www.soL.org.tr
Ergenekon'un tetikçiliği liberallere düştü
22 Mart 2008, Cumartesi

Ergenekon operasyonunun amaçlarına ilişkin şüphelerini dile getirenlerin üzerine çullanarak, operasyonun halkla ilişkiler temsilcileri gibi çalışarak liberaller, bugün emekçilere dönük kapsamlı bir saldırının parçası hüviyetini kazanan Ergenekon operasyonunun tetikçiliğini üstlenmiş oldular.

soL Yaşanan gelişmeler Ergenekon operasyonunun yükselen AKP karşıtlığının bertaraf edilmesi için kullanılacağı öngörülerini doğruluyor. Bu duruma gelinmesinde en çarpıcı noktaysa sola bulaşanlarıyla bulaşmayanlarıyla liberallerin Ergenekon operasyonunun emekçilere dönük bir saldırı dalgasıyla bütünleştirilmesinde en başat rolü oynamış olmaları. Bu haliyle liberaller Ergenekon’un tetikçiliğini yapıyorlar.

Liberallerin AKP’ye verdiği destek Ergenekon operasyonuyla birlikte çığırından çıktı. Bir nevi operasyonun halkla ilişkiler temsilcisi gibi çalışan liberaller büyük bir temizlik yapıldığına ve daha demokratik bir ülke olacağımıza bizi inandırmaya çalıştılar. Buna dönük eleştiri bir yana şüphelerini bile dile getirenlerse “Ergenekoncu, darbeci” yaftalarını yiyordu.

Bu süreçte örneğin artık kimsenin ciddiye almadığı Murat Belge gibi isimlere sol adına konuşması için alan açılıyor ve Ergenekon'la coşmuş Belge bülbül gibi şakıyordu. Taraf gazetesinde arka arkaya iki gün yayımlanan söyleşisinde Belge, 2009’da Ergenekon çetesinin yapmayı planladığı darbeyle ilgili hezeyanlarını anlatıyordu. “Kıtır kıtır keseceklerdi bizi alimallah” derinliğinde geçen söyleşide Belge, Cumhuriyet Mitingleri’nde toplanan kalabalıkları da AKP’ye hedef gösteriyor ve hemen bu kesimlere bir operasyon çekilmesini salık veriyordu.

Tamamen “duygusal” bir ilişki
Bu sürecin diğer bir öne çıkan ismi de Murat Belge gibi Bilgi Üniversitesi’nden Ferhat Kentel oldu. Fethullahçılar tarafından bir starlaştırma operasyonuna tabi tutulan Kentel, “türbanı savunan özgürlükçü (ve solcu)” olarak piyasaya sürüldü. Kuzey Irak’ta Fethullah’ın okullarına gezilerine götürülen, yeni kitabı basılan Kentel’in bu sürece sadece iyi niyetlerle mi katıldığı bilinmiyor. Fakat sonuç olarak o zamana kadar çok kimsenin tanımadığı Kentel, türbanla gelen bir üne kavuştu.

Kuşkusuz liberaller ile AKP arasındaki bu yakınlaşma bir gönül köprüsü değil ekonomik bir yakınlaşmaydı. Liberallerin AKP’nin temsilciliğini yaptığı dizginlerinden boşanmış kapitalizmle bir dertleri yoktu. Türban ve Ergenekon için kendilerini paralayanları, ne sosyal güvenlik reformuna ne kıdem tazminatlarının kaldırılmasına ne de tersanedeki ölümlere karşı ortalıkta görmek mümkündü. Bu konuda edilen bazı sözlerin yazılan yazıların da adet yerini bulsun diye olduğu ya da sol duyuları boş bırakmama kaygısıyla yapıldığı anlaşılıyordu. Fakat ne tuhaftı ki bu isimlerin türbana karşı çıktığı, Ergenekon operasyonunun amacının gösterildiği gibi olmadığını savunduğu için “yasakçı”, “özgürlüklere karşı” diye nitelediği isimler yıllardan beri emekçilerin hakları için alanlarda mücadele veren isimlerdi.

Ufuk Uras gurur duyabilir!
Ergenekon’un emekçilere pazarlanması ihalesini Taraf, Radikal ve Birgün gazeteleri aldı. Bu gazeteler hep daha ileri gidilmesini istediler. Fakat AKP’ye dönük kapatma davasının açılmasının ardından artık bu istekler zıvanadan çıktı. Ne yazık ki kapatma davasıyla Ergenekon arasında bağ kurmak ilk olarak “solun ortak adayı” palavrasıyla Meclis’e gönderilen Ufuk Uras’a düştü. Uras, “Davanın Ergenekon operasyonundan hemen sonraya denk gelmesi manidar” diyerek düştüğü ofsayt pozisyonundan sonradan çıkmaya çalıştıysa da pası alan AKP’liler hızla atağa geçtiler ve bugüne kadar gelen süreç yaşandı.

İçlerinde hala sol sıfatı taşımakta ısrar edenleriyle liberallerin bu sürecin hesabını vermek için bundan sonra yapabilecekleri fazla bir şey yok. En temelde yaşadıkları sınıfsal duygudaşlık bütün reflekslerini AKP’den yana vermelerine neden oluyor.

yazici   mail