 Aralık 2006, Pazartesi

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyor. 2007'nin meselesi de bu olacak. Çankaya kalesi düşecek mi, düşmeyecek mi? Köşk'te türbanlı bir hanım salınarak dolanacak mı dolanmayacak mı?

Hatırlayın, artık son günlerini yaşadığımız 2006'nın ilk yarısı "Ağustos krizi" beklentisiyle geçmiş, lakin Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanı olması, birkaç çete operasyonu ve yolsuzluk dosyasıyla "kazasız" atlatılmıştı.
Büyükanıt değil de Küçükyontu ordunun başına geçseydi ne değişecekti, Türkiye ABD'ye kafa mı tutmaya kalkacaktı, yoksa bugünkünden de daha işbirlikçi bir yönelime mi girecekti?

"Yaşar Paşa tavizsiz bir laik komutandır" deniyor, nedense Türkiye'nin gericileşmesi en çok tavizsiz laik komutanların döneminde hızlanıyor!
Sistem öyle işlediği için, Türkiye'de siyasi kadrolar ve üst düzey bürokratlar kendi aralarında didişiyor, doğrultuyu ABD, diğer emperyalist ülkeler ve sermaye sınıfımız belirliyor.

Tartışma, kadroların bu üç odaktan onay alması üzerine kuruludur.
Gerisi gerçektir ama çoğunlukla birer ayrıntıdır.

Bugünkü Cumhurbaşkanı Sezer ile gözünü Çankaya'ya dikmiş ama büyük olasılık bunu göze almayacak olan Erdoğan arasında bir fark olmadığını söylemek elbette çocukluktur. Lakin, ne değişmektedir?

Sezer, kendisinden önceki cumhurbaşkanlarının mirasını mı reddetmiştir. Hır çıkarmayı bilmiştir de "veto" yetkisini esastan meseleler için mi kullanmıştır? Memleketi dümdüz eden AKP icraatlarının, örneğin son sosyal güvenlik yasasının özüne mi kenarına mı dokunmuştur?
Çankaya konusu insanlarımızın önüne bir meydan muharebesi olarak konmaktadır?

Neyin kavgasıdır bu?

Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı, Türkiye için yeni bir skandal olacaktır ama ülkemizin başında daha büyük felaketler yok mudur?

Dış ve iç borç stoğu sürekli artan, komşu ülkelere askeri seferlere hazırlanan, tamamen bağımlı hale gelmiş, yoksulluk ve gericilik sarmalında çaresizleşen genç bir nüfusa sahip olan bir ülkede Tayyip Erdoğan'ın hangi koltukta oturacağını ölüm kalım meselesi yapmak isteyenler, bütün bu felaketleri kanıksamamızı isteyen güçlerdir.

Ya da...

Cumhurbaşkanı olmasın da Başbakan kalsıncılar, halkımızla alay eden despotlardır. Erdoğan'ın şu andaki görevi Nisan ayındaki olası görevinden daha önemsiz değildir. Tıpkı Türkiye toplumunun başına çöken karanlığın, türbanın Çankaya'ya girmesinden daha önemsiz olmaması gibi...

Siyasette konumlar, hatta semboller, bir şey değişecekse önemlidir. Evet Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı bir skandal, kimileri için yeni bir felaket olabilir. Ancak adı geçen diğer Çankaya heveslileri, Vecdi Gönüller, Hikmet Çetinler, Yaşar Nuri Öztürkler cumhuru selamete çıkaracak kişiler midir?

Artık felaketin tarifini yapmanın zamanı gelmemiş midir?

yazici   mail
Genel sağlık sigortası
İlker Belek
Çankaya egzersizleri
Kemal Okuyan
Ahlaksız teklif
Tevfik Çavdar