soL: Mehmet Ali Birand hakkındaki şikayetinizin nedenlerini değerlendirir misiniz?

Doğan Ergün: Bizim şikayetimiz Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Mehmet Ali Birand’ın Avrupa Birliği konusunda gençliği bilinçlendirmek üzere düzenlenen paneller dizisinde yaşananlara dairdi. O paneller tamamen bir misyon gereği, AB propagandası yapmak gibi bir misyon gereği düzenlenmişti. Yurtsever Cepheli Öğrenciler olarak iki üniversitede de bu misyonu boşa çıkarmak ve AB hakkındaki gerçeklerin bizim tarafımızdan öğrenilmesini sağlamak için adım attık.

Mehmet Ali Birand okullardaki ilgili kulüplerle, İletişim Kulübü, İşletme Kulübü gibi kulüplerle, bağlantıya geçerek bu paneller dizisini organize ediyor.

Yani, ortada organize bir iş var. Üniversitelerin ve Mehmet Ali Birand’ın da bir parçası olduğu medya grubunun organize ettiği bir iş bu. Bizim Mehmet Ali Birand hakkındaki şikayetimiz, onun Posta gazetesindeki yazısıyla ilgiliydi. Posta gazetesindeki yazıda hem halkı bilgilendirmek hem de kendisini protesto eden gençleri caydırmak maksatlı, aslında iki türlü kabahati vardı. Bu yazıda birincisi AB’ye karşı çıkan, AB’nin Türkiye’ye fayda getirmeyeceğini savunan yurtseverleri “ülkücü olmakla, ulusalcı olmakla” suçlarken, ikinci olarak da, bizlerin Fransa’nın Fildişi Sahilleri’ne karşı yaptığı saldırıyı oraya taşımasına karşı, Fransa’nın Fiji’ye karşı herhangi bir saldırıda bulunmadığını savunmuş, bunu düşünen gençlerin de “cahil” olduğunu dile getirmişti. Biz de bu konuda bize hakaret ettiği gerekçesiyle Basın Konseyi’ne başvurduk.

Aslında bu başvurunun da ilginç bir hikayesi var. Öncelikle Basın Konseyi’nde görevli olan şahıs kapıyı açmak istemedi bize. Daha sonra polisin işi uzatmamak için araya girmesiyle kapı açıldı ve başvurumuzu yaptık. Şimdi de Basın Konseyi’nden dün bir karar aldık. Oy birliğiyle Birand’a karşı şikayetimizi “yersiz bulduklarını” bildirdiler. Biz bundan sonra hem Birand gibilere hem de Doğan medya grubu ve benzeri diğer medya tekellerine karşı mücadelemizi devam ettireceğiz ve onların AB’ciliklerini, emperyalistlerle olan işbirlikçiliğini teşhir edeceğiz.

Bu konuda da Basın Konseyi’nin Birand’ın işlediği suça ortak olduğunu düşünüyoruz. Hem halkı ve gençliği yanıltmak hem de üstüne hakaret etmek; Basın Konseyi her iki suça da ortak olmuştur. Basın Konseyi’nin konumu daha net hale gelmiştir.