www.soL.org.tr
Eğitim “özel” düzenleme
19 Eylül 2006, Salı

soL AB'ye uyum sürecinde çeşitli yasalarda değişiklik yapılmasını öngören  9. Uyum Paketi görüşmeleri kapsamında bugün toplanan TBMM'nin gündemine ilk olarak Özel Öğretim Kurumları Kanunu Tasarısı gelecek. Komisyon tarafından oy çokluğuyla kabul edilen tasarı, kamu kaynaklarını özel okullara aktardığı gerekçesiyle eleştiri topluyor.

Özel okullara kaynak
Tasarı özel okullarda öğrenim görecek öğrencilere, her ders yılı için belirlenen ücretlerin yarısını geçmemek üzere öğrenci başına azami 1000 YTL para yardımı öngörüyor. Öğrencilerin velileri tarafından okul ücretini karşılamak üzere alınan kredinin faizinin yüzde 50'sini geçmemek üzere belirlenen kısmı ise devletçe karşılanabilecek. Söz konusu devlet katkısının kimlere yapılacağı ise Maliye ve Milli Eğitim Bakanlıkları tarafından belirlenecek. Tasarı yardım yapılacak öğrenci sayısını belirlemezken, bu öğrencilerin ailelerinin de belli bir gelirin altında olmasını şart koşmuyor. Bu haliyle, aktarılacak kaynağın sınırları bilinmiyor.

Öte yandan, Milli Eğitim Bakanlığı'nın son olarak devlet okullarına gönderdiği bir genelge ile ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla karşılamalarını istemesi, söz konusu tasarıya yönelik tepkileri artırıyor. Birçok devlet okulunda derslik, yakacak, su, elektrik gibi giderlerin karşılanması için velilerden para toplanırken, özel okullara yönelik teşvik tepkiyle karşılanıyor. Tasarı özel okulların su, elektrik, doğalgaz ihtiyaçlarını devlet okullarıyla aynı koşullarda almasını öngörüyor.

Özele ek kadro
Özel Öğretim Kurumları Kanunu Tasarısı'na göre devlet okullarında öğretmenlik yapanlar, haftalık ders saatlerini tamamlamak koşuluyla özel okullarda da ders verebilecek. Böylece devlet, özel okullara maddi desteğin yanı sıra kadro desteği de sağlamış oluyor. Ayrıca devlet okullarındaki öğretmenlerin özel okullarda ders verecek olmasının nitelikli öğretmenleri eğitim sisteminden uzaklaştıracağı düşünülüyor.

Tasarının eleştirilen taraflarından biri de, Türkiye'deki orta öğrenim kurumlarının ancak yüzde 2'lik bir bölümünü oluşturan özel okulların boş kalan kontenjanlarının doldurulması ve bu arada hükümetin de çabalarıyla tamamı özel olan "tarikat okulları"nın kayırılması. Devletin yapacağı katkının kriterlerinin net bir biçimde belirlenmemesi bu kaygının artmasına neden oluyor.

Yasa tasarısının dikkat çekici bir diğer yönü de, yabancılar tarafından açılmış özel okulların yeni arazi edinebilmelerine ve kapasitelerini en fazla beş misline kadar artırabilmelerine olanak sağlanması. Tasarı, yabancı okulların taşınmaz mallarının, kurucularının ya da yetkililerinin önerisiyle bakanlığa ya da Türk Medeni Kanunu'na göre kurulan vakıflara devredilebileceğini öngörüyor.

Tasarının hükümet tarafından sunulan Genel Gerekçesi'nde "eğitimin planlama, öğretim programlarını geliştirme, denetleme ve koordinasyon işlevi dışındaki hizmetlerin özel sektör tarafından yürütülmesi"nin devletin eğitim yükünü hafifletmesine, finans sorunlarının aşılmasına ve daha "kaliteli" eğitim hizmeti verilmesine ortam sağlayacağı ileri sürülüyor.

AB'ye uyum konusunda özellikle serbest dolaşım başlığında eğitim sorununun önemine değinen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de yasa tasarısının meclisten geçmesiyle eğitimde nitelik artışı yaşanacağını iddia etti.

Tasarıya tepkiler  
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen), tasarının eğitimin paralı hale getirilmesini ve kamusal eğitimin yok edilmesini ifade ettiğini savunuyor. Sendikanın Mayıs ayında yaptığı açıklamada "... devletin görevi hizmet satın almak değil, herkes için parasız, nitelikli hizmet üretmektir. AKP özel okul sevdasından vazgeçerek kamu eğitiminin geliştirilmesine kaynak aktarmalıdır" denildi.

Tasarıya karşı çıkanları ideolojik yaklaşmakla suçlayan bazı özel okul temsilcileri bile, tasarının fazlasıyla liberal bir anlayışla hazırlandığını ifade ediyor. Türk Eğitim Derneği Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu tasarının komisyonda görüşüldüğü Mart ayında yayınladığı bir açıklamada "özel okullarda okuyanlara ilave destekler temin edilirken devlet okullarında okuyan çocuklar için bu desteklerin sağlanmamasının, sosyal devlet ilkesine karşıt bir uygulama olacağı görülmektedir. Bu vesile ile tasarının genel gerekçesinin ikinci paragrafında ifade edilen 'mutlak liberalizasyon' anlayışı da tartışılmalıdır" demişti.

 

yazici   mail