Dün Dünya Tiyatrolar Günü’nde Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi önünde bir araya gelen sanatçı ve aydınlar, AKP’nin kültürel ve toplumsal yıkım projesini durdurmak için mücadelelerini ve akıllarını ortaklaştırma kararı aldılar. 27 Mart’ı değerlendiren sanatçılar AKP ekspresinin raydan çıktığı konusunda hem fikir.

Tamer Levent (TOBAV Genel Başkanı) Türkiye dünya medeniyetleri arasında ilerleme niyeti taşırken, AB’ye girmek istediğini söylerken, demokratikleşmek isterken bu sahnelerin sayısının artması gerekmez mi? Ama görüyorsunuz tiyatrocuların oyun oynayacak sahnesi kalmadı. Demokrasi kültürünü benimsemek istiyoruz, katılımcı demokrasiyi istiyoruz ama sahneleri yıkıyoruz. Bu nasıl bir şeydir? Ben bunun düzenli bir kültürsüzleştirme politikasının harekatı olduğunu düşünüyorum. Türkiye kötü bir yere doğru gidiyor. Bertolt Brecth’in “Arturo Ui’nin Önlenemez Yükselişi” oyununun gerçekleşmeye başladığını görüyorum. ‘Demokrasi çoğunluğun kültürüdür bir kısım elit demokrasiyi elinde tutuyor’ diyorlar. Bunu diyenler çok daha kötüsünü yapıp halka hakaret ediyor. Kendi elitini yaratıyor. Halkı uyutmak için de ara sıra gülümseyerek bir şeyler söylüyor ve halkın duymak istediklerini biraz fısıldıyor. Halk bu kitle kuyrukçuluğu yüzünden gerçeği unutuyor. Son dönemde birçok insan uyanmaya başladı. ‘22 Temmuzda AKP’ye oy vermiştim ama artık vermem’ diyor. Bahsettiğim oyunda da Arturo Ui yani Adolf Hitler, küçük esnafı elinde tutarak emellerine ulaşır. AKP de bunu yapıyor şimdi. Kolaycılık yaratıyor. Müthiş bir işsizlik de var ülkede geliştirilen bir fırsatçılık da var. AKP burjuvazi ve işçi sınıfı arasında duran bu kesimi elinde tutarak güçleniyor. Dağıttıkları yardımlarla küçük yemlerle o grubu elinde tutuyor. AKP bir ülkeyi yok etme pahasına yönettiğini söylüyor. Bu açık açık vatan hainliğidir. Bunu artık net olarak söylemek lazım... AKP sırıtarak yapıyor bunu üstelik.

Nejat Yavaşoğulları (Bulutsuzluk Özlemi – Sanatçı) Öncelikle bugün buraya, beni rahatsız eden bir duruma karşı duruşumu sergilemek için geldim. Eğer bir şeyden rahatsız olursanız bunu dile getirirsiniz. Ben de bugün tiyatrolarımızın yıkılmasını, kültür ve tarih mirasımızın yok edilmesini protesto etmek için, bu konudaki rahatsızlığımı dile getirmek için geldim. Bu bir görevdir aynı zamanda. İnsani görevimiz. Gördüğünüz tüm bu alanlar yıkıla yıkıla sonunda bir avuç toprak kaldı geriye. AKP Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’na ne zaman el atacak bakalım. Nasıl ki bugün burada tiyatro sanatçısı arkadaşlarımızın emeklerinin ve anılarının saklı olduğu bu yer yıkılmakla karşı karşıyadır, Açıkhava Tiyatrosu da benim için öyledir. Hem seyirci olarak hem sanatçı olarak orada yıllarımı geçirdim. Şimdi Kongre Vadisi adı altında tüm bu mirası yok ederek yerine ticaret merkezleri kuracaklar. Buna dur dememiz gerekiyor.