www.soL.org.tr
Türk-İş IMF'siz AB arayışında
7 Aralık 2007, Cuma

Dün başlayan Türk İş Genel Kurulu’nun açılışında konuşan konfedarasyonun genel başkanı Kılıç, çalışma hayatına getireceği katkılardan dolayı AB'ye üyeliği desteklediklerini söyledi. Kılıç politikaları AB ile birebir örtüşen IMF'ye ise karşı çıktı.

resim

HABER MERKEZİ Türk-İş'in dört gün sürecek 20. Olağan Genel Kurulu dün Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda başladı. Genel Kurul’un açılışına, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la TBMM Başkanı Köksal Toptan da katıldı.

Açılış konuşmasında, “işçi hak ve özgürlükleri bakımından Avrupa Birliği (AB) standartlarında bir Türkiye istediklerini” söyleyen Türk-İş Genel Başkanı Kılıç “Türk-İş Türkiye'nin AB'ye üyeliğini çalışma hayatına, sosyal yaşama ve ülkenin demokratikleşme sürecine getireceği katkılar nedeniyle destekliyor” şeklinde konuştu. Son yıllarda Avrupa Birliği ülkelerinde de işçi ve emekçi kesimlerin haklarına yönelik kapsamlı bir saldırı yürütültürken, Kılıç’ın bunlara yönelik açıklamalarda bulunmaması dikkat çekti.

Kılıç konuşmasının daha sonraki bölümünde ise, AB’nin önerileriyle benzer ekonomik politikaları öneren IMF’yle Türkiye'nin geldiği noktanın belli olduğunu söyledi. Kılıç konuşmasında, “Karşılaşılacak olası risklere göre Türkiye ekonomisinin IMF programından çıkış için yeni bir programı ortaya koyması kaçınılmazdır” sözlerine yer verdi.

“Türk şirketleri ülkeyi terk ediyor”
Kılıç yaptığı konuşmada, gayrimenkul alımı ve özelleştirmelerden pay almak biçiminde gelen doğrudan küresel sermaye yatırımlarının ülkenin sermaye stokuna ve istihdamına katkısının yok denecek kadar az olduğunu söylerken 75 Türk şirketi ve fabrikasının yatırımlarını Mısır'a kaydırdıklarını ve daha bir çok Türk şirketinin ülkeyi terketmeye hazırlandıklarını ifade etti.

Özelleştirmeye biraz karşıyız!
Türkiye’de ücretlerin vergi baskısı altında bulunduğunu belirten Kılıç, konuşmasında, vergi gelirlerinin yüzde 52'sinin işçi ve memurlar tarafından karşılandığını kaydetti. Özelleştirmeler sırasında etkili bir karşı çıkış sergilemekten uzak duran Türk İş’in başkanı Kılıç, “Stratejik özelliği nedeniyle ulusal savunma ile doğrudan ilgili sanayiler, önemli doğal kaynaklar, kıyılar, limanlar, enerji üretimi ve dağıtımı, haberleşme hizmetleri, petrokimya sektörü ve demiryolu taşımacılığı gibi önemli alanda kamu mülkiyetinin kalması gerektiğini” söyledi. Kılıç konuşmasında, kamu bankalarının yüksek oranda el değiştirmesinin önlenmesi talebinde de bulunurken, bunların özelleştirilmesine tamamen karşı çıkmaması dikkat çekti.

Konuşmasında işsizlik konusuna da değinen Kılıç, ''Türkiye'de yaşayan yaklaşık her üç kişiden biri, iktisaden çalışabilir durumdaki her iki kişiden biri istihdam edilebilmektir'' şeklinde konuştu.

“Erdoğan örgütlenin dedi örgütlendik”
Kılıç konuşmasında, Erdoğan'ın Türk-İş'in bir önceki genel kurulunda yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak, kendisinin 4 yıl önceki genel kurulda kürsüden sendikalara örgütlenme çağrısında bulunduğunu, bu açıklamanın kendilerine şevk verdiğini, ancak bu çağrıyla birlikte örgütlenme çalışması yapan sendikalar ve işçilerin ağır bedeller ödediğini söyledi. Kılıç, “2003-2007 yıllarında Türk-İş üyesi sendikalarca yapılan örgütlenme faaliyetleri sonucunda yalnızca sendikalara üye oldukları için 20-25 binden fazla işçimiz işten atılmıştır. Bu konuda gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılması örgütlü demokratik bir toplum için zorunluluktur. İşten atılmalarla ilgili davaların yüzde 17'sinde işe iade kararı alınmış, bunlardan yalnızca yüzde 3'ünde yargı kararları uygulanmıştır” şeklinde konuştu. Kılıç, işverenlerden ise büyük törenlerle imzaladıkları küresel işbirliği sözleşmelerine bağlı kalmalarını, hüküm altına alınmış sendikalaşma ve toplu pazarlık haklarına saygılı olmalarını talep etti.

Kılıç’tan seçim vaatleri
Türk Telekom’daki grevin hemen ardından gerçekleşen genel kurulda, Türk İş’in bu grevi yarı yolda bıraktığı bilinirken, Kılıç’ın, kıdem tazminatı konusunda kazanılmış hakkı geriye götürecek bir düzenlemenin Türk-İş için genel grevin yolu açacağını söylemesi samimi bulunmadı.

Kılıç, konuşmasında çalışma hayatını düzenleyen yasaların gelecek yıl uluslararası sözleşmelere uygun olarak ve sosyal tarafların beklentileri doğrultusunda değiştirilmesi gerektiğini söylerken, “taşeronlaşmayı getiren düzenlemelerin ortadan kaldırılmasını, bu konuda işçiler lehine düzenlemelere gidilmesini, iş güvencesi yasasının kapsamının genişletilip etkinliğinin artırılmasını ve kamu çalışanlarına grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkı tanınmasını” istediklerini ifade etti.

Konuşmasında yeni bir Anayasa tartışmalarına da değinen Kılıç, “Türk-İş, üzerinde toplumsal bir mutabakat sağlanan bir anayasa değişikliği yapılmasını ve anayasanın toplumun ortak bir uzlaşma zemini haline getirilmesini savunmaktadır” dedi.

 

 

yazici   mail