www.soL.org.tr
Birlik olmadan dirlik olmaz!
5 Ocak 2007, Cuma

Almanya ve Fransa, AB için biçtikleri misyonu taşıyabilecek, daha militarist ve daha hiyerarşik bir Birlik yaratma uğraşında. Türkiye ile müzakerelerin seyri de buna bağlı.

DIŞ HABERLER Almanya dönem başkanlığının, AB anayasası ve iç reform gibi Birlik'i güçlendirecek adımlar için önemli bir fırsat olduğu görüşü hakim. AB'yi başta Ortadoğu olmak üzere kritik coğrafyalarda daha etkin bir emperyalist odak yapma arayışında Fransa ve Almanya'nın önümüzdeki iki yılı, bu doğrultuda atılacak düzenlemelere ayıracağı belirtiliyor. Türkiye ile müzakereler ve Kıbrıs gibi AB içinde bölünme yaratan başlıkların bu nedenle bir süre dondurulduğu vurgulanıyor.

Halklar reddetti, emperyalistler ısrarlı
Almanya dönem başkanlığının en önemli gündem maddelerinden birini, AB anayasasının yeniden ısıtılması teşkil edecek. 2 Ocak günü Financial Times'a verdiği mülakatta, anayasanın kendi dönem başkanlığı sürecinde onaylanmasının imkansız olduğuna değinen Almanya Başbakanı Angela Merkel, bununla birlikte önemli adımlar atmaya hazırlandıklarını vurguladı. Önümüzdeki yıl başkanlık seçimlerine gidecek olan Fransa'da hiçbir adayın Anayasa lehine adım atmaya cesaret edemeyeceği hatırlatılıyor. Bilindiği gibi anayasa, Fransa ve Hollanda'da referanduma sunulmuş, ancak halk tarafından reddedilmişti.

Daha militarist, daha hiyerarşik
AB anayasasının yürürlüğe konması kısa vadede mümkün görünmemekle birlikte, anayasada öngörülen ve Birlik'in daha etkin bir emperyalist politika uygulayabilmesi için gerekli görülen adımların tek tek başlıklar halinde gündeme getirilmesi bekleniyor. Almanya'nın dönem başkanlığı öncelikleri arasında sıraladığı maddelerde, buna ilişkin kimi planlar bulunuyor. Bunların başında ise, dış politika, güvenlik ve savunma alanlarında ortak Birlik politikasının güçlendirilmesi geliyor.

Bu başlıklarda Birlik'in ortak politika geliştiremediğinden, ulusal yetkilerin hâlâ güçlü olduğundan şikayet ediliyor. ABD-İngiltere ekseninin, AB aracılığıyla kendilerine rakip olmak isteyen Almanya ve Fransa'yı kilitlemek için, Birlik içinde ayrılıklara oynadığı biliniyor. Hatırlanacağı gibi Irak müdahalesi öncesinde Almanya ve Fransa, pazarlıkta daha fazla pay koparabilmek için ABD'yi sıkıştırmak istemiş, ancak özellikle yeni üye Doğu Avrupa ülkelerinin ABD'ye destek olmasıyla bu plan başarısız olmuştu. Almanya, ABD ile "daha eşit" bir ortaklığa dayalı işbirliği için bu sorunun çözülmesi gerektiğini düşünüyor. Bu nedenle özellikle dış politika ve savunma başlıklarını Birlik politikası kapsamına almak istediği belirtiliyor.

Almanya dönem başkanlığının bir diğer gündemi de, Avrupa ordusunun güçlendirilmesi olacak. Bilindiği gibi ABD, "eşit ortaklık" taleplerine karşı Avrupa'nın Irak ve Afganistan'da askeri olarak daha fazla misyon üstlenmesini istiyor. Almanya bir yandan kendilerinin askeri değil, diplomatik ve siyasi destek sunabileceği söylerken, diğer yandan Avrupa ordusu için adımları hızlandırmaya hazırlanıyor.

AB içi eşitsizlikleri artıran iç reformlar da Almanya'nın gündeminde. Bu kapsamda, önümüzdeki süreçte dönem başkanlarının etkisini artırmaya dönük kimi çabalar tartışılıyor.

Ayrıca daha "küçük" devletlerin Avrupa Komisyonu'nda komiser yerine vekillerle temsil edilmesi de öneriler arasında.

Türkiye müzakereleri de sürecin parçası
Bu süreç Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Tam üyelik mi, imtiyazlı ortaklık mı tartışması, planlanan iç reformlarla büyük ölçüde anlamsızlaşıyor. AB içi hiyerarşik yapıyı güçlendiren bu düzenlemelerle, tüm "küçük devletlerin" ve yeni üyelerin aslında "imtiyazlı ortaklık" statüsüne indirilmesi hedefleniyor.

Türkiye açısından bir diğer kritik konu da, AB içinde birliğin sağlanmasına verilen önem. 14-15 Aralık tarihlerindeki AB zirvesi öncesinde, ABD ve İngiltere destekli Kıbrıs açılımıyla Birlik'te krize neden olan Türkiye ile müzakerelerin bu nedenle bir süre yavaşlatıldığı belirtiliyor.

Yine AB'nin askeri kapasitesinin artırılması konusu da, Avrupa'nın en büyük ordusuna sahip olan Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. AB yanlısı çevrelerin "Türkiye, AB'nin bölgesel gücü için stratejik önemde" açıklamaları da, "TSK'nın pazarlanması" olarak yorumlanıyor.

yazici   mail