www.soL.org.tr
Korku ve tehdit politikasına devam
1 Mart 2007, Perşembe

ABD’nin yeni istihbarat şefi Michael McConnell, göreve başlamasının ardından yaptığı ilk açıklamada bir dizi ülkeyi “tehdit” ilan etti. McConnell'ın listesinde Çin, Rusya, Küba ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti gibi ülkeler bulunuyor.

resim

DIŞ HABERLER ABD'nin yeni Ulusal Güvenlik Direktörü Michael McConnell, İran ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin (KDHC) ABD çıkarları için en çok tehdit oluşturan ülkeler olduklarını savundu.

John Negroponte'nin Ulusal Güvenlik Direktörlüğü'nden Dışişleri Bakanlığı müsteşarlığına kaydırılmasıyla ABD'nin merkezi istihbarat ağının başına getirilen emekli Amiral Michael McConnell önceki gün ABD Senatosu'nun Silahlı Kuvvetler Komisyonu'na sunduğu "yıllık tehdit değerlendirmesi" başlıklı raporda aralarında Çin, Rusya, Küba'ya ve Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin de yer aldığı bir dizi ülkeyi hedef aldı. CIA ve Savunma Bakanlığı'na bağlı istihbarat örgütlerinin de aralarında bulunduğu 12 istihbarat örgütünün başına getirilen McConnell, konuşmasında Ortadoğu'ya ağırlık verdi.

McConnell'ın konuşmasının ana vurgusunu İran ve Ortadoğu oluşturdu.

"Baş tehdit İran"
İstihbarat şefi İran'ın nükleer silah geliştirme amacında olduğunu iddia etti ve Tahran'ın kabule edilebilir bir diplomatik çözünme ulaşmaktan ziyade nükleer programı üzerindeki müzakereleri uzatmayı amaçladığını söyledi.

McConnell "bu çok tehlikeli bir durum. Zira nükleer güce sahip bir İran bölgedeki diğer devletlerin istikrarı zedeleyen tepkiler vermelerine neden olabilir" diye konuştu. İranla ilgili istihbaratlarının tam olmamasına karşın bu ülkenin 2010'lu yılların başında ya da ortalarında nükleer silaha sahip olabileceğini kaydeden McConnell, artan petrol fiyatlarıyla, Hizbullah ve Hamas gibi İran yanlısı örgütlerin başarılarının, Tahran'ın bölgedeki etkisini arttırdığını, bunun da Arap devletlerini rahatsız ettiğini savundu.

McConnell İran'ın Irak'taki etkinsinin de "ciddi olarak" arttığını, İran Devrim Muhafızları'nın El Kudüs birliklerinin Irak'taki "aşırılık yanlılarını" silahlandırdıklarını söyledi. İstihbarat şefi İranlı liderlerin bu durumda haberleri olmasını "olası" ancak "kanıtlanmamış" diye değerlendirdi.

İran'ın terörist eylem gerçekleştirme yetisini ulusal güvenlik stratejisinin vazgeçilmez bir parçası olarak gördüğünü söyleyen McConnell, Lübnan'daki Hizbullah'ın bu açıdan önemli bir konumda olduğunu iddia etti. Eski amirale göre Hizbullah'ın elinde gerektiğinde varlığını korumak için ABD hedeflerine saldırmak gibi planlar var. McConnell ayrıca örgütün geçen yaz İsrail ordusuna karşı yürüttüğü savaşın ardından kendine güven kazandığını söyledi.

"Irak'ta durum kötüleşecek"
Irak konusunda karamsar bir tablo çizen McConnell, bu ülkedeki mevcut siyasi ve güvenlik durumunun "kötüye gittiğini" belirtti. İç savaş teriminin Irak'taki savaşın temel unsurlarını tanımladığını ifade eden McConnell'ın, ABD Başkanı George W. Bush'un geçen ay başlattığı Irak güvenlik planına karşın Irak'ta güvenlik durumunun, 2006'nın ikinci yarısında görülen hıza benzer biçimde, kötüye gideceğini tahmin ettiğini açıklaması dikkat çekti.

El Kaide'nin Amerikan çıkarları ve toprakları için "en büyük tehdit" olduğunu söyleyen McConnell, "El Kaide ABD çıkarları ve toprakları için en büyük tehdidi teşkil eden bir terör örgütüdür" diye konuştu.

El Kaide hala revaçta
El Kaide'nin hala ABD'nin güvenliğini en çok tehdit eden ülke olduğunu savunan McConnell El Kaide'nin Pakistan'da Afganistan sınırı boyunca eğitim kampları kurduğunu, militanların küçük gruplar halinde batıdaki hedeflere saldırmak üzere eğitildiklerini, örgütün üst düzey liderliğinin de bu bölgede olduğunu öne sürdü. McConnell El Kaide'nin gelecekteki saldırılarının büyük ihtimalle Pakistan'dan geleceğini, ancak örgütün Irak, Suriye ve Avrupa'daki kollarının da harekat planı yaptıklarını iddia etti.

ABD'nin 2003'te Irak'ı işgal etmesinden önce ortaya atılan ve daha sonra düzmece olduğu ortaya çıkan "kitle imha silahı" hakkındaki istihbarat raporları, savaşlara gerekçe yaratmak açısından istihbarat örgütlerinin ne denli önem taşıdıklarını ortaya koymuştu. ABD'nin yeni istihbarat şefinin Senato'da yaptığı açıklamalar, Washington'un önümüzdeki dönemde hayat geçireceği savaş politikalarına hazırlıklı olduğunu gösteriyor.

yazici   mail