www.soL.org.tr
‘Enerji köprüsü’ yıkılıyor mu?
17 Mart 2007, Cumartesi
DIŞ HABERLER Güney Kıbrıs ile Türkiye arasında yaşanan “petrol krizinin” ardında, Balkanları da kapsayan enerji haritasını değiştirecek önemli gelişmeler var. Türkiye’den gelen tepkinin zamanlaması, bu gelişmelerle ilişkilendiriliyor. Bilindiği gibi Güney Kıbrıs daha önce de petrol arama anlaşmaları imzalamış, ancak bu Türkiye’de büyük bir yankı uyandırmamıştı.

AB’nin “sıcak sulara inme” stratejisi
Türkiye’nin Akdeniz’de petrol arama anlaşmalarıyla ilgili tepkilerinin ardından AB bir açıklama yaparak, konunun “Kıbrıs Cumhuriyeti egemenlik hakları dahilinde olduğunu” vurguladı. “Kıbrıs Cumhuriyeti egemen bir devlettir ve bu tür bir uluslararası anlaşma imzalayabilir” diyen Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi sözcüsü Kristina Nagy, “önemli olan bu anlaşmaların AB düzenlemeleriyle uyumlu olmasıdır” diye devam etti.

Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltmak isteyen Avrupa Birliği’nin Akdeniz’deki petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını teşvik ettiği biliniyor. Bu konu, bir süredir Avro-Akdeniz Ortaklığı ve Ortaklık Anlaşmaları kapsamında gündemde. AB son olarak Mısır ve Lübnan ile eylem planı imzaladı. Bu çerçevede gerçekleştirilmesi planlanan ekonomik reformlar arasında enerji sektöründe yeniden yapılandırma da yer alıyor.

AB şu anda petrol ihtiyacının yüzde 16’sını Güneydoğu Akdeniz’den (Libya, Cezayir, Suriye ve Mısır) karşılıyor. Bölgeden 2000 yılında 250 metreküp olan petrol ihracatının 2020’de 450 metreküpe çıkması hedefleniyor.

Rusya “Rus petrolü” için bastırıyor
Akdeniz’deki petrol arama tartışmalarının ardından bir önemli haber de Balkanlardan geldi. Rusya, Yunanistan ve Bulgaristan arasında imzalanan Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattı anlaşması, “dünyanın enerji haritası değişiyor mu” yorumlarına yol açtı. Türkiye’nin de Rusya tarafından istenen ikinci Mavi Akım hattını beklemeye alarak yanıt verdiği bu imzadan ABD’nin de rahatsız olduğu belirtiliyor.

Rus basını, Burgaz-Dedeağaç petrol boru hattının “Türkiye ile Avrupa destekli, Rusya’yı baypas ederek Avrupa pazarlarına ulaşan boru hatlarına bir misilleme olduğu” yorumlarına yer verdi. Haberlerde, Türkiye’nin “çevre güvenliğini” gerekçe göstererek boğazlardan petrol tankerlerinin geçişini sınırlandırmasının Rusya’ya 1 milyar dolara malolduğu hatırlatılıyor.

Rusya, Samsun-Ceyhan boru hattının Burgaz-Dedeağaç’tan daha maliyetli olmasına karşın, kendisini baypas etmek için devreye sokulduğunu savunuyor. Rus, Bulgar ve Yunan yetkililerin sözkonusu hat için pozisyonlarını netleştirdiği sırada Çalık Holding ile Shell ve Eni’nin birleşerek Samsun-Ceyhan boru hattı inşa etmeye başlama kararına dikkat çekiliyor.

Rusların Burgaz-Dedeağaç projesinde yüzde 51 hisseye sahip olmaları üzerine, Rus şirketleri Samsun-Ceyhan hattına girmek istememiş, bunun üzerine temel atma tarihi Nisan ayına ertelenmişti. Türkiye’nin Lukoil’e Zonguldak’ta rafineri kurma teklifi de şirket tarafından reddedilmişti.

ABD projesi BTC’ye rakip
Boru hatları üzerine dönen tartışmaların ardında “Rus petrolü mü, Hazar petrolü mü” sorusu var. Samsun-Ceyhan hattının Rus petrolünün yanı sıra Hazar petrollerini taşıyacağı, bu nedenle bu yeni hattan sınırlı düzeyde etkileneceği belirtiliyor. Ancak anlaşmanın asıl olarak Rus petrolleri yerine Hazar petrollerinin Avrupa pazarlarına taşınmasını isteyen ABD’nin tepkisini çektiği belirtiliyor.

ABD, Burgaz’dan başlayıp Makedonya’ya ve Arnavutluk’a uzanan AMBO projesini destekliyor. Yıllık 40 milyon ton kapasiteli bu boru hattının arkasında, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin de ortak olduğu Halliburton Energy şirketi bulunuyor. ABD’nin bu boru hattını korumak için Kosova’nın güneybatısında en büyük askeri üssü olan Bondsteel kampını kurduğu biliniyor.

ABD’nin AMBO projesinin Türkiye’nin “enerji köprüsü olma” planlarını çok daha olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiliyor. Hazar petrollerini taşıyacak olan, ABD destekli AMBO’nun Bakü-Ceyhan projesinin en güçlü rakibi olacağı öngörülüyor.

yazici   mail