www.soL.org.tr
Ekonomi yönetiminde imam ekolü
28 Haziran 2006, Çarşamba

Uzun tartışmaların ardından zorlukla atanabilen Merkez Bankası Başkanı, ekonomi oyununu IMF kurallarıyla dahi oynayamıyor. Başkan’ın acemiliğinin faturası gün geçtikçe ortaya çıkıyor.

HABER MERKEZİ Süreyya Serdengeçti’nin görev süresinin dolmasının ardından faizsiz bankacılık, türbanlı eş, kapı önündeki ayakkabılar, vb. tartışmalarla uzun bir sürede belirlenebilen yeni Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, sergilediği yönetimle ekonomi konusundaki ehliyetini ortaya koydu. Yönetiminin de gelişi gibi “amatör” olduğu belirtilen Başkan, IMF yanlısı birçok ekonomi yorumcusu tarafından bile “acemi” olarak niteleniyor. 

AKP’nin gölgesi
Geçtiğimiz Mayıs ayında dövizde yukarı çıkış sinyallerinin oldukça belirgin hale gelmesine rağmen, erken seçim havasına kapılan AKP’nin istikrar görüntüsünü bozmamak adına gelişmeleri görmezden geldiği gözleniyordu. Başbakan Erdoğan’ın Mayıs ortasında yaptığı  “kur yükselişine devalüasyon demek cahilliktir” şeklindeki ilginç açıklaması da çoğu otorite tarafından “aymazlık” olarak yorumlanmıştı.

Ülke dışına sermaye çıkışı ve döviz yükselişinin gözlendiği Mayıs ayından bu yana, MB Başkanı Yılmaz, önce AKP’nin gölgesinde müdahalesiz kaldı. Akıllarda, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ın MB adına yaptığı bir açıklamaya karşı Yılmaz tarafından gönderilen düzeltme kaldı. Yılmaz, sonrasında AKP’nin bu gündemi terk etmesiyle tüm sorumluluğu üstlenerek panik adımları atmaya başladı.

Bir fiyaskonun öyküsü
Mayıs ayında yabancı sermaye çıkışı, Haziran başında ise şirketlerin pozisyon açıklarını kapatma girişimleri yüzünden dövize artan talep, dövizin değerini yükseltti. Tüm bu süreci yalnızca izleyen MB, 4 Haziran’da bile ancak “faiz ve döviz satışı enstrümanlarını gelecek dönemde kullanacaklarını” açıklıyordu. 3 gün geçmeden gelen ve 1,75 gibi oldukça yüksek gerçekleşen faiz artırımı ise, MB’nin panik durumunu ortaya koyarak kuruma olan güveni iyice sarstı. Artırımın kurlara neredeyse hiç etki etmemesi, “artık çok geç olduğu” izlenimini perçinledi.

Faiz artırımının kurlara etki etmemesi üzerine pozisyon açığı olan yerli şirketlerin daha da paniğe kapılması ve pozisyon açıklarını kapatmak için döviz almaya başlaması, dolar kurunu 1,70 YTL’ye çıkardı. Böylece dolar, bir aya yakın bir sürede yüzde 30 değer kazanmış oldu. Geçtiğimiz hafta başlayan sınırlı döviz satışı ve ardından gelen stopaj indirimi “rüşveti” ise, dövizin yükselişinin önüne geçemedi. Geçtiğimiz Pazartesi süren panik satışları ise, ipin ucunu kaçıran MB’nin panik hamleleri olarak değerlendiriliyor.

Araba devrildikten sonra…
Çeşitli sermaye çevreleriyle görüşmek üzere ABD’de bulunan Yılmaz’ın “MB döviz ve faiz konularında daha aktif olacak” ve “2007’nin ikinci yarısından itibaren ekonominin toparlanmasını bekliyoruz” açıklamalarında bulunması, ekonomi uzmanlarınca ciddiyetsizlik olarak değerlendiriliyor.

yazici   mail