www.soL.org.tr
Onurlu bir sanatçı: Muhsin Ertuğrul
28 Mart 2008, Cuma

Hem tiyatro hem de sinema alanında Türkiye’de ilk önemli katkıları gerçekleştiren Muhsin Ertuğrul’un yaşamı, gerici iktidarlara direnerek geçti. Ondan bu mirası devralan aydın ve sanatçılar, heykelini yıkarak işe koyulmaya çalışan AKP’ye karşı cephe oluşturuyor.

resimsoL 28 Şubat 1892’de İstanbul’da dünyaya gelen Muhsin Ertuğrul sahneye ilk adımını 1909’da Erenköy’deki Burhaneddin Kumpanyası’nda Canon Doyle’ın Şerlok Holmes oyununda Bob rolüyle atar. O günden sonra da tutkuyla sürdürür çalışmalarını.

Modern tiyatro tekniğini tanımak ve öğrendiği metodları Türk Tiyatrosuna tatbik etmek amacıyla 1911 yılında Paris’e gider. Orada Comedie Française ile birlikte birçok Rus Tiyatro topluluğu ile karşılaşır ve gördüklerinden oldukça etkilenmiş olarak 1913 yılında ülkesine geri döner.

Bu yıllarda özellikle Paris’te izlediği filmlerinden etkilenerek sinemaya ilgi duymaya başlar. Giderek artan bu ilgisi onu 1918 yılında modern sinema tekniğini öğrenmek ve Türk Sineması’na uygulamak üzere Berlin’e götürür.

1921 yılında Darülbedayi’nin başına getirilmesiyle uzun soluklu bir tiyatro ve sinema yönetmenliği dönemi başlar. Gerek tiyatro gerekse sinemadaki çalışmaları sırasında genç oyunculara değer verdiği gibi yaşlı tuluat sanatçılarına ve ortaoyuncularına karşı da değerbilir bir tutum sergiler.

Muhsin Ertuğrul aynı zamanda bir Nâzım Hikmet dostudur. Birçok insanın Nâzım’ın adını ağzına almaya korktuğu bir zamanda Ertuğrul, Nâzım’ın yazdığı oyunları sahnelemiş onun senaryolarını filme çekmiştir.

Cumhuriyetin aydınlanmacı ve ilerlemeci aydınlarının en değerlilerinden birisi olan Muhsin Ertuğrul bu tutumunun bedelini gözünün önünde yakılan tiyatrosunun karşısında boğulduğu gözyaşlarıyla ödemiştir.

Demokrat Parti iktidarı döneminde yeniden tiyatro çalışmalarının başına getirilen Ertuğrul, kurumunun iktidar sözcüsü bir yapıya dönüştürülmesi çabaları üzerine istifasını vermekte tereddüt etmeyecek kadar namuslu bir sanat adamıdır.

Doğru ya da yanlış, o her zaman inandığını yapan ve bildiğinden şaşmayan, bilimden, aydınlanmadan yana bir tiyatro adamı, modern tiyatromuzun ve sinemamızın kurucusu, aydın namusunun da sarsılmaz bir kalesi olarak sahnelerimizde ve tiyatrolarımızda adını yaşatmaya devam ediyor.

yazici   mail