HABER MERKEZİ Emekçileri önemli ölçüde hak kaybına uğratacak iki düzenleme olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası (SSGSS) ve “Yerel Yönetimler Reformu” konusunda önemli adımlar atan AKP hükümeti, her iki başlıkta izleyeceği hareket planını dünkü açıklamalarıyla somutlaştırdı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde yaptığı açıklamayla SSGSS Yasa Tasarısı’nı bugün Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’na göndereceklerini açıklarken; Bakanlar Kurulu’nun gündemi yerel yönetimlere ilişkin düzenlemeler oldu.

Gelecekten söz etti
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik’in, gündemdeki tasarı hakkında dün yaptığı açıklamada, gelecek tarihlere sık sık gönderme yaptığı gözlendi.

“Bunlar, vatanını seven herkes tarafından destek görmesi gereken, siyasi anlamda riskli düzenlemelerdir” diyen Çelik, “riskin” ne olduğunu açmadı. Düzenlemelerin 2048’te devreye gireceğini iddia eden Çelik şöyle konuştu:

“65 yaş çok konuşuluyor. 65 yaş bugünden devreye girecek bir yaş değil. Şu anda Türkiye’de bayan 45 yaşında, baylar ise 48 yaşında emekli olmaktadırlar. Kademeli bir şekilde bu sürdürülecek ve 2028 yılında insanlarımız 58 ve 60 yaşında emekliliğe hak kazanmış olacaklar. 65 yaş ise 2048 yılında bay ve bayanlarda emekliliği gerektirecek bir yaş olacak. Dolayısıyla 30, 35 sene sonrasından bahsediyoruz.”

Prim gün sayısını 9 bin güne çıkmasının da kademeli olarak devreye gireceğini vurgulayan Çelik “Bu da bugünden yürürlüğe giren bir şey değil (…) 2028 yılında işe girmiş olan bir vatandaştan 9 bin prim gün istenecek. 2053-2054'lerde emekli olduğu zaman kendisine sorulacak ‘9 bin gün çalıştınız mı?’ Bu da demek ki 30, 40 yıllık bir süreci ilgilendiren bir gösterge” diye konuştu.

Düzenlemelerin geciktiğini öne süren Çelik, “Türkiye’nin bu düzenlemeleri 10, 15, 20 yıl gecikmeyle yapıyor olması bir talihsizliktir” dedi.

“Milletvekillerine de yok”
Basın ve gazetecilik işyerlerinde iş ve basın kanununa göre çalışanlar, hava yolları uçuş personeli, lokomotif makinistleri, infaz koruma memurları, posta dağıtıcıları, TRT’de haber hizmetinde çalışanlar, Devlet Tiyatrosu sanatçıları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın şef ve üyelerinin yararlandığı ve kamuoyunda “yıpranma payı” olarak bilinen “fiili hizmet zammının” da ortadan kaldırılacağını vurgulayan Çelik, “milletvekillerinin hakları da ortadan kalkıyor” diyerek eleştirilere yanıt vermeye çalıştı.

“Sendikal haklar gelişecek”
Bakan Çelik, emeğe saldırı başlıklarını dengelemek için, “SSGSS düzenlemesinin ardından” sendikal hakları da geliştiren kimi adımlar atacaklarını söyledi.

Çelik, sendikal hakları düzenleyen 2821 ve 2822 sayılı yasaların Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve AB normları çerçevesinde yeniden ele alacaklarını söyledi.

Sendikalılaşmaya çalışan işçilerin kapı önüne konulması konusuna çözüm için yollar aradıklarını söyleyen Çelik, İstihdam Paketi’ni de gündemlerine alarak kayıtdışılığı sona erdireceklerini iddia etti.

Ancak, temel hedef olarak “işverenleri istihdam yükünden kurtarmayı” hedef alan hükümetin, sendikalılaşmayı nasıl teşvik edeceği merak konusu oluşturuyor. Yapılan yorumlar, düzenlemelerin SSGSS’ye yönelik sendikal tepkiyi kırmayı amaçlayan, göstermelik ve etkisiz adımlar olacağına işaret ediyor.

Bakanlar Kurulu "yerelleşme"yi konuştu
Temel kamu hizmetlerinin merkezi yönetimden yerel yönetimlere devri öncesinde gerçekleştireceği düzenlemeleri gündemine alan hükümet, dün gerçekleştirdiği Bakanlar Kurulu Toplantısı’nda kapanacak belediyeler ve yeni kurulacak ilçeleri gündemine aldı.

Toplantı sonrasında açıklama yapan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Türkiye’de halen 3 bin 225 belediyenin bulunduğunu belirtirken, tasarı yasalaştığı takdirde belediyesi sayısını 2 bin 101’e ineceğini söyledi.

Şahin, “Ciddi miktarda belediye sayısının azalmasını sağlayacak bir kanun tasarısıdır. İçişleri Bakanımız ve Mahalli İdareler Genel Müdürümüz tarafından Bakanlar Kurulu’na sunuldu ve uzun bir değerlendirme yapıldı ve benimsenerek imzaya açıldı. Bir kaç gün içinde TBMM'ye gönderilmiş olacak” diye konuştu.

“Amaç kalite ve verimlilik”
Hükümet tarafından genellikle özelleştirme uygulamaları için öne sürülen kimi argümanları dile getiren Şahin, düzenlemelerin amacını şu şekilde özetledi:

“Hükümet olarak yerel yönetimlerle ilgili hizmet maliyetlerinin düşürülmesi ve kaynak israfının önlenmesi, yerel yönetimlerin idari kapasitelerinin güçlendirilmesi, etkili bir koordinasyonun sağlanması, yerel hizmetlerin kalite ve verimliliğinin artması için böyle bir düzenleme yaptığımızı ifade etmek istiyorum.”

Belediye statüsünü kaybedecek yerleşimlere İl Özel İdareleri ve Köylere Hizmet Götürme Birlikleri tarafından hizmet götürülmeye devam edileceğini söyleyen Şahin, belediye personelinin de, tüm özlük haklarını koruyacaklarını söyledi.

“Zaten maaş alamıyorlar”
Çalışanların “ihtiyaç durumuna göre” diğer kamu kuruluşlarında tabii ki başta özel idarede çalışabileceklerini söyleyen Şahin, “Zaten şu anda personelinin çok önemli bölümü maaş almakta sıkıntı yaşanmaktadır” diyerek personelin açıkta kalabileceklerini de ima etti. Şahin, belediye statüsünü kaybedecek olan yerleşim yerlerinin 200 milyon YTL borcunun olduğunu hatırlattı.

42 yeni ilçe
Hükümetin hazırlıklarını tamamlamak üzere olduğu tasarıya göre Adana’da 2, Ankara’da 1, Antalya’da 5, Diyarbakır’da 4, Kocaeli’de 6, İstanbul’da 8, İzmir’de 2, Mersin’de 3, Sakarya’da 4, Samsun’da 3, Erzurum’da ve Eskişehir’de 2 olmak üzere toplam 42 yeni ilçe kuruluyor.

Cezaevi güvenliği özelleştiriliyor
Bakanlar Kurulu'nda Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanarak Başbakanlık'a gönderilen Ceza İnfaz Kurumları Dış Güvenlik Hizmetleri Kanun Tasarısı da imzaya açıldı. Tasarıya göre, cezaevlerinin dış güvenliği jandarmadan alınıyor. Tasarının kanunlaşması halinde cezaevlerinin dışı da içi gibi Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü tarafından sağlanacağı belirtilirken güvenliğin özel sektöre devri planlanıyor.