www.soL.org.tr
Kim ne dedi?
29 Nisan 2007, Pazar

Meclisteki partiler Genelkurmay açıklamasından kendilerine görev çıkarttılar. Kimi "bize de bir şans" derken "demokrasi"den bahsetmeyi kimse ihmal etmedi.

HABER MERKEZİ CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Genelkurmayın tespitlerinin kendi tespitlerinden farklı olmadığını belirterek AKP'nin Türk halkının tahammülünü aştığını savundu.

Genelkurmay Başkanlığının önceki gün yaptığı açıklamayla ilgili değerlendirmelerde bulunan Öymen, AKP hükümetinin dayatmayla Cumhurbaşkanı seçmek istediğini öne sürdü.

Öymen şöyle konuştu: ''Dayatmayla Cumhurbaşkanı seçmek istiyorlar. Cumhurbaşkanı adayı olacak insanın savunduğu fikirler, Atatürk ilkelerine, Cumhuriyetin temel ilkelerine ters düşmemelidir. İlla ya sen, ya ben, ya o diyorlar. Nedir üçünün özelliği, üçü de milli görüş kökenli. İşte bu olmaz. Devletin hem Cumhurbaşkanı, hem meclis başkanı, hem de başbakanı milli görüş kökenli olacak. Türkiye bunu kaldıramaz.''

Genelkurmay Başkanlığının önceki gün yaptığı açıklamalara da değinen Öymen, şöyle konuştu:

"Genelkurmayın tespitleri bizim tespitlerimizden farklı değildir. 'Ne mutlu Türk'üm diyene kelimesini kimse küçümseyemez ve bunu küçümseyenleri devletin düşmanı sayarız' diyor. Laikliğe hakaret edeceksiniz ve sonra diyeceksiniz 'Ben değiştim' ve bu ülkenin Cumhurbaşkanı olacaksınız. Bunları söylediğinizde siz çocuk değildiniz. Sayın Gül bu sözleri söylediğinde milletvekiliydi, elimizde belgeleri var. Bunu herkes bilsin ki Türk halkının tahammül eşiğini aşıyorsunuz. Biz Türkiye'yi Atatürk düşmanlarına teslim etmeyeceğiz.''

Anavatan: Hükümet takiyye yapıyor
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, hükümetin muhtıranın ardından, Anayasa Mahkemesi'nin CHP'nin başvurusunu değerlendirmesini beklemesi konusunda "Bu, Türk demokrasisine, Türk demokrasi tarihine haksızlıktır. Bir suikasttır'' diye konuştu.

Mumcu, ''Mesele otobüsü, yolcuların başına bir hal getirmeden varacağı yere götürmektir. Ama gördüğüm kadarıyla şoför uykulu, muavin sarhoştur. Onun için biz bir kez daha hem şoförü, hem muavini, hem yolcuları uyandırmaya çalışıyoruz. İnşallah başarılı oluruz'' dedi.

Mumcu, erken seçimin yegane yol olduğunu ve artık erken seçim demenin zamanının geçtiğini söyledi.

Erkan Mumcu, ''Artık zaruri, zorunlu seçimdir bu. Erken seçim lafı düne kadar bir şey ifade ediyordu, bir değeri vardı. Bu saatten sonra seçimin adı erken seçim olmaz, zorunlu seçim olur. Bu saatten sonra Türkiye'yi seçime götürmek bir başarı olarak kabul edilecektir'' dedi.

Mumcu ayrıca, Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in açıklamasıyla ilgili olarak "Eğer bir hükümet kendi milletiyle diplomatik bir dilde konuşmaya başlamışsa o iş zaten bitmiş demektir'' dedi. Mumcu, ''Hükümetin açıklamasından kim ne anladı? Cumhuriyet Savcılarının talimat beklemeden görevlerini yapabileceğini, bu sözün arkasına da Genelkurmay Başkanıyla da yararlı bir görüşmede bulundular haberini eklemek ne demek? Bunun adı omurgasızlıktır, apaçık takiyeciliktir. Bu takiye ibaresini geçmişte başka amaçlarla yöneltenler şimdi yepyeni bir içerikle bir daha bunu hükümete yöneltme hakkına sahip olmuşlardır. Bu hükümet, kendi milletine takiye yapan hükümettir. Gün takiye günü değil dimdik durma günü'' diye konuştu.

DYP: Anavatan'la bize bir şans
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ise iktidar ve ana muhalefetin uzun süredir sürekli gerginlik temelinde meseleleri tırmandırma politikası yaptığını savundu. Ağar, ''Türkiye bugün gelinen noktada kriz diye tabir edilebilecek olayın eşiğinde bulunmaktadır'' dedi.

Türkiye'nin bölünerek, didişerek, kutuplaşarak, zıtlaşarak mesafe almasının mümkün olmadığını vurgulayan Ağar, siyasetin, diyaloğun, uzlaşmanın, demokratik metodları hakim kılmanın yolu olduğunu söyledi.

Türkiye'nin önümüzdeki seçimler sonucunda bugünkü iki eksenli siyasete muhtaç olmayacak yeni bir siyaseti var etmenin günlerini yaşadığını ifade eden Ağar, DYP'nin inisiyatif alarak, merkez sağı tümüyle bütünleştirerek, ülkenin önüne yeni ve güçlü bir seçenek çıkarma sürecini yaşadığını anlattı.

Mehmet Ağar, Anavatan Partisi ile süren "kardeşane" ilişkilerine de dikkat çekerek kendilerinin bu "potansiyeli" iktidara taşıma gayreti içinde olduklarını belirtti. Ağar, Anavatan Partisi ile yaptıkları görüşmelerden "hayırlı bir sonuç" çıkabileceğini belirtti.

yazici   mail