www.soL.org.tr
AKP diplomalı işsizleri çok sevdi
24 Mart 2007, Cumartesi

AKP mevcut üniversitelerde akademik kadrolardan maddi kaynaklara birçok sorunla boğuşurken 15 üniversiteden sonra şimdi 17 üniversite daha açmanın peşine düştü.

soL AKP hükümeti geçen yıl kurduğu 15 yeni üniversiteden sonra, geçen hafta içerisinde 17 üniversite daha kurulması için Bakanlar Kurulu’nun değerlendirmelerini yaptığını, bunların kuruluşu ile ilgili tasarıyı kısa zaman içersinde meclise sevk edeceğini açıkladı.

Yeni üniversitelere ilişkin ilk tartışmalar, yaklaşık bir ay önce gündeme gelmiş, Başbakan Erdoğan YÖK’ü yeni üniversitelerle ilgili görüş bildirmemekle ve “bilime sınır getirmekle” suçlamıştı. Bunun üzerine YÖK Başkanı Erdoğan Teziç de cevap vermemekte gecikmemiş, bilimin önündeki esas engelin AKP olduğunu söylemiş, alışılagelmiş AKP-YÖK tartışmalarından bir tanesi daha gündeme oturmuştu.

Bilim dostu AKP!
Adalet Bakanı Cemil Çiçek geçen hafta içerisinde yaptığı açıklamada, açılacak yeni 17 üniversitenin seçim yatırımı olmadığını, bunu “politik olarak değerlendirmek yerine, ülkenin bir ihtiyacı olarak görmek gerektiğini” söyledi. AKP hükümeti her ne kadar bu üniversitelerin seçimle ilgili olmadığını söylese de, daha önce açılan 15 üniversitenin ve yeni açılması planlanan 17 üniversitenin AKP’nin önceki seçimdeki vaatlerinden ve yaklaşan seçimlerde bunları oya dönüştürme hedefinden bağımsız olmadığı biliniyor. Ancak yeni üniversitelerin açılmasının seçim yatırımı olması işin sadece bir kısmını açıklıyor.

AKP’nin dört seneyi geride bırakan iktidarı boyunca, eğitim alanında ciddi bir kadrolaşma harekatı yürüttüğü biliniyor. Bu dönemde eğitim alanında görevden alınan ve göreve yeniden atanan yönetici sayısı on binlerle ifade edilen rakamlara ulaşmış bulunuyor. AKP kadrolaşma da ilköğretim ve ortaöğretim düzeylerinde eli daha rahat hareket ederken, YÖK bürokrasisi ile yaşadığı gerilim yüzünden yükseköğretim alanında istediği yolu alamıyor. AKP hükümetinin yeni üniversiteler açmasındaki çabasının bir yönünü de üniversitelerde de kadrolaşma amacı oluşturuyor. Geçen yıl açılan 15 yeni üniversitenin rektörlerini atama konusunda AKP’nin çabası buna işaret ediyor. AKP bu üniversitelere kurucu rektör atama yetkisinin hükümette olduğunu ifade ederken, YÖK anayasanın bu görevi kendilerine verdiğini belirtiyor. Şu anda YÖK bu üniversitelere rektörleri tedviren atamış durumda. Tedviren atama işleri çekip çevirmek için atama yapma anlamına geliyor. Yeni kurulan üniversitelere atanan rektörler, bu üniversiteler kurulmadan önce ilde bulunan fakülte ve yüksek okulların bağlı oldukları üniversitelerin rektörleri iken, bu konuda da AKP- YÖK arasında tartışmalar devam ediyor.

Mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin AKP çevresinden bir adayın cumhurbaşkanlığıyla sonuçlanacak olması halinde AKP’nin üniversitelerde kadrolaşmasında daha rahat bir ortam elde etmesinin yolu açılmış olacak. Böyle bir durumda YÖK’ün ve bugün AKP karşıtı olarak öne çıkan rektörlerin nasıl bir tutum alacağı ise merakla bekleniyor.

Seçim yatırımı ve kadrolaşma AKP’nin yeni üniversiteler kurmasında temel amaçlar olarak görülürken, bu üniversitelerin açılmasının AKP açısından iddia edildiği gibi bilimsel kaygılar ve ülkenin ihtiyaçları ile tanımlanamayacağı ise çok açık.

Yeni kurulan üniversiteler, alt yapısız, sanayisiz ilçelerin illere dönüştürülmesine benziyor. Açılan yeni üniversiteler, genel olarak daha önce başka illerdeki üniversitelerin bir ya da birkaç fakültesi ve/veya yüksekokulunun bulunduğu kampüslerin üniversiteye dönüştürülmesi yoluyla gerçekleşiyor. Bu kampüslerin donanım olarak biraz gelişitirilmesiyle, “tabela üniversitesi” tanımlamasını fazlasıyla hak eden üniversiteler kurulmuş oluyor. Yeni üniversiteler, akademik kadronun yanında, labaratuvar, kütüphane gibi birçok eksiğiyle eğitime başlıyor. Geçen yıl açılan 15 yeni üniversiteye ilişkin kimi verileri bunu çarpıcı şekilde ortaya koyuyor.

Profösörü olmayan üniversiteler
Örneğin bu üniversitelerden biri olan Amasya Üniversitesi’ne 99 tane öğretim görevlisi kadrosu verilirken üniversite de hiç profesör kadrosu bulunmuyor. Erzincan, Yozgat Bozok ve Adıyaman üniversitelerinde sadece 1 profesör kadrosu bulunurken, yeni üniversitelerin büyük çoğunluğunda profesör kadrosu yediyi geçmiyor. Ayrıca hükümetin bu üniversitelere 2007-2009 arasında bir bütçe ayırmayacağı, bu üniversitelerin bütçesinin mevcut üniversitelerin kaynaklarından karşılanacağı belirtiliyor. Bu ise, mevcut üniversitelerin yıllardır kamudan ayrılan kaynakların kısıtlanmasıyla içine düştüğü dar boğazın daha da artması anlamına geliyor. Çiçek’in 17 yeni üniversiteye ilişkin “Son zamanlarda görüyoruz ki, eğitim yatırımlarına karşı vatandaşın katkısı artmaktadır. Dolayısıyla bir taraftan merkezi bütçeden, öbür taraftan mahalli katkılar ve hayırsever vatandaşların katkılarıyla bu eğitim meselesine hız kazandırmamız gerekiyor” açıklamaları ise, üniversitelerin sermaye kesimlerine daha da bağımlı kılınmasının yanında öğrencilerin üzerindeki harç yükünün artırılacağını gösteriyor.

Şehirleri öğrenciyle kalkındıracaklar!
Yeni üniversiteler bu şekilde açılırken, göstermelik hazırlıklarla yenileri açılmaya çalışırken, AKP’nin bir derdi de, üniversite açılan illerin esnaf ve ev sahiplerini öğrencilerin sırtından geçindirmek. Bilindiği gibi üniversitelerin açıldığı illerde, ev kiraları bir anda fırlıyor, öğrencilerin yaşam ihtiyaçları esnafların büyük çoğunluğunın iştahını kabartıyor. Öğrencilerin yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanması, onları illerde çok örgütlü bir şekilde çalışan cemaatlerin kucağına itiyor. Yiyecek, kalacak yer masrafları cemaatlerce ucuz bir şekilde ya da bedavaya karşılanıyor.

Ülkemizde her geçen yıl üniversiteli işsizlerin sayısı artarken –en iyi üniversiteler diye bilinenler açısından da durum böyle- yeni üniversitelerin yetersiz öğretim elemanı, donanım gibi eksiklerle açılması "işsizler ordusuna" erkenden katılacak gençleri, biraz daha oyalamaktan başka işe yaramıyor. AKP kendi geleceğine seçim yatırımı yaparken, üniversitelerin geleceğine kadrolaşma gayretleri ile ipotek koyarken, gençliğin geleceğini de ipotek altına alıyor, insanaları kandırıyor. AKP ülkenin geleceğini emperyalist ülkelere teslim ederken iş yaratmıyor, ama daha kalifiyeli işsizler yaratmayı, sermaye kesimlerinin ekmeğine yağ sürmeyi ihmal etmiyor.

yazici   mail