www.soL.org.tr
TÜSİAD da seçimlere hazırlanıyor
21 Kasım 2006, Salı

AKP’nin son zamanlarda “imam-hatiplilerin sorunları” gibi başlıkları öne çıkararak seçim havasını ısıtması, TÜSİAD’ı da harekete geçirdi. TÜSİAD hükümeti katsayı tartışmaları ve AB konusunda uyardı.

resim

HABER MERKEZİ Türkiye'nin seçim atmosferine girmeye başlamasıyla birlikte TÜSİAD da hükümeti sıkıştıran açıklamalarını sıklaştırdı.

Ömer Sabancı, Milli Eğitim Şurası'nda, üniversitelere girişte meslek liselerine katsayı uygulamasını kaldırmaya yönelik alınan kararın, Şura'nın siyasete alet edildiği izlenimini doğurarak kamuoyunda rahatsızlık yarattığını söyledi. Sabancı AB'nin değişmesi için hükümeti sıkıştırdığı TCK'nın 301. maddesi konusunda ise hükümetin maddeyi değiştirme çabalarını takdir etti.

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED), Orta Karadeniz Sanayici ve İşadamları Federasyonu (OKASİFED) ile Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından Devlet Tiyatro Salonu'nda düzenlenen ''AB ve Türkiye Ekonomi Programı'' konulu toplantıyla katılan Ömer sabancı, AB, ülke ekonomisi, reformlar ve eğitim konularında açıklamalarda bulundu.

Milli Eğitim Şurası'nda ilave birkaç oy getireceği düşüncesiyle üniversitelere girişte meslek liselerine katsayı uygulamasını kaldırmayı tavsiye eden bir kararın alındığını söyleyen Sabancı, bu girişimin şuranın siyasete alet edildiği izlenimini doğurduğunu ve kamuoyunda rahatsızlık yarattığını iddia etti.

"Elemana ihtiyaç var"

Türkiye'nin ara kademede yüksek nitelikli elemana ihtiyacı olduğunu ifade eden Sabancı, şöyle konuştu:

''TÜSİAD olarak biz, öğrenci hangi okula gitmişse ortaöğretimde o okulu bitirsin onun yükseköğretimine devam etsin ki alanında uzmanlaşsın ve Türk sanayinin ihtiyacı olan ara kademe insan ihtiyacına cevap versin. Hiçbir Milli Eğitim Şurası, hiçbir Milli Eğitim konusu laiklikten taviz verilecek konu değildir. Bunu gördüğümüz an TÜSİAD olarak bayrağı çeker doğru bildiğimizi söyleriz. Laik eğitimden yanayız, bunun karşısında olanlarla da mücadelemizi sürdürürüz.''

Seçimler öncesinde imam hatiplilerin üniversiteye girişte yaşadıkları sorunları çözme çabası içerisinde olduğunu göstermek isteyen hükümet, Şura'yı katsayı tartışmalarıyla kilitlemişti. TÜSİAD ise yaptığı uyarıyla hükümeti katsayı meselesini "seçim yatırımı" olarak kullanmaması konusunda uyarmıştı. Bugüne kadar hükümete çok büyük destek veren TÜSİAD'ın bu açıklaması, patronların özellikle cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP'nin arkasında durmayacağı yorumlarına yol açtı.

 

"AB sürecinin sahiplenilmemesi üzüntü verici"

Konuşmasında AB ile ilişkilere de değinen Sabancı, AB'ye uyum sürecinin hükümetin temel gündem maddesi olması gerekliliğini her fırsatta vurguladıklarını belirterek, bütün aday ülkelerin müzakere süreçlerinde en canlı tartışmaların yaşandığı, hükümetlerin yoğun bilgilendirme kampanyalarına giriştikleri dönemler olmasına rağmen Türkiye'de bu tür sahiplenmenin olmamasının üzüntü verici olduğunu söyledi.

AB ile ilişkilerin 2 yıl öncesine oranla daha az gündemde oluşundan rahatsızlık duyduğu anlaşılan Sabancı'nın 301. madde konusunda söyledikleri de dikkat çekti.

 

301'e destek çıktı

AB Komisyonu'nun son ilerleme raporunda yargı reformu alanındaki eksiklik ve TCK'nın 301. maddesinin eleştiri konusu yapıldığını anlatan Sabancı, hükümetin bu konuyu olumlu bir yaklaşımla ele aldığını, sivil toplum kuruluşları ile yapılan ve TÜSİAD'ın da katıldığı toplantı sonucu bu maddenin yeni biçimi ile ilgili öneri çalışmalarının devam ettiğini ifade etti.

Yürürlükte olan TCK AB isteğiyle değişmiş ve değişiklikler tartışılırken yeni yasanın eskisinden de daha baskıcı hükümler içerdiğine dikkat çekilmişti. Ancak AB'nin ısrarla değişmesini isteyen TCK bu uyarılar dikkate alınmadan hazırlanmıştı.

 

"Bu yolun dönüşü yok"

Ekonominin zaman zaman siyasi tartışmaların gölgesinde kaldığını ve siyasi belirsizliklerden olumsuz yönde etkilendiğini söyleyen Sabancı, "Bu noktaya gelebilmek için çok zaman, enerji ve kaynak sarf ettik, çok bedel ödedik. Bu süreci yeniden yaşayamayız. Ekonomimizin makro değerlerinde sağlanmış olan belirgin iyileşmeyi sürdürmek ve daha da ileriye götürmek durumundayız. Aynı durum AB ile ilişkilerimiz için de geçerlidir.

yazici   mail