www.soL.org.tr
ABD yetiştirmesi 'ulusalcılar'
23 Ocak 2008, Çarşamba

ABD'nin yüzünü kara çıkartmayan ve "komünizme karşı mücadele" için ne görev verilirse yapan "Ergenekon"cular son hizmetlerini Türkiye'nin liberal-milliyetçi ekseninde ayrışmasında üstlendikleri rolle yaptılar.

soL Gözaltına alınan isimlerin çoğu uzun süredir kamuoyu gündemine “ulusalcı” olarak etiketlenip sunuluyorlardı. Susurluk, Danıştay saldırısı, Dink cinayeti gibi birçok olayda isimleri geçen bu kişilerin çoğu varlıklarını ABD’nin “komünizme karşı savaş” doktrininde kendilerine verdikleri yere borçlular. Kimi zaman “vatansever” kimi zaman “kuvayı milliye” gibi kavramlarla anılan bu kişiler içindeki önemli isimler doğrudan ABD-NATO tezgâhlarında yetiştiler.

Operasyonlarda gözaltına alınanların isimleri şunlar: Veli Küçük, Mehmet Zekeriya Öztürk, Sevgi Erenerol, Güler Kömürcü, Sami Hoştan, Ali Yasak, Mehmet Fikri Karadağ, Hüseyin Gazi Oğuz, Kahraman Şahin, Oğuz Alpaslan Abdülkadir, Raif Görüm, Hüseyin Görüm, Ümit Oğuztan, Erdal İrten, Kemal Kerinçsiz, Engin Zorba, Asim Demir, Atilla Aksu, Murat Özkan, Satılmış Balkaş, Mehmet Boğazkaya, Emin Caner Yiğit, Erol Ölmez, Yusuf Görüm, Müzeyyen Şen, Ayşe Ceylan Geçyol, Anotoli Madjar ile İstanbul ili dışında yapılan operasyonlarda gözaltına alınan Muhammet Yüce, Erkut Ersoy, Yaşar Aslanköylü, Tanju Okan, Ahmet Ceylan ve Fuat Turgut.

Nereye gitse faili meçhul
Veli Küçük'ün, Güneydoğu'da çok sayıda faili meçhul cinayetin altında imzası olan JİTEM'in kurucusu olduğu iddia ediliyor. JİTEM, köy koruculuğu sistemini Güneydoğu'ya yerleştirirken, Veli Küçük'ün Giresun'a tayin edilmesi, Karadeniz'in koruculuk sistemiyle tanışmasında belirleyici oldu.

Veli Küçük'ün görevde olduğu sırada, faşist katil Abdullah Çatlı ile son telefon görüşmelerinden birini yaptığı savcılık incelemeleri sırasında belirlendi. Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu'nda Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'a ait olduğu belirlenen cep telefonunun, o günlerde Giresun Jandarma Bölge Komutanı olan Tuğgeneral Veli Küçük adına kayıtlı olduğu tespit edildiği yazıldı. Söz konusu telefonun Abdullah Çatlı'nın yanı sıra Susurluk skandalındaki pek çok isim tarafından arandığı da ortaya çıkmıştı. Küçük Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı olduğu sırada bu bölgede kullanıldığı tesbit edilen bu telefondan, öldürülen Ömer Lütfü Topal'ın kumarhanelerinin de defalarca arandığı belirlenmişti. Telefonun Kocaeli'nde kullanıldığı dönemde, “Adapazarı-İzmit-Sapanca” üçgenindeki Kürt işadamlarına yönelik suikastlar meydana gelmişti.

Hepsi tesadüf!
Veli Küçük, emekli olduktan sonra Hukukçular Birliği Başkanı Kemal Kerinçsiz ile defalarca aynı karede yer aldı. Danıştay baskınına adı karışan ve geçtiğimiz yıl tutuklanan Muzaffer Tekin'in de Veli Küçük'ün elini öperken fotoğrafı gazetelerde yayımlandı.

Veli Küçük'ün Danıştay baskını tetikçisi Alparslan Arslan ile birlikte çektirdiği fotoğrafsa Azadiya Welat gazetesinde yayımlandığında henüz Alparslan Arslan'ın adı Danıştay cinayetine karışmamıştı.

Küçük'ün emekli olduktan sonra “vatansever” kuvvetleri bir araya getirmeyi hedefleyen girişimlerde de oldukça etkili olduğu biliniyor.

Küçük'le ilgili son iddia, Dink suikastının ardından ortaya atıldı. Avukat Erdal Doğan, müvekkili Dink'in Küçük tarafından tehdit edildiğini, en çok da bu tehditten etkilendiğini söylüyordu.

Küçük'ün emekli olduktan sonra eski İstanbul Valisi Erol Çakır ve eski Narkotik Şube Müdürü Nihat Kubuş ile kurduğu Stratejik Güvenlik Koruma ve Eğitim adlı şirketin bir şubesinin de Dink suikastı sonrasında hayli tartışılan Trabzon'da bulunması, başka bir ilginç tesadüfe işaret ediyor.

Silah üzerine yeminle tanındı
Kuvayı Milliye Derneği Genel Başkanı Fikri Karadağ, eski NATO Özel Daire Başkanı. Danıştay tetikçisi Alparslan Aslan’ın cebinde kartı bulunan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği adlı derneğin yöneticisi olarak ilk defa adı duyuldu. Bir dönem içinde bulunduğu derneği “ele geçirmeye” çalıştığı, ancak başaramayınca kendi derneğini kurduğu belirtiliyor.

Kıbrıs’a özel ilgi
Muzaffer Tekin, Danıştay cinayeti ve Cumhuriyet gazetesine geçtiğimiz yıl Mayıs ayında bir haftada gerçekleştirilen 3 ayrı saldırının azmettiricisi ve saldırıyı düzenleyen çetenin lideri olmakla suçlanıyor.

Danıştay saldırısından sonra kayıplara karıştı. Olaydan birkaç gün sonra kalbi civarından bıçaklandı ve bazı kişilerce hastaneye bırakıldı. Tekin'in, KKTC'deki Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) ile de bağlantılı olabileceği belirtiliyor.

Harp Okulu'ndan 1972 yılında mezun olan Tekin, JİTEM’in kurucusu olarak bilinen ve JİTEM'in yasadışı faaliyetlerini açıkladıktan sonra faili meçhul cinayete kurban giden Cem Ersever'in de sınıf arkadaşı. TMT'nin adı, Ankara'da ortaya çıkarılan ve devlet bağlantılı olduğu ileri sürülen “Sauna Çetesi” soruşturmasında da geçmişti.

Tekin Susurluk Skandalı'nın kilit isimleri ile de görüntülendi ve bu fotoğraflardan hareketle Susurluk ile bağlantısı olduğu iddia edildi. Tekin, Veli Küçük’ün de yakın ekibindeydi.

Tekin, geçtiğimiz Haziran ayında İstanbul’da Ümraniye’deki bir gecekonduya yapılan baskında ele geçirilen patlayıcı ve bombaların ardından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklandı.

Höykürmesiyle ünlü
Büyük Hukukçular Birliği Başkanı olan Kemal Kerinçsiz ilk defa Hrant Dink ve Orhan Pamuk'un TCK'nın 301. maddesinden yargılandığı davalarda şikayetçi olmasıyla tanındı. Adliye binalarında ve duruşma salonlarında yaşanan arbede ve tartışmalarla gündeme oturdu. En son Ümraniye soruşturması kapsamında tutuklanan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin ve gazeteci-yazar Ergün Poyraz'ın avukatlığını yapıyordu.

Fısıldayın yazsın
Akşam gazetesi yazarı Güler Kömürcü kulağına fısıldananları yazan biri olarak tanınıyor. Sedat Peker ve adamlarına yönelik operasyon kapsamında yapılan telefon dinlemelerine Peker'le yaptığı konuşmalarının takılmasıyla gündeme gelmişti.

Hayal’in avukatı
İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat Fuat Turgut, Hrant Dink cinayetinde azmettirici olduğu iddia edilen Yasin Hayal'in avukatı. Cinayet davasının ilk duruşmada Dink ailesinin avukatlarına laf atarak olay çıkarmıştı.

yazici   mail