www.soL.org.tr
Liberallere gün Ergenekon'dan doğacak
23 Ocak 2008, Çarşamba

Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz gibi isimlerin içinde bulunduğu çoğu doğrudan ABD tezgâhında yetişmiş "ulusalcı" gruba yapılan operasyon ülkede esmesi istenen liberal-işbirlikçi rüzgârı kuvvetlendirecek. Operasyon bu kişilerden ziyade girilecek sürece gösterilecek yurtsever tepkileri bertaraf etmeyi hedefliyor.

soL (Korhan Çetin) İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ümraniye'de ele geçirilen patlayıcılara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük, avukat Kemal Kerinçsiz, gazeteci Güler Kömürcü, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla İlişkiler Sözcüsü Sevgi Erenerol'un da bulunduğu 33 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Kamuoyuna “ulusalcı” etiketiyle sunulan bu kişilere dönük operasyonla birlikte AKP ve Genelkurmay’ın hem yeni adımlar için uygun zemini hazırladığı hem de bu adımların atılması için gerekli yapılanmaları oluşturmak için önemli bir adım attığı belirtiliyor.

Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, “Ümraniye ilçesinde ele geçirilen el bombaları ile ilgili olarak başlatılan soruşturma kapsamında ve bu soruşturmanın devamı olarak 33 kişi gözaltına alınmıştır” ifadesi kullanıldı. Geçtiğimiz yıl Haziran ayında Ümraniye’de bir evde bulunan patlayıcı ve bombaların ardından yürütülen soruşturma çerçevesinde emekli astsubay Oktay Yıldırım ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’in de içinde olduğu 15 kişi tutuklanmıştı. Bu kişiler hakkında “silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “bu örgüte üye olmak”, “askeri itaatsizliğe teşvik etmek”, “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek”, “sayı ve nitelik bakımından vahim olan silah veya mermileri bulundurmak” ve “patlayıcı madde bulundurmak” suçlarından soruşturma açılmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, “Soruşturmanın devamı olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının, CMK'nın 250. maddesi ile yetkili cumhuriyet savcıları tarafından verilen talimatla, 22 Ocak 2008 tarihi itibarıyla 33 kişi gözaltına alınmıştır” dedi.

Gazeteci değil kâhin
Gözaltına alınan kişiler uzun süredir kamuoyunun gündemine çeşitli olaylarla ve aralarındaki bağlantılarla birlikte geliyorlardı. Geçtiğimiz yıl boyunca yürütülen bilinçli bir çabayla Türkiye siyasetine çizilmeye çalışılan liberal-milliyetçi taraflaşmasında bu kesimler “ulusalcılar” olarak sunulmuşlardı. Bu “taraflaşma” Türkiye’nin ABD önünde diz çökmesiyle sonuçlanırken özellikle ABD’nin “PKK’ye karşı mücadele” başlığı üzerinden Genelkurmay ve AKP’yi etkili bir şekilde yönlendirmeye başlamasıyla birlikte bu iki aktör arasında bir uyum ve yakınlaşma da sağlanmıştı. PKK’ye karşı yapılan ilk askeri operasyonların ardından liberal ve sol-liberal kesimlerden hükümete dönük “siyasi adımları” hızlandırma çağrıları gelmişti. Bu değerlendirmelerde AKP eleştirilmekle birlikte AKP’nin elini kolunu bağlayan bazı faktörler olduğuna da dikkat çekilmişti. Örneğin, Taraf gazetesi yazarı Ahmet Altan dünkü yazısını çetelere ayırdı ve bunlar tasfiye edilmeden yeni adımların gündeme gelemeyeceği belirtti. Yine aynı gazetenin önceki sayısında eski Meclis Susurluk Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış’la çeteler üzerine yapılmış bir söyleşi yer aldı.

Dün yapılan operasyonlarla uzun süredir salınımlarla devam eden kontrgerilla faaliyetlerinin yeni döneme uygun hale getirilmesi girişimlerinde yeni bir adım atılmış oldu. Diğer yandan bu operasyonun daha ağırlık taşıyan yanının ülkede yaratılmak istenen atmosfer olduğu belirtiliyor. Zira bu sayede “liberal-işbirlikçi” hava hızla yükseltilebilecek ve bunu demokrasi ve özgürlükler gibi başlıklar üzerinden yapabilmek mümkün hale gelecek.

Büyükanıt gol mü yedi?
Operasyonun Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ülke dışındayken yapılması da yorumlara neden oldu. Zira, Büyükanıt bu isimleri de kapsayacak şekilde kontrgerilla faaliyetlerine yakın bir isim olarak biliniyor. Yapılan değerlendirmelerde bu operasyonun Genelkurmay Başkanı’nın bilgisi dışında yapılmasının mümkün olmadığı ve operasyonun Büyükanıt yurtdışındayken yapılmasının Büyükanıt’ı rahatlatmak ve sürecin daha sorunsuz tamamlanmasını sağlamak amacı taşıdığı belirtiliyor. Büyükanıt, Londra’da kendisine bu konuyu soran gazetecilere herhangi bir yorumda bulunmayacağını söyledi.

Son operasyonla birlikte hatırlara gelen diğer bir konu da Dağlıca operasyonu üzerinden özellikle Taraf gazetesinin Genelkurmay’ı sıkıştırmaya çalışması oldu. Taraf gazetesi, hakkında çok sayıda soru işareti olan ve ABD, Genelkurmay ve PKK’nin çeşitli roller üstlendikleri Dağlıca baskınını ısrarla “askeri kusurlar” eksenine sıkıştırmaya çalışmıştı. Genelkurmay’ın buna karşı savunmasıysa cılız kalmış; bu savunmanın hemen ardından benzer sorular Milliyet gazetesince de gündeme getirilmişti.

AKP’nin trafiği yoğun
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise operasyona ilişkin olarak “devlet çalışıyor” dedi. Geçtiğimiz senelerden “Türkiye’nin pazarlanması için” çok önemli bir platform olarak görüldüğü bilinen Davos toplantılarına katılmayacağını son anda açıklayan Erdoğan, partisinin grup toplantısının ardından Merkez Yürütme Kurulunu topladı. Dört saat süren toplantı geceyarısı sona erdi. Önceki gün de bakanlar kurulu 7 saatlik bir toplantı yapmış, toplantının ardından ayrıntılı bir açıklama yapılmamıştı. Bakanlar kurulunun ardından Başbakan Erdoğan, “sürpriz bir şekilde” ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson’la görüşmüştü. Bugün de Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek başkanlığında toplanacak. Bu toplantıların önemli bir gündeminin son operasyon ve bununla birlikte gündeme gelmesi planlanan yeni adımlar olduğu belirtiliyor.

Yayın yassak!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, açıklamasında, soruşturma çerçevesinde daha önceden mahkemelerce “gizlilik kararı” ve “yayın yapma yasağı kararı” alındığını hatırlatarak, “Bu soruşturmanın devamı olan bugünkü gözaltılar ve müteakip soruşturma işlemleri de, bu gizlilik ve yayın yapma yasağı kapsamında bulunmaktadır. Bu itibarla soruşturmanın bu aşamasında ayrıntılar hususunda başkaca açıklama yapmaya yasal imkân bulunmamaktadır” dedi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) de yaptığı yazılı açıklamayla geçtiğimiz yıl Haziran ayında İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “Ergenekon terör örgütü”yle ilgili haberlere ilişkin aldığı yasaklama kararını anımsattı.

yazici   mail