soL Göztepe’nin başına gelenler, sermayenin çıkar ilişkilerinin sporu nasıl kirlettiğine verilebilecek en güzel örneklerden birini teşkil ediyor.

Sabah-atv grubunun sahibi olan medya patronu Dinç Bilgin’in onursal başkanlığını ve garantörlüğünü yaptığı takım, 1999 yılında 1. lige çıkmış, ertesi yıllarda önce ikinci lige düşmüş, sonra yeniden 1. lige çıkmıştı.

Ancak Dinç Bilgin Etibank davasıyla birlikte battıkça Göztepe de onunla birlikte battı. TMSF tarafından el konan takım 2003 yılında 2. lige, 2005 yılında 3. lige, geçtiğimiz aylarda ise amatör kümeye düşmüştü, 20 Ağustos’ta yapılan ihale ile Altınbaş grubu’na satıldı.

Altınbaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altınbaş Göztepe’yi “eski parlak günlerine döndüreceğini” iddia ediyor.

Ancak Göztepe’nin parlak günlerine döndürülmesi projesinin kendisi bile Altınbaş’ın sportmenlikle hiç ilgisi olmadığını ortaya koyuyor. İddialara göre Altınbaş halen 1. ligde olan Gençlerbirliği Oftaş'ı futbolcu yetiştirip satma fabrikası olarak kullanan İlhan Cavcav’dan toptan satın almayı planlıyor. Bunun ardından iki kulübü Gençlerbirliği Oftaş çatısı altında birleştirecek olan Altınbaş, kulübün ismini Göztepe olarak değiştirip, yönetimini İzmir’e taşıyacak.

Yani Altınbaş’ın amatör kümede olan Göztepe’yi büyük ölçüde takımın ismini garanti altına almak için satın aldığı söyleniyor. Bunun ardından Gençlerbirliği Oftaş'ı da satın alacak olan Altınbaş, Gençlerbirliği Oftaş'a Göztepe’nin ismini verdiğinde, el çabukluğu marifet ile Göztepe Süper Lige çıkmış (!) olacak.

Bütün bunların yanı sıra, İmam Altınbaş’ın AKP’ye yakınlığı TMSF’nin Göztepe'yi elden çıkartma kararının bir çeşit ödül olduğu söylentisini doğuruyor. Göztepe’nin Süper Lige çıkartılma planındaki kurnazlık, insanın aklına ister istemez AKP’nin baş kurnazı Kemal Unakıtan’ın da seçim çalışmaları çerçevesinde Eskişehirspor’a futbolcu transfer etmesini getiriyor.