www.soL.org.tr
Futbol kirli, medya daha kirli
7 Eylül 2007, Cuma

Futbolda “küfür”ü keşfeden sponsorlar, takımları maç kazandığı halde futbol sponsorluklarından çekilmeye başladılar. Tam da Futbol Federasyonu’nun Aydın Doğan’ın yayın taleplerini reddettiği bir dönemde...

HABER MERKEZİ Medya sektörünün ve sektörleşen futbolun en önemli kavşağında Süperlig maçlarının naklen yayını kavgası kızışıyor. Tüm ülkelerdeki profesyonel futbol liglerinden giderek daha fazla yolsuzluk ve kir kokusu geldiği bir dönemde Türkiye’de şike, usulsüzlük, yolsuzluk ve rüşvet skandalları hiç kesilmiyor.

Profesyonel futbol ligi ve medya sektörü, pek de tesadüf olmayan bir biçimde, yeni iktidarın işbaşına geldiği bir dönemde ve aynı anda reorganizasyon çabalarına tanık olmaya başladılar. Oluşan yeni güç dengelerinin ve tekellerin kâr hırsının yeniden düzenlenmek istenmesi, bu sektörlerde dönen para düşünüldüğünde şaşırtıcı değil.

Geçtiğimiz yıl, Futbol Federasyonu, Digiturk adlı Mehmet Emin Karamehmet’e ait kuruluşun 2004’te dört yıllığına aldığı Süperlig yayın haklarını, sessiz sedasız iki yıllığına uzatmış, bu konuda medyada hiç gürültü kopmamıştı.

Bir iktidar operasyonu mu?
Seçim zaferi sonrasında AKP’nin Turgay Ciner, Mehmet Emin Karamehmet, Dinç Bilgin gibi isimlerin tekrar medya sektöründe sağlam yerler edinmesini ve Aydın Doğan’ın kurduğu dev basın tekelinin etkisini dengelemeyi, böylece Aydın Doğan’ın kendisine karşı dönmesi durumunda göreceği zararı azaltmak isteyeceği konuşulmaya başlandı.

Nitekim TMSF tarafından Turgay Ciner ile anlaşıldığının ve el konulan şirketlerin davalardan feragat edilmesi karşılığında geri verileceğinin açıklanması, Dinç Bilgin’in de basın sektörüne geri dönmesini engelleyen kimi suçlardan aklanması, AKP, Aydın Doğan’ın iyice kontrolden çıkan tekel konumunu kırmak istiyor yorumlarına yol açtı. Aydın Doğan’ın kontrol ettiği medya organları, toplam reklam pastasının yüzde 42’sine sahip durumda bulunuyor.

Çölaşan operasyonu sonrası Doğan’ın dijital atağı
Askerlere ve eski Cumhurbaşkanı Sezer’e yakınlığıyla bilinen, hatta onların sözcülüğünü yaptığı varsayılan Emin Çölaşan’ın Hürriyet’ten uzaklaştırılması, yabancı ortak alınarak sermayenin güçlendirilmesi gibi operasyonlar, AKP’nin başlattığı manevralara karşı Doğan’ın kendini koruma refleksleri olarak değerlendirildi. Aydın Bey, tek tabanca kalmasının AKP’ye zarar vermeyeceği, AKP’nin islamcı basını kontrol etmekle yetinip, kendisini rahat bırakabileceği mesajı veriyordu.

Sonra medya sektörünün sınırları içinde belki en kârlı ve prestijli alan olan futbol yayıncılığının sabık banka hortumcusu Mehmet Emin Karamehmet’ten alınması gündeme geliverdi. Geçmiş dönem biriken kirlerinin yarattığı yüke, hattta AKP’nin spor bakanının düşmanlığına rağmen ekonomik ve politik özel ilişkileri sayesinde bugüne kadar kendini korumuş olan Futbol Federasyonu, birdenbire tekelci basının hedef tahtasına yerleşiverdi.

D-Smart adlı Doğan Yayın Holding’e bağlı yayın kuruluşu, Digitürk’ün yıllık 120 milyon dolara uzattığı yayın hakkı için 180 milyon dolar teklif ettiğini açıkladı. Federasyonun yeni bir ihale düzenlemesi, ya da ihalesiz verilecekse, iki yıllık yayın hakkının Karamehmet’e değil, Doğan’a verilmesi gerekiyordu. Ancak Federasyon, Doğan Grubu’ndan gelen bu teklifi reddetti.

Tesadüfe bakın
Ligin ilk üç haftasında başarılı bir seyir gösteren ve ülkenin en büyük tekellerinden birinin sponsorluğuna sahip küçük bir Anadolu takımı birdenbire gündeme bomba gibi düştü. Kir pas içinde geçen birkaç sezondur bu konuda bir çıkışına rastlanmamış olan sponsor Zorlu Holding’in Vestel’i, “tribünlerdeki küfür ve hakemlerin haksız kartları”nı gerekçe göstererek ve (yine yıllardır tartışılan) Federasyon’un verdiği kararlardaki haksızlıkları örnek göstererek sponsorluktan çekiliverdi. Bir Anadolu takımı için sponsorunun çekilmesi, bir sonraki sezona ligden düşmek anlamına geliyor.

Bu zamanlamanın tek açıklamasının, hem AKP’nin hem de Aydın Doğan’ın gitmesini istediği Federasyon yönetimi üzerinde baskıyı artırmak olduğu, baskıyı oluşturan tarafların işbirliği ve ortak strateji geliştirmek için yeterli gerekçeleri olduğu iddia ediliyor.

yazici   mail