www.soL.org.tr
Göstermelik kapatma 6 gün dayandı
28 Mayıs 2008, Çarşamba

İki işçinin peşpeşe hayatını yitirmesinin ardından “süresiz” olarak kapatılan Tuzla Selah Tersanesi, 6 gün sonra yeniden açıldı. Tersanenin 6 günde güvenlikli hale geldiği iddia edilirken, açılma kararını görmezden gelen Bakan Zafer Çağlayan ve patronlar Tuzla’nın “zedelenen imajını” tartışmaya devam ettiler.

resimHABER MERKEZİ Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde faaliyet gösterirken, 8 gün içinde iki işçinin hayatını yitirmesi üzerine 21 Mayıs’ta “süresiz olarak” kapatılan Selah Tersanesi, dün tekrar faaliyete başladı.

Tersanenin patronu, “25 kişilik bir ekiple çalışarak, eksikleri giderdiğini” beyan ederken, Çalışma Bakanlığı müfettişleri beyan üzerine işyerinde incelemeler yaptıktan sonra açılış iznini verdi.

DİSK’e bağlı Liman Tersane Gemi Yapım ve Onarım İşçileri Sendikası (Limter-İş), tersanelerin kapatılmasının hiçbir sorunu çözmeyeceğini yinelerken; TÜSİAD’la birlikte katıldığı toplantıda konuşan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, işçi ölümlerini değil, gemi siparişlerini kaygı edindiğini ortaya koydu.

“Hiçbir sorun çözülmedi”
Selah Tersanesi’nin yeniden açılması üzerine yazılı bir açıklamada bulunan Limter-İş, tersane kapatmanın çözüm olmadığını, sorunun insanca çalışma koşulları tesis etmek olduğunu vurguladı.

İş güvenliği ve iş sağlığı bakımından kapatılan tersanenin bir haftada ne gibi değişiklikler yapılarak açılabildiğini sorgulayan Limter-İş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “İşçilerin öfkesini dindirmek için Selah Tersanesi’nin jet hızıyla kapatılıp açılması hiçbir sorunu çözmemiştir. Bu kapatma kararının göstermelik olduğu açığa çıkmıştır. Sendika olarak hiçbir tersanenin kapatılmasından yana değiliz. Çünkü kapatma çözüm değildir. Bizler, iş güvenliği için gerekli tedbirlerin alınmasını ve işçilerin insanca yaşama koşullarına kavuşmasını istiyoruz. Tersanelerde, ağır ve tehlikeli iş kolu yönetmeliği bir an önce uygulanmalıdır.”

Limter-İş, tersane işçilerinin 16 Haziran günü greve çıkacağını da hatırlattı.

Çağlayan'ın derdi gemi siparişleri
TÜSİAD’ın hazırladığı “Türkiye Sanayisine Sektörel Bakış” raporunun tanıtımı dolayısıyla TÜSİAD ve Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından düzenlenen “Sanayi Politikası: Sektörler, Gelişmeler ve Eğilimler” başlıklı toplantıda konuşan Çağlayan, “Türk gemi inşa sanayinin dünyada önemli bir noktaya ulaştığını, Türk özel sektörünün dünyadan çok önemli siparişler aldığını ve bu siparişlerin iptal edilmemesi gerektiğini” söyledi.

Tersane sahipleri için hissettiği kaygıyı gizlemeyen Çağlayan, insanlık dışı çalışma koşullarının, şirketlerin siparişlerine zarar gelmemesi için görmezden gelinmesi yönünde üstü kapalı bir çağrıda bulundu. Çağlayan şöyle konuştu: “Türk gemi inşa sanayii dünyada önemli bir noktaya ulaştı. Türk özel sektörü dünyadan çok önemli siparişler alıyor, bunların iptal edilmemesi gerek. Bu firmalar ve işletmeler bankalarla ve mali kuruluşlarla çalışıyor. Yanlış değerlendirmeler binilen dalı kesmek olur.”

Tersanelerde yaşanan sorunu, “işçilerin cehaleti ve üşengeçliği” olarak yansıtmaya çalışan Çağlayan, “10 yıl işçilik, 27 yıl aktif sanayicilik yaptım. 27 yıl emniyet kemeri ve baret taktırmak için uğraştım” diyerek faturayı işçilere kesti.

İşçilerin “sendikaların müşterisi” olduklarını iddia eden Çağlayan, “Burada asıl sendikalara görev düşüyor. Sendikalar kendi müşterisi olan çalışanlarının mutlak suretle bu konudaki eğitimlerini temel öncelik haline getirmek mecburiyetinde” dedi.

TÜSİAD: Daha çok göstermelik adım atın
SEDEFED tarafından düzenlenen toplantıda söz alan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yalçındağ, Tuzla Tersaneler Bölgesi’nde yaşanan ölümlerle ilgili olarak hükümete önerilerde bulundu. TÜSİAD tarafından dile getirilen önerilerin patronlar açısından yaptırım içermemeleri ve daha çok “halkla ilişkiler” boyutunu düzgün tutmayı amaçladıkları dikkat çekti.

TÜSİAD, şu önerileri geçti: “İş güvenliği koşullarının uluslararası standartlara ulaştırılması konusundaki kararlılığın ve yaşanan ölümlerden kaynaklanan üzüntü ve sorumluluğun hissedildiği kamuoyu önünde dile getirilmeli; bir komisyon oluşturularak iş güvenliği konusunu ayrıntılı olarak ele alacak bir rapor hazırlanmalı; yine aynı konuda kullanılmak üzere dernek bir fon oluşturmalı; üye şirketlerden ve alt yüklenici firmalardan iş güvenliğine riayet edeceklerine ilişkin imzalı bir beyanat alınmalı ve kurallara uyulup uyulmadığını denetleyebilme konusunda da gerekli girişimler yapılmalı”.

Patronlar siparişlerinin kaygısında
Selah Tersanesi’nin açılmasıyla ilgili açıklamada bulunan tersane patronları, esas kaygılarının siparişler olduğunu vurgulayarak, emekçilere dönük olarak “tersaneler kapatılırsa işsiz kalırsınız” uyarısında bulundular.

Konuyla ilgili konuşan Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Geza Dologh, “Çözüm bence kapatmak olmamalı. Çözüm kapatmak değil, Şartlara uygun tüm güvenlik önlemlerini almış tersaneleri çalıştırmak olmalı. Türkiye, gemi inşa sanayisinde 8. sırada, mega yat üretiminde ise 3. sırada bulunuyor. Yurt dışında ülkenin adının duyurulması anlamında önemli çalışmalara imza atan gemi inşa sanayisi bu noktada destek bekliyor. Tersaneler 2012 yılına kadar dolu. Tersanelerin kapatılması ile aynı zamanda siparişler kısa zamanda düşmeye başlayacaktır. Dış siparişlerden önemli döviz girdileri sağlanıyor. Ayrıca, işsizliğe çözüm arandığı bir dönemde alınan bu tür yanlış bilgilere dayalı önlemler işsizliğin daha da artması gibi önemli bir sorunu da beraberinde getirecektir.”

Tersanelerdeki çalışma koşullarını araştırmak üzere TBMM bünyesinde oluşturulan komisyona konuşan RMK Marine Gemi Yapımı Sanayi ve Deniz Taşımacılığı A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Nuri Uygur ise, itiraf niteliğinde açıklamalarda bulundu.

Gemi inşa sektöründe çalışan işçilerin, yaşanan stresle baş edememesinin iş kazalarındaki artışın önemli nedenlerinden birisi olduğunu söyleyen Uygur, stresin kaynağı olarak “sipariş yetiştirmek amacıyla işçilerin aşırı çalıştırılması” olduğunu söyledi.

2000’li yıllarda ticaret hacminin artması ve sektörde Avrupa’da, “15 yaşına gelen gemilerin limanlara giremeyeceği” yönünde alınan kararların gemi inşasına yönelik talebi artırdığını ifade eden Uygur, bunun Türkiye’ye de yansıdığını ve tersanelerin kapasitelerinin üzerinde iş almaya başladıklarını söyledi.

“Sektör bu aşırı talebi karşılamaya çok hazırlıklı değildi. Sorunların bir kısmı buradan kaynaklanıyor” diyen Uygur, kapasite artırımı olunca, sektörde yetişmiş iş gücü açığının ortaya çıktığını söyledi. Nuri Uygur, gemileri zamanında yetiştiremeyen firmaların, günlük 6 bin avrodan başlayan ağır cezalarla karşı karşıya kaldıklarını, bunun da aşırı çalıştırma yönünde baskı yarattığını kaydetti.

yazici   mail