www.soL.org.tr
soL'culardan
31 Mayıs 2008, Cumartesi

soL'cular mutfağı anlatsınlar diye düşünmüştük. Ama belki yeni bir başlangıç için desek de bir "son" sayıya yazmak güç geldiği için, belki de günlük harala gürele yüzünden elimiz klavyeye gitmedi. İki yıl boyunca soL'un mutfağına geniş bir ekibin eli değdi, ama bu geniş ekibin ötesinde soL kolektif aklın ve emeğin ürünü oldu.

Gün oldu burnumuzun dibindeki toplara vuramadık; siyasi körlükten değil, çokça uykusuzluktan, yorgunluktan. Gün oldu imkansız pozisyonları gole çevirip gerçek anlamda mucizelere imza attık; acarlıktan değil, çokça siyasi aklımızı kattığımızdan.

soL'culuk hep uykusuzluk, hep şaşkınlık, hep yetişememek oldu. Yayıncılık özellikle de günlük yayıncılık, habercilik hep biraz öyledir diye düşünülebilir. Başka yayınlarda motivatörler başkadır mutlaka. Bizi ayakta tutan "siyasi adrenalin" oldu. Sol adına söz söyleme, taraf olma sorumluluğunun çıktısı olarak elbette.

İki soL'cunun mektuplarına yer vermek istiyoruz. İlki bir süredir yazılarıyla Perşembe günleri soL'u renklendiren, Üniversite Konseyleri Derneği'nin toplantısı nedeniyle bugün bizimle olamayacağını ileten Nurettin Abacıoğlu'ndan.

"Sizlerle, Perşembe köşesinde kısa bir müddettir, beraber olabilme olanağını keyifle yaşadım. soL'dan okurlar ve yazanlar için, soL gazetesinin, internet ortamında çok önemli bir işleve sahip olduğunu düşünüyorum.

soL, yurtsever ve sosyalizan bir çizgide, bir yandan habercilik yaparken, bir yandan da dünyayı hep beraber algılama, yorumlama ve mücadele azmini pekiştirecek çok önemli bir kanal açmıştır.

Gazetenin sadece bir yazarı değil, ondan daha fazlası, okuyucusu ve öğrencisiyim. Öğrenme, öğretme ve yeniden anlamlandırma ve mücadele hattı gösterme ve örgütlenme konusunda soL'u çok ciddi bir okul olarak düşünüyorum.

Yeni dönemde, muhtemeldir ki, soL'u yeni düzenlemeler içinde elinize, gözünüze ve aklınıza hitap eder bir biçimde bulacaksınız. Bu düzenlemeyi soL'un çok çalışkan ve değerli emekçileri, size bilgi olarak ulaştıracaklar. Bu düzenlemeler içinde gönlümüz ve mücadele azim ve irademizin başka süreçlere de kapı açacağına eminim.

soL'un değerli emekçileri, mutfakta çalışanları, büyük bir fedakarlıkla uğraş verdiler. Kuşkusuz uğraşlarına devam edecekler. Herkese ve bu toplantıya katılımınız için siz değerli okurlara teşekkür ediyorum.

Okuyan ve yazanları ve tüm emekçileriyle, bu güzel memleketi güneşli günlere çıkaracağımızdan adım gibi eminim."

İkinci mektup da bitmez tükenmez enerjisiyle bazen Samsun'dan bazen o gece bahtına neresi çıkmışsa Ankara, Mersin, İstanbul, oradan bildiren Belma'dan:

"soL'a tutkun bir soL emektarı olarak yazma gereksinimi duydum. Bu kentteki bir yerel gazetede çalışma sürecimle birlikte başlamıştı soL'a yolculuğum da... 2007'nin Ocak ayından bu yana sanırım birlikteyiz ama buna rağmen iki yılı anlatacak sözcükleri bulmak ne zor!.. Gazeteden koşa koşa eve gelip sabahlara dek geçen uykusuz geceler, haber hazırlamak ya da iyi bir röportaj çıkarmak için verilen emekler... Kolay mı soL'cu olmak?... Hasta, yorgun, üzgün çok kötü dönemlerimde bile soL'dan hiç kopamadım, birçok şeye küstüğüm anlarım oldu belki ama bir soL'a küsemedim. Öyle çok sevdim ki, soL'u ve soL'cuları... Nazım Usta, Veda şiirinde diyor ya, ‘A dostlar /a kavga dostu /iş kardeşi /a yoldaşlar.' Tıpkı o şiirdeki gibi dostlarımsınız benim; kavga dostu, iş kardeşlerim, yoldaşlarımsınız... Sevgili Kemal, Gülay, Gökçe, Emine, Aşkın, Evrim ve adlarını, emeklerini selamladığım tüm soL'cuların, adımızın hakkını veren tüm yoldaşların eline, aklına, yüreğine sağlık... Yine görüşeceğiz, beraber güneşe gülüp beraber dövüşeceğiz... Emeklilik dilekçemi verdim vermesine de

Filleri kuyruğundan çekerek
Tepeleri aşırtmaktı görevim
Günler bitti filler tükenmedi
Ben elimden geleni yaptım
Gerisini siz tamamlayın
deyip gidecek kadar da yaşlı değilim..."

yazici   mail