www.soL.org.tr
AKP çareyi savaş ilan etmekte buldu
22 Mart 2008, Cumartesi

Dün gerçekleşen gözaltılar AKP'nin bu ülkeyi bir ABD şirketi ve asker deposu haline getirmek için emekçi yığınlara yönelik yeni bir saldırı dalgasının düğmesine bastığını gösteriyor. Fakat bu sürecin dönüp AKP'yi vuracağının işaretleri de mevcut.

HABER MERKEZİ Haftanın son günü sabaha karşı aralarında Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek ve eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun da bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı. Ankara ve İstanbul’da gerçekleşen gözaltıların geçtiğimiz yıl Ümraniye'de ele geçirilen patlayıcılara ilişkin sürdürülen operasyonlar kapsamında yürütüldüğü bildirildi.

Sabah karşı 4:00-4:30 sularında gerçekleşen gözaltıların ardından Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Şişli'deki Cumhuriyet Gazetesine geldi. Ekipler, evinden gözaltına alınan İlhan Selçuk'un odasında arama yaptıktan sonra gazete binasından ayrıldı. Polisin Selçuk’un gözaltına alınması sırasında evinde de arama yaptığı bilgisi verildi.

Aynı soruşturma kapsamında, İP Genel Merkezi ile İstanbul İl Başkanlığı, Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi’nin bulunduğu Beyoğlu'ndaki binada da polis arama ve inceleme başlattı.Arama sırasında bazı evraklara el konulduğu kaydedildi. Polislerin Doğu Perinçek’in evinde de geniş çaplı arama yaptıkları bildirildi.

Gün içinde İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasına ilişkin yapılan itiraz nöbetçi mahkeme tarafından reddedildi. Gözaltındaki diğer kişiler için de itirazlar yapıldığı, ancak bunların da mahkemeler tarafından reddedildiği bildirildi.

Gözaltına alınanlar
Geçtiğimiz yıl Haziran ayında Ümraniye’de bir evde bulunan patlayıcı ve bombaların ardından yürütülen soruşturma çerçevesinde emekli astsubay Oktay Yıldırım ve emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’in de içinde olduğu 15 kişi tutuklanmıştı. “Ergenekon terör örgütü” soruşturması çerçevesinde Ocak ayında da aralarında Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz gibi isimlerin de bulunduğu 39 kişi tutuklanmıştı.

Soruşturma kapsamında dün sabaha karşı da İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu, Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, gazeteci Adnan Akfırat, Yusuf Beşirik, Aydın Gergin, Aykut Tokak, Mahir Güngör, Yusuf Tuncer, işadamı İbrahim Benli, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk gözaltına alındı. İP yetkilileri parti genel merkezinde yapılan arama sırasında da 4 parti görevlisinin daha gözaltına alındığını bildirdiler.

Ergenekon terörü
Gözaltılar birçok yorumcu tarafından sürpriz olarak nitelense de özellikle liberal-gerici kalemlerin ateşledikleri işaret fişeklerinin bunun habercisi olduğu görülüyor. Örneğin Fehmi Koru’nun Taha Kıvanç takma adıyla yazdığı köşede dün AKP’lilere Cumhuriyet gazetesini dikkatle izlemeleri tavsiye ediliyor ve gazete için Ergenekon karargahı iması yapılarak “ufukta başka sürprizlerin bizi beklediği” müjdeleniyor.

Ergenekon operasyonu kararının 5 Kasım’daki Erdoğan-Bush görüşmesi sırasında verildiğini söyleyecek kadar “içeriden” yazabilen Koru daha önce de Selçuk’u hedef gösteren yazılar kaleme almıştı.

Kuşkusuz kapatma davasının ardından başlatılan Ergenekon teröründe başı, artık çözülüşün gazetesi olarak bir Fethullah-ABD projesi olduğu tartışma götürmez hale gelen Taraf gazetesi çekti. Ahmet Altan’ın bu gazetede Pazar günü yayımlanan yazısı üzerinde söz söylemeye gerek bırakmayacak kadar açıktı. Altan şöyle yazıyordu: Devletin içindeki bu darbeci Kemalist güçlerle birlikte yaşanamayacağını, buna mutlaka hukuki bir çözüm bulunması gerektiğini sanırım herkes anladı. O hukuki çözüm de kısa vadede yürürlüğe girecektir. Darbeciler planlarına uygun olarak “o korkunç şeyi” yapsalar da, onu yapamadan yakalansalar da, Türkiye mutlaka demokrasi hamlelerine hız verip darbeci Kemalizmi devletten kazıyacaktır... Şimdi yapılacak tek şey… Onların aklındaki ‘ikinci’ adımı atmalarını önlemek için derhal tedbir almak…”

“Bir bildiği mi vardı?”
Gazete tamamen bir “tesadüf” olarak dünkü manşetini tam da Ergenekon’a ayırırken, Yasemin Çongar’ın köşeyazısı da yine bir vesika niteliğindeydi: “Ergenekon operasyonu ilerlerse, bugün kapatma davasını hararetle savunan birilerinin çete bağlantısının ortaya çıkması bizi hiç şaşırtmayacak. Ve operasyonun ilerlemesini önlemek isteyenlerin yeni suçlar işlemeyeceğinin bir garantisi yok. Ama biliyoruz ki, bir yüksek yargı makamı hukuk adına hukuku çiğneyerek demokratik siyasetin rotasını değiştirmeye kalkarsa, demokratik siyasetin ayakta kalmak için kavga etmekten başka çaresi kalmaz. Bu kavganın bugünün Türkiyesi’ndeki adı Ergenekon. Demokrasimizin geleceği çetenin çökertilmesine bağlı.”

Ocak ayındaki Ergenekon tutuklamalarının öncesinde de Taraf gazetesinin ve yine bazı gerici-liberal kalemlerin bu yöndeki çağrıları dikkat çekmişti. ABD’nin Türkiye temsilcileri olarak çalışan Taraf, Zaman, Yeni Şafak gibi gazeteler çoğu zaman muarızlarını “bir bildiği mi vardı” sorusuyla hedef haline getirmeye çalışırken böyle bir soruya ilk tabi olması gerekenin kendileri olduğu ortaya çıkıyor.

Erdoğan’a rahatlığı Fethullahçı örgütlenme veriyor
Başbakan Erdoğan’sa gözaltıların ardından katıldığı bir toplantıda yaptığı ve açık bir şekilde gözaltılara göre zamanlaması ve içeriği ayarlanmış konuşmasında hem “sorumlu devlet adamı” portresi çizdi hem de “kimse bizi durduramaz” diyerek ABD ve AB’den gelen desteğin gereğini yapacağı işaretini verdi. Erdoğan’ın “gerilimi yükseltmeyeceğiz, karşılık vermeyeceğiz” açıklamalarının gerisindeyse karşılık verme işini Emniyet içindeki Fethullahçı örgütlenme yoluyla yapıyor oluşunun verdiği rahatlık yatıyor.

ABD miğferine hazırlık
ABD’nin Türkiye’yi her cephede savaşa sürmeye dönük hazırlıklarının öncesinde meydana gelmesi bu gelişmelerin ABD’nin bu planlarına dönük direnci ortadan kaldırmayı amaçladığını da ortaya koyuyor. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, hafta içinde ABD’nin emrine asker vermek istediklerini belirtmiş ama bunu şu an için açıklayamadığını da hissettirmişti. ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in önümüzdeki günlerde yapacağı Ankara ziyaretinde konunun bağlanacağı belirtiliyor. AKP’nin başlattığı yeni saldırı dalgasının, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ı şu an için duraksamaya iten sebepleri tamamen ortadan kaldırmayı amaçladığı belirtiliyor.

AKP baltayı taşa vurdu
Gözaltılara gösterilen tepkiler ve önümüzdeki günlerde meydana gelebilecek gelişmeler, Ahmet Altan’ın dünkü yazısının başlığı olan “Son büyük hesaplaşma”dan, Türkiye Cumhuriyeti’nin tasfiyesinden yana olanların galibiyetle çıkmasının pek de mümkün olmadığına işaret ediyor.

yazici   mail