www.soL.org.tr
Madem sahneye sokuyorsunuz...
Ender Helvacıoğlu 26 Temmuz 2006, Çarşamba

Ender Helvacıoğlu (26 Temmuz 2006, Çarşamba)
Devrimler başka çare kalmadığı zaman gerçekleşir. Son çare olarak... Toplumlar devrime sonuna kadar direnirler, yine de bir çözüm bulamazlarsa mecburen devrim yaparlar. Devrimci bu anı sezmelidir. Sezemezse karşı-devrimci olur. Çünkü o anda saflar çok kalın hatlarla belirginleşir. Bir devrim olacaktır: Ya devrim ya da karşı-devrim. Hangisinden yanasın? Hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı bir an yaşanmaktadır.

Bunları edebiyat olsun diye yazmıyoruz. Bölgemiz hızla böyle bir döneme doğru ilerliyor. Şimdilik, emperyalizmin acımasız saldırısı sahnededir. ABD ve kaderini ABD'ye bağlayanlar, bütün araçları kullanarak kendi çözümlerini dayatıyorlar. Fakat çözümlerinin nasıl bir çözümsüzlüğe dönüştüğünü de görüyoruz. Bir türlü kendi istikrarlarını kuramıyorlar. Ortaya attıkları çözümler, kısa sürede eskiyerek ve etkisini kaybederek sahneden çekilmek zorunda kalıyor. Bu durum sadece emperyalistler açısından böyle değil, emperyalizme bağımlı yapılar da bir bir çözülüyor. Kısacası, yönetenler artık yönetemez hale geliyorlar.

Demek ki sahne yeni bir çözüme ve yeni bir aktöre gebedir. Hatta daha da ileri giderek şöyle ifade edelim: Yeni çözüm, kendi sahnesini de yaratacaktır.

Türkiye yangın yerine dönmüş olan sahneye çekiliyor. Emperyalizmin sahnesi hızla genişliyor ve Türkiye'yi de kapsamaya başlıyor. Bunu engelleyemeyebiliriz, çünkü ülkemizin karar mekanizmalarına emperyalist uşakları çöreklenmiş. Ama o sahneyi onların başlarına geçirebiliriz. İşte bunu yapabiliriz! Daha doğrusu bunu yapmaya mecburuz; eğer karşı-devrimci olmayacaksak.

Bolşevikler, Rusya'nın Birinci Dünya Savaşı'na girmesine karşı çıkmışlardı. Ama başaramadılar, Çarlık iktidarı emperyalist paylaşım savaşının bir parçası oldu. Ama çok değil üç yıl sonra, Rusya o savaştan "Sovyetler Birliği" olarak çıktı.

Hadi, Türkiye'nin yöneticileri, Amerika'nın taşeronu olarak atlayan bakalım Ortadoğu yangınına! Kuzey Irak'a girin, Bağdat'a kadar gidin, Lübnan'a da girin, hatta İran'a da girin! Bakalım o yangın sonuç olarak kimi yakacak? Türkiye'nin kanını satmanın bedeli, bakalım son tahlilde nasıl ödenecek? Şu anda bile halkının yüzde 82'si Amerikan düşmanı olan bir ülke olarak giriyorsunuz o sahneye, bunu unutmayın...

Türkiye büyük bir ülke. Türkiye'nin emekçi halkı bilge bir halk. Ayağa kalkması kolay değil. Ama bir kalkar, pir kalkar! Artık damarına basıldığı anlaşılıyor.

Bu durum, yeni sahnenin yeni aktörü olma iddiasındaki güçlere, bu iddialarını kanıtlama fırsatı da sunacaktır.

Devrimi aramak... Galiba bu soru gündeme geliyor. Haftaya devam ederiz.

[email protected]

yazici   mail