www.soL.org.tr
Washington aktarmalı Ortadoğu seferi
5 Ocak 2007, Cuma

Almanya Başbakanı Angela Merkel bir kere daha Washington'da. Dönem başkanlığı sürecinde AB'yi Ortadoğu ve çevre coğrafyada daha etkili bir emperyalist örgüte dönüştürmek isteyen Almanya, batağa saplanan ABD'ye işbirliği öneriyor.

soL Almanya Başbakanı Angela Merkel, 14 aylık başbakanlığı süresince üçüncü kez Washington'da ABD Başkanı George Bush ile görüştü. Ziyaretin gündeminde Ortadoğu "barış" süreci ve ekonomik işbirliği var. Merkel'in beraberinde, altı ay sürecek AB dönem başkanlığı sürecinde Ortadoğu'da ABD ile işbirliği için bir dosyayla gittiği belirtiyor.

AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana'nın da Washington'da olması dikkat çekiyor. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Bush'un ulusal güvenlik danışmanı Stephen Hadley ile görüşen Solana'nın Ortadoğu'da işbirliği dosyasını gündeme getirdiği bildiriliyor.

"Amerikalılarla birlikte hareket etmeliyiz"
Almanya'da yapılan çeşitli yorumlarda da, Almanya'nın Ortadoğu'daki ilişkilerini, bir sıkışma yaşayan ABD lehine devreye sokmak istediği, bunun için ABD'ye bölgede işbirliği önerdiği vurgulandı. Merkel hükümeti bu girişimlerinin, ABD'nin bölgedeki başarısını arzuladığını, aksi takdirde sonuç vermeyeceğini özellikle vurguluyor.

2 Ocak günü The Financial Times'a verdiği mülakatta Merkel, ABD'nin Irak'taki krize etkin bir çözüm geliştiremediği bir dönemde, Avrupalıların Ortadoğu sorununa daha fazla müdahil olma zamanı gelmedi mi sorusuna, "Ortadoğu'da harekete geçebilmemiz için Amerikalılarla birlikte hareket etmeliyiz" demişti. Bu çerçevede Ortadoğu dörtlüsünün yeniden devreye girmesinin önemine değinen Merkel, "sadece ABD değil, AB, Rusya ve BM de kendine düşen rolü oynamalı" şeklinde devam etmişti.

Nitekim Alman hükümet sözcüsü Ulrich Wilhelm önceki gün yaptığı açıklamada, Merkel'in Ortadoğu dörtlüsüne (ABD, AB, Rusya ve BM) desteğini ifade edeceğini ve bu çerçevede AB'yi temsilen "dörtlüyü güçlendirmek için Washington'da arayışlarda bulunacağını" belirtti.

Alman hükümetinin Transatlantik ilişkilerinden sorumlu koordinatörü Carsten Voigt ise, Almanya-ABD ilişkilerinin yeniden dostane bir temele oturtulduğunu belirtti. Voigt, Deutsche Welle'ye verdiği demeçte şunu söyledi: "ABD'de en azından söylem düzeyinde müttefik ve dostlarını tahakküm altına almaktan ziyade dinlemeye dönük yeni bir eğilim var." Koordinatör, Avrupa'da herkesin bu söylem değişikliğinin gerçekten bir değişim anlamına gelip gelmediğini merak ettiğini vurguladı.

Almanya'dan gelen bu açıklamalar, ABD'nin özellikle Lübnan yenilgisi, İran politikasında sonuç alamama ve Irak'taki tıkanmanın ardından strateji değişikliği arayışına girmesiyle ilişkilendiriliyor. Almanya'nın dönem başkanlığı sürecinde ABD'yi daha eşit bir ortaklık için ikna etmeye çalışacağı, Merkel'in de Washington'a ABD yönetimini bu plana ikna etmek için gittiği belirtiliyor.

Nitekim Almanya'nın Ortadoğu dörtlüsünü canlandırma önerisinin zamanlamasına dikkat çekiliyor. Bilindiği gibi ABD, İsrail-Filistin sorununda yeni bir hamle yaparak, Batı destekli Devlet Başkanı Mahmud Abbas üzerinden güdümlü bir Filistin devleti kurulması planını ısıtıyor.

Solana'ya mesafeli mesajlar
ABD'nin bu işbirliği teklifine karşı kimi çekinceleri olduğu biliniyor. Son dönemde AB'den gelen "ABD'nin tek taraflı müdahale doktrini çöktü" yorumlarına tepki gösteren Bush yönetimi, AB'nin kendi sıkışmasını fırsat bilerek "eşit ortak" olma çabalarını kabul etmeyeceği mesajı veriyor.

Nitekim Solana'nın 25 Ocak'ta Paris'te düzenlenecek Lübnan konferansına ABD'yi davetine Rice net bir yanıt vermekten kaçındı. Lübnan ekonomisine desteğin ve Afganistan sorununun tartışılacağı konferans, AB'nin bu iki başlığa daha etkin müdahil olma çabalarının bir parçası olarak görülüyor. Görüşmenin ardından yapılan açıklamada ise, Rice'ın Paris konferansına katılmaya "meyilli" olduğu, ancak açık bir yanıt vermediği bildirildi.

Alman basını neden sessiz?
Merkel ziyaretinin bir başka dikkat çeken boyutu ise, Alman basınının konuyla ilgili haberlere alt sıralarda yer vermesi ya da hiç yer vermemesi oldu. Başbakanın ayrıca yanında Berlin basın temsilcilerini götürmemesi de tartışmalara neden oldu.

Basının sessizliğinin nedeni, ABD ile Almanya yerel saatleri arasındaki fark ve ziyaretin kısalığı olarak açıklansa da, Merkel hükümetinin kamuoyu önünde ABD ile işbirliği görüntüsü vermekten kaçındığı söyleniyor.

Başbakanın Almanya'dan ayrılırken "ayrım noktalarını" öne çıkarma kaygısıyla, Guantanamo Üssü'ndeki hukuk dışı tutsak kampının kapatılması gerektiğini söylemesine dikkat çekiliyor. Merkel'in yine işbirliği mesajlarıyla yaptığı, 2005'teki ABD ziyareti öncesinde de Alman kamuoyunu hedef alan benzer açıklamaları yaptığı hatırlatılıyor.

yazici   mail