www.soL.org.tr
Ağar'dan çıkan ses
Kemal Okuyan 10 Ekim 2006, Salı

Mehmet Ağar'ın "dağdaki PKK'liler silah bıraksın, ovada siyaset yapsın, bunun önünü açmak gerek" sözleri doğal olarak anında tartışılmaya başlandı, bütün burjuva partilerinden şu ya da bu doğrultuda tepki geldi.

DYP'nin ne yapmak istediği, hangi boşluğa oynadığı biliniyor. Bugün soL'da konuya ilişkin gelişmeleri aktaran bir haber var. Arkadaşlarımızın yazdıklarına eklenmesi gereken, DYP'nin Fethullah cemaatinin desteğini almış olması. Ağar'a ABD'nin bölgesel açılımlarında rol verilmesi konusunda Fethullah Gülen'in aracı olduğu, karşılığında Ağar'ın "hoca efendi"nin Türkiye'ye dönüşü için garanti verdiği söyleniyor.

Söylenenler, gelişmelere de Mehmet Ağar'ın kişiliğine de uygundur. Toplumsal ağırlığını sandığa taşımakta güçlük çekse bile, hiçbir zaman AKP'ye tam destek vermeyen Fethullah'ın DYP'yi 2-3 puan yükselteceği, bunun olası bir AKP-DYP koalisyon hükümetini hem sağlama alacağı hem emperyalistlerin gereksinimleri açısından daha dengeli hale getireceği açık.

Böylece Washington'un iki hükümet alternatifi belirginleşmiş oluyor. Bir tarafta CHP-MHP, öte tarafta AKP-DYP... ABD'nin, önceliklerine göre, alternatiflerden birisine daha fazla "yatırım" yapması beklenebilir.

Zaten Mehmet Ağar'ın son açıklamaları, Türkiye siyasetinde ABD'nin borusunun daha fazla öteceğinin eski polis şefi ve iç savaş kadrosu tarafından iyi kavrandığının kanıtıdır. Fethullahçıların desteği konusunda bir pürüz çıkmadığı takdirde Ağar aynı zamanda "yeni" polis şefi de olacak ve çözülmekte olan devletin belli bir perspektifle toparlanması için misyon da üstlenecektir. Bir iddiaya göre Emniyet teşkilatındaki ağırlığı 50 binin üzerine çıkmış durumda olan cemaatin Mehmet Ağar'ın elinde bugünkünden de etkili bir siyasi güce dönüşeceğinden hiç kuşku duyulmamalıdır.

Olup bitenler, Irak'ta çarşafa dolanan ABD yönetiminin, Türkiye'de önünü daha fazla gördüğünü göstermektedir. Korkuta korkuta, burun sürte sürte ve her zaman "gerçek iktidar benim" görüntüsü vererek kişiliksiz Türk siyasetini terbiye ediyor.

Şu sıralar kim konuşuyorsa "burası ABD'nin sesi"dir; MHP "milliyetçi" tepkileri makul sınırlarda kontrol etmekte, CHP Ortadoğu'ya dönük askeri hamlelerin toplumsal onayı için gerekli "laik" basıncı sağlamakta, AKP "düşme" korkusu nedeniyle İslamcı tabanı yola getirmekle uğraşmakta, DYP işbirlikçiliğin harcındaki din ağırlığını biraz liberalizm, biraz muhafazakarlık, biraz milliyetçilikle seyreltmektedir.

Bu tabloda birilerinin Mehmet Ağar'a övgüler yağdırması sürpriz olmamıştır. Kürt siyaseti ABD'ye düzülen methiyelerden sonra iyice rahatlamıştır, Ağar'ın af konusundaki açıklamalarına vakur bir biçimde olumluluk atfedileceğine, "gerçekleri gördü" türünden değerlendirmeler yapılmıştır. Oysa Mehmet Ağar'ın tek gerçeği vardır...

ABD planı ne yazık ki tıkır tıkır işliyor. Bu planın işlemesine bağlı olarak gündeme geldi diye "af"fa ve çatışma ortamını geriletici adımların atılmasına karşı çıkmak ne kadar büyük saçmalıksa, sürecin mantığı konusunda Türk ve Kürt emekçilerini uyarmaktan vazgeçmek de o kadar anlamsız.

Gerçek odur ki, komünistlerin Kürt sorununda son derece dinamik bir siyaset üretmek zorunda olacakları bir döneme girilmiştir; ezber de ilkesizlik de bizden uzak durmalıdır.

[email protected]  

yazici   mail
Ağar'dan çıkan ses
Kemal Okuyan
Generallerin manifestosu
Tevfik Fikret Yılmaz