www.soL.org.tr
Çaresizler
10 Ekim 2006, Salı

Yıllardır siyasetin değişmeyen isimleri tarafından yürütülen AKP'ye alternatif yeni oluşum girişimleri daha yola çıkmadan iflas etti. Muhalefet partileri ise hükümete karşı etkili çıkış yapmaktan aciz. Düzenin çaresizliği belirginleşirken, herkes Büyükanıt'ın ABD gezisini bekliyor.

soL Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesinde AKP'ye alternatif siyasi oluşumlar için başlayan yoğun faaliyetlerin çoğu, Washington'dan gelen rüzgarların ardından bıçak gibi kesildi. Özellikle Mesut Yılmaz'ın başını çektiği ve Süleyman Demirel'in desteklediği belirtilen girişim konusunda Erdoğan'ın ziyaret öncesinde basında yer alan haber ve yorumları günlerce yalanlanmazken, gezinin ardından, Demirel oluşuma destek verdiği iddialarını derhal yalanlamıştı. AKP'nin ABD'den destek almaya devam ettiği değerlendirmeleri Washington'dan gelmeye başladıkça, yeni oluşum girişimleri de henüz herhangi bir siyasi faaliyete başlayamadan yavaş yavaş geri plana düşmeye başladı.

AKP'ye alternatif oluşturma konusunda somut adımlar atmış bulunan tek oluşum, Türkbank ihalesinden dolayı Yüce Divan'da yargılanmakta olan ve davada "aklanmasının" ardından yeniden siyasete atılan Mesut Yılmaz tarafından yürütülüyor. ANAP lideri Erkan Mumcu ile ipleri koparan ve DYP lideri Mehmet Ağar ile herhangi bir işbirliğini mümkün görmeyen Mesut Yılmaz, yeni oluşumun ilk işaretlerinin iki ay içinde görülmeye başlanacağın ifade ederken, Yılmaz'ın lider adayının eski ANAP milletvekili ve Coca Cola şirketinin yönetiminden Cem Kozlu olduğu belirtiliyor. Yılmaz'ın ayrıca, isimleri yıllardır yeni oluşum gündemlerinde anılan, ancak hiçbir zaman somut bir şey çıkmayan Mehmet Ali Bayar ve İlhan Kesici ile de görüştüğü söyleniyor.

Muhalefet aciz
Somut adım atabilen Yılmaz'ın yeni oluşumu bile daha yola çıkamadan belirsizlik sinyalleri verirken, Meclis içindeki ve dışındaki muhalefet partilerinin durumu da içler acısı. Türkiye'nin ABD ve AB ile kurduğu ilişkiler konusunda hükümetle mutabakat haline olan CHP, bugünlerde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında gensoru vermeyi ve başbakanlık müsteşarı Ömer Dinçer'in görevden alınması için baskı kurmayı hedefliyor. CHP'nin meclise ve bürokrasiye yoğunlaştırdığı mücadeleye karşın, mevcut meclisin son üç dönemdir en az gensoru alan meclis olduğu ortaya çıkması, CHP'nin bu muhalefetinin bile göstermelik olduğunu ortaya koyuyor.

Büyük ölçüde devletin AKP'ye karşı gösterdiği tepkiye referansla konum alan CHP, temel meselelere girmeden tali sorunlara ve kişilere odaklanmayı tercih ediyor. Bu nedenle CHP toplumsal destek konusunda giderek iflasa doğru sürüklenirken, diğer yandan CHP'nin bu haliyle, AKP'yi yıpratmak için yapacağı her girişimin AKP'nin güçlenmesiyle sonuçlanacağı ifade ediliyor.

Diğer yandan DYP lideri Mehmet Ağar ise, son günlerde özellikle Kürt sorunu başlığında yaptığı çıkışlarla, AKP'ye çok yakın bir pozisyon almaya büyük özen gösteriyor. AKP'yi yıpratma şansının bulunmadığını fark eden Ağar'ın, gelecekte olası bir koalisyonun zeminini şimdiden oluşturmaya başlamayı hedeflediği yorumları yapılıyor. Ancak DYP tarafından yapılan çıkışlar, AKP çizgisine yaklaşmak ile milliyetçi tabanın oyları arasında yaşadığı ikilemler nedeniyle büyük ölçüde etkisiz kalıyor.

Bütün politikasını AKP'nin Kürt sorunundaki duruşunun eleştirilmesine kilitleyen MHP, Söğüt olaylarında Erdoğan'a yönelik olarak gerçekleştirilen protesto dışında hükümete yönelik etkili bir çıkış yapamadığı göze çarpıyor. Erdoğan'ı PKK ile müzakereye oturmaya çalışmakla eleştiren MHP'nin daha aktif bir politika izlememesi, ABD'nin planlarına dolaylı bir destek olarak yorumlanıyor. Özellikle son aylarda yoğunlaşan MHP-ABD görüşmelerinden kaynaklanan "özel" ilişki, MHP'nin muhalefet etme sertliğini sınırlandırıyor.

Diğer yandan, AKP'ye yüklenmek için çok fazla sayıda olanağa sahip hale gelen Saadet Partisi'nin (SP) çizdiği düşük profil göze çarpıyor. Özellikle AKP'nin dinci tabanına hitap etmeye çalışan SP, dinci gericiliğini sürekli diri tutan ve özellikle son günlerde "irtica" gündemi üzerinden devletle gerilimler yaşayan AKP'yi eleştirmek ile desteklemek arasında tereddütler yaşıyor. Bu nedenle, AKP'nin SP'ye oy kaybettirmesi kadar, tersi olasılığın da güncel olduğu belirtiliyor.

yazici   mail