soL Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, pirinç fiyatlarındaki artışın Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) stoklarının tüccarlara satılmasından kaynaklandığının ortaya çıkmasına rağmen hâlâ hayali spekülatörleri suçlamaya devam ediyor. Sadece pirinç değil tüm temel ürünlerde tüccar siyasetin sonucu olarak Türkiye'nin açlık tehlikesine yakın bir noktaya getirildiğine dikkat çekiliyor.

Türkiye'nin temel ürünleri olan hububat ve bakliyat "piyasası", AKP iktidarı eliyle yürütülen tarım "reformu"nun da yardımıyla gıda tekelleri ve tüccarların eline bırakılmış durumda. Pirinçte yaşanan krizin arkasından da AKP iktidarı döneminde bu sürecin en büyük vurguncuları arasında yer alan sermaye grupları çıktı. Sadece gıda sektöründe değil inşaat ve gayrimenkul başta olmak üzere çeşitli alanlarda Kiler grubu ile birlikte önlenemez bir yükseliş sergileyen Torunlar, yine hükümet desteğiyle üç tesisle "pirinç kralı" haline getirilen Akel TMO listesinin tepesindeki isimler. Temel ya da stratejik ürünlerde hükümetin de parçası olduğu, ülkeyi açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakan büyük bir oyun oynanıyor.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker haftasonu Antalya'nın Alanya ilçesinde katıldığı bir toplantıda buğday, pirinç gibi ürünlerin fiyatlarındaki artışın "dışarıdaki" kaynaklandığını söylemiş, "Türkiye'nin ne buğday ne de pirinçle ilgili sorunu var. İkisi için de yeni üretim sezonuna kadar yurt içinde elimizde yeteri kadar stoğumuz var. Yurtdışındaki artışlar spekülatif maksatlıdır" demişti. Eker Türkiye'de hem özel sektörün hem de Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) gerektiğinde ithalat yapabildiğini belirterek endişeye gerek olmadığını söylemişti. Tek sorunlu ürün olmamakla birlikte fiyat yükselişinin en fazla dikkat çektiği ürün olması nedeniyle tartışmaların yoğunlaştığı pirinçte, TMO'nun stoklarını piyasaya satması sonucunda işin iyice kontrolden çıktığı, "spekülasyon"un bizzat hükümet eliyle yapıldığı açığa çıktı. Bir yandan satışın 77 firmaya gerçekleştirildiği bilgisiyle spekülasyonun üstü örtülmeye çalışılırken diğer taraftan Bakan Mehdi Eker, "Gerekirse üç beş gün pirinçe yemeyiz" sözleriyle krizi hafifletme çabası içine girdi. 77 firmanın arkasından AKP'nin sevdiği "üç beş" hububat bakliyat tüccarı çıkarken "pirinç yerine bulgur" önerisi karşısında uzmanlar buğday, mısır, pirinç gibi ürünler başta olmak üzere tüm hububat ve bakliyat ürünlerinde toplu bir çöküş yaşandığını hatırlattılar.

Bakan'ın sürekli tekrarladığı "arz sıkıntısı yok" sözleri ise kimse tarafından inandırıcı bulunmuyor. Hemen tüm ürünlerde artan nüfusa ve ihtiyaca rağmen üretimin son iki yılda yüzde 10 ila 25 arasında gerilediğine ve tarımsal ürün ithalatındaki artışa dikkat çekiliyor.

Pilavı da unutun
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, gıda fiyatlarında yaşanan artışın spekülatif amaçlı olduğunu iddiasını tekrarlamayı dün de sürdürdü. Yeni hasat dönemine kadar Türkiye'ye yetecek pirinç ve bulgurun bulunduğunu söyleyen Eker, TMO'nun satış yerlerinde, piyasanın altında fiyatlarla pirinç satışının başlayacağını bildirdi. Dün öğleden sonra bazı kentlerde sözü edilen satışlar başlarken hükümetin krizi bastırmak için başvurduğu bu yöntemin sürecin daha da kontrolsüzleşmesine yol açmasından endişe ediliyor.

TBMM Genel Kurulu'nda TBMM Genel Kurulu'nda patates üretimiyle ilgili gündem dışı konuşmaya cevap veren Mehdi Eker, tarım ürünleri fiyatlarında son günlerde yaşanan artışı değerlendirdiği konuşmasında Türkiye'nin buğday konusunda herhangi bir sıkıntısı bulunmadığını, yeteri kadar buğdayın bulunduğunu vurguladı. Pirinç konusunda da arz sıkıntısı olmadığını, yeni hasat dönemine kadar Türkiye'ye yetecek pirincin bulunduğunda ısrar etti. "Tabii ondan önce Toprak Mahsulleri Ofisi tedbirlerini aldı. Hem buğdayda, hem pirinçte şu an yeteri kadar ürün bulunmakta. Önümüzdeki günlerde Toprak Mahsulleri Ofisinin kendi satış yerlerinde, piyasa fiyatının altında bir fiyatla prinç satışı gerçekleşecektir. Bu konuda herhangi bir endişeye yer olmadığını özellikle vurgulamak istiyorum" diyen Eker sözlerini "Türkiye'de yeteri kadar pirinç var, Türkiye'de yeteri kadar buğday var. Bizi yeni hasat mevsimine kadar taşıcak stok da, piyasada ürün de var. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Fiyat artışları spekülatif maksatlıdır. Bunlarla ilgili de bizim mücadelemiz sürüyor. Gerekirse üç gün, beş gün pirinç yemeyiz, yerine bulgur yeriz. Ama bu fiyat artışlarının aşağı çekilmesi yönünde de gayret icinde olacağız. Bunun da tedbirlerini alacağız" şeklinde sürdürdü.

"Pirinç yağmasında bizi unutmayın"
Tarım ve Köyişleri Bakanı'nın sorumsuzluk kokan "pirinç yerine bulgur" önerisinin ardından Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün de "boykot" önerisinde bulundu. "Türk halkını pirinç almamaya davet ediyorum, bakın o zaman pirinç fiyatları nasıl düşecek" diyen Aygün, ayrıca ithalatın önünün açılmasını istedi. Aygün, "fırsattan istifade" pirinçteki yüzde 45 gümrük vergisinin kaldırılarak TMO ya da "işi ithalatçılık olan gerçek ithalatçılara" pirinç ithalat yetkisi verilmesini istedi. "Yani müteahhitlik ya da başka iş yapan adama ithalat izni verilmesin ki spekülatörlerin önü alınsın" sözleriyle Aygün gerçek niyetini de dile getirdi.