HABER MERKEZİ Dışişleri Bakanı ve Türkiye'nin Avrupa Birliği Başmüzakerecisi Ali Babacan'ın katıldığı ve Brüksel'de yapılan Türkiye-AB Troyka toplantısına, müzakere süreci, DTP'ye açılan kapatma davası ve Kuzey Irak konuları damgasını vurdu.

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, AB Dönem Başkanı Portekiz Dışişleri Bakanı Luis Amada ve gelecek dönem AB Dönem Başkanlığı'nı devralacak Slovanya'nın Dışişleri Bakanı Dimitrij Rupel'in katıldığı toplantı sonrasında ortak bir basın toplantısı düzenlendi.

"Küresel koşullar iyi ilişkileri zorunlu kıldı"
Basın toplantısında konuşan Ali Babacan, Türkiye'nin AB reform sürecindeki kararlılığını vurguladıklarını anlatarak, "AB'li dostlarımızın Türk hükümetinin kararlılığını kabul etmesinden memnuniyet duyduk" dedi. Türkiye'nin bir geçiş sürecinde olduğunu söyleyen Babacan son 5 yıl içinde AB'ye uyum kapsamında hayata geçirilen uygulamaları kast ederek "zor durumlarda başarılı sınav verdiğini, vermeye de devam edeceğini" anlattı. Müzakere sürecinin siyasi amaçlara alet edilmemesini ve teknik açıdan hazır fasılların geciktirilmeden müzakereye açılmasını istediklerini aktaran Babacan "küresel koşulların Türkiye ile AB arasındaki iyi ilişkileri zorunlu kıldığını" söyledi. Bakan Babacan, toplantıda PKK ile mücadele konusunda AB'den beklentilerini aktardıklarını belirterek AB tarafının bu konuda destek veren ifadelerinden memnuniyet duyduklarını kaydetti. Kıbrıs sorununu da konuştuklarını belirten Babacan "AB'nin, bu sorunun ancak BM sürecinde çözülebileceğini ifade ettiğini görmekten memnun oldum" dedi.

"ABD, AB ve yakın bölgeden dayanışmayı takdirle karşılıyoruz"
PKK ve Irak'la ilgili sorulara da yanıt veren Babacan, "Terörizmle mücadelede siyasi iradeyle fiziksel kapasitenin birleşmesi gerekiyor. Maalesef biz bunu Irak'ın merkezi hükümetinde ve yerel yönetiminde göremiyoruz. Bu nedenle Irak'ta kontrolü elinde bulunduran ABD ile bir çalışma içine girdik." dedi. Babacan Türkiye'nin PKK ile mücadelesinde ABD, AB ve yakın bölgesinden "giderek artmakta olan dayanışmayı takdirle karşıladığını" kaydetti. Babacan bazı AB ülkelerinin Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan kişileri kısa bir gözaltından sonra serbest bırakmasının Türkiye için kabul edilemeyecek bir gelişme olduğunu söyleyerek "Avrupa'daki tüm dostlarımızın bu konudaki sıkıntılarımızı anlamalarını diliyoruz" diye konuştu.

Rehn'den Erdoğan'ın DTP açıklamasına destek
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn de, DTP hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili "Demokrasi ve çoğulculuğa taraf olduğumuz gibi terör örgütüyle doğrudan ya da dolaylı her türlü bağlantı kurulmasına karşıyız" dedi. Sorulan soru üzerine dava hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyduklarını ifade eden Rehn davayı yakından izlediklerini belirtti. Rehn, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın DTP hakkında açılan davayla ilgili yaptığı açıklamayı "Avrupa demokrasisine uygun şekilde sorumlu yaklaşım" olarak değerlendirdiğini ifade etti. Kuzey Irak konusunda Türkiye'yi anladıklarını belirten Rehn, soruna Irak ve Türkiye arasında siyasi çözüm bulunması beklentisini dile getirdi. Kıbrıs konusunda ise Rehn, Türkiye'nin Ek Protokol'den kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesini gerektiğini kaydederek "Kıbrıs'ta BM öncülüğünde ciddi ve kapsamlı müzakerelerin başlatılması" çağrısında bulundu. Rehn müzakere süreciyle ilgili olarak da "Aralık ayında teknik açıdan hazır olan en az iki faslın Müzakere Çerçeve Belgesi'ne uygun şekilde müzakerelere açılması gerektiğini" belirtti.

AB Dönem Başkanı Portekiz'in Dışişleri Bakanı Luis Amada ise Türkiye ile bu yıl içinde iki faslın müzakerelere açılmasını ''mümkün gördüklerini ve gerçekleştirmeye çalıştıklarını'' kaydetti. Amada, siyasi engellerin ortadan kaldırılması durumunda müzakerelerin açılacağı hükümetler arası konferansın 18 Aralık'ta düzenlenebileceğini ifade etti. Amada, "terörle mücadele konusunda Türkiye ile çok çok yakın işbirliği içinde olduklarını" söyledi.