Haberde özetle Başsavcı Çetingül’ün bölgede Tapu ve Vergi daireleri başta olmak üzere büyük bir rüşvet ağını ortaya çıkardığı, eski Çorlu Emniyet Müdürü Muhittin Sert dahil olmak üzere ilçedeki birçok üst düzey memurun yerlerinden olduğu belirtiliyor. Haberin ön yüzü bu olmakla birlikte arka planda gayet ilginç ilişkiler ortaya çıkıyor.

Haberdeki ilk ilginç nokta, söz konusu haberin yerel kaynağı… Doğan Haber Ajansı Çorlu muhabiri Mehmet Yirun, Başsavcı Çetingül hakkındaki haberin yazarı. Yirun öncelikle bölgede ülkücü-faşist olarak tanınan bir isim. Bir diğer özelliği ise, henüz yeni kurulmuş ve Fethullahçı olarak nitelenen Trakya Medya Mensupları Derneği’nin Genel Başkanı olması. Mehmet Yirun dernek başkanı sıfatıyla 3 Mayıs Türkçüler Günü’nde bir açıklama yayımlayıp, Alparslan Türkeş başta olmak üzere diğer “faşist abide şahsiyetleri”ni rahmetle yad etmişti. Ayrıca Yirun yerel emniyet güçlerinin çok yakınında olan bir isim. Yerel kamuoyunda “polisin iliştirilmiş (embedded) gazetecisi” olduğu ifade ediliyor. Yirun bu konumdaki çeşitli “yararlılıkları” neticesinde Emniyet Teşkilatı’ndan plaket dahi almış.

"Hatıra"lar unutulmaz
Öte yandan Başsavcı Orhan Çetingül hakkında da Fethullahçı olduğu yorumları yapılıyor. Alınan bilgilere göre Çetingül, Fethullahçı işadamı örgütü niteliğindeki Trakya Aktif Genç İşadamları Derneği’nin (TAGİD) bir iftar yemeğine katılmakla kalmamış, aynı derneğin “hatıra” diye verdiği bir ödülü de kabul etmiş. Çetingül, Çorlu’da Başsavcı ünvanı taşıyan ilk savcı ve dört yıla yakın bir süredir burada görev yapıyor.

Yerel gözlemciler, Yirun ve Çetingül arasında bir süredir paslaşmalar yaşandığına dikkat çekiyorlar. Yirun, Çetingül’ü, Vatan ve Hürriyet’in son haberinde olduğu gibi "parlatan" haberler yapıyor. Çetingül ise karşılık olarak bazı soruşturma dosyalarından Yirun’a atlatma haberler veriyor. Vatan’daki haberin içeriğinde bu anlama gelecek ifadeler var. Henüz soruşturması süren eski Emniyet Müdürü Sert’in bazı telefon görüşmeleri ve hakkındaki istihbari bilgilerin, soruşturmanın gizliliğini aşan bir biçimde Yiru’un haberinde yer alması paslaşma iddialarını güçlendiriyor.

Bu gelişmelerin bir bilgi alışverişinin ötesinde AKP'nin Trakya bölgesini ele geçirme planı doğrultusunda bir işbölümünü ortaya koyduğu, planın önemli duraklarından birinin Çorlu olduğu belirtiliyor.

Çorlu’daki Vergi Dairesi operasyonuyla başlayıp Tapu Dairesi’ne uzatılan rüşvet skandallarının amacının, konuyu bir şekilde AKP’nin bir türlü elde edemediği Çorlu Belediyesi ile ilişkilendirmek olduğu düşünülüyor. Son rüşvet operasyonlarıyla birlikte Belediye Ruhsat Müdürlüğü ile rüşvet bağlantısı kurulmasının bunun göstergesi olduğu belirtilirken ilerleyen günlerde Çorlu Belediyesi’ne yönelik bir dizi operasyonun gündeme gelmesine kesin gözüyle bakılıyor.

AKP’nin fetih denkleminde, Fethullahçı yerel kadrolaşmaya ve MHP’nin bazı uğursuz işlevlerine de başvurulabileceği iddialar arasında. Tekirdağ'da MHP ve Fethullahçı güçlerin ülkenin başka hiçbir yerinde olmadığı kadar iç içe olduğuna dikkat çekiliyor. Örneğin TAGİD yönetiminde MHP eski milletvekili adayları ve bazı yerel üst yöneticileri de yer alıyor.

Bir diğer iddiaya göre ise geçtiğimiz hafta Perşembe günü MHP Çorlu İlçe Başkanlığı’na apar-topar yapılan bir atama da sürecin bir parçası niteliğinde. Çorlu ile hiçbir ilgisi olmayan, daha önce İstanbul MHP teşkilatlarında görev almış Battal Arslan’ın, paraşütle Çorlu’ya atanması bölge halkının ilgisini çekmişti. MHP’nin bu tür üstten atamaları 1980 öncesindeki kimi saldırıların hazırlıklarını da hatırlatıyor. Henüz bir ay önce göreve getirilen ve Fethullahçı olduğu iddia edilen Çorlu Emniyet Müdürü Şevket Karaşahin’den sonra MHP’nin de ani bir değişikliğe gitmesinin anlamlı bulunduğu yorumlarda, sürekli göçlerle birlikte iyice kozmopolitleşmiş Çorlu’da çeşitli etnik veya dinsel provokasyonların çok tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiliyor.