HABER MERKEZİ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün Diyarbakır'da açıklayacağı GAP yatırım planının ekonomik durgunlukla birlikte sıkıntıya düşen inşaat sektörünü gözettiği belirtiliyor. Planın en somut kısmı olan baraj ve sulama kanalları yapımı müteahhitlere ve çimento üreticilerine nefes aldırıyor.

AKP'nin "Kürt açılımı" olarak sunulan ve aylardır detayları beklenen GAP yatırım planı bugün Başbakan Erdoğan tarafından Diyarbakır'da açıklanıyor. 2007 yılının son aylarında ilk gündeme geldiğinde AKP açılımının siyasi boyutunun Washington'a havale edildiği ve bir "ekonomik" pakete indirgendiği eleştirileri yapılmıştı. Hükümetin Güneydoğu paketi, geçtiğimiz aylarda sosyal güvenlik yasası ve istihdam paketi tartışmaları sırasında da gündeme gelmiş, bu düzenlemeler vesilesiyle bölgeye kaynak ayrılacağı, yeni istihdam yaratılacağı öne sürülmüştü. Paketin sızan somut başlıkları, planlanan yatırımların bölgenin kaderini değiştirmek ve iddia edilen ölçekte yeni iş yaratmaktan uzak olduğuna işaret ediyor.

Güneydoğu baraja ve santrale doyacak
AKP'nin planının 9 ili kapsadığı, şu ana kadar 23 milyar YTL harcanarak, 15 baraj ve 9 enerji santralinin yapıldığı projeye, 22 baraj ve 19 santral daha ekleneceği belirtiliyor. GAP'ın başlangıcından bugüne yapılandan daha fazla baraj ve enerji santrali yapımının öngörüldüğü planın diğer hedefleri daha muğlak. Turizmi geliştirmek, kentsel rehabilitasyon çalışmalarının tamamlanması, projenin tamamlanmasıyla 3.8 milyon kişiye iş yaratılması, bölgenin gelir seviyesinin 5 kat artırılması...

Yeni barajların hem sulama olanaklarını artıracağı ve bölgede tarımın gelişeceği hem de yeni yapılacak hidro elektrik santrallerle enerji üretiminde dışa bağımlılığının azaltılacağı öne sürülüyor. Ancak bölgede GAP kapsamında daha önce yapılmış barajların, sadece Türkiye'nin değil, Avrupa'nın da en büyük barajı olan Atatürk Barajı'nın bile yeterince etkin kullanılmadığı, baraj yapımından daha acil olan ihtiyacın sulama kanallarının geliştirilmesi, bölgenin kalkınmasına olanak tanıyacak bir tarım politikasının belirlenmesi olduğunu söyleyen uzmanlar baraj sayısını artırmanın şu aşamada bir çözümden çok kaynak israfı olduğuna dikkat çekiyor. Benzer eleştiri yeni hidroelektrik santraller için de yöneltiliyor. Özel sektörün elinde bulunan lisansları göz önünde bulundurarak plana bu kadar fazla sayıda santralin alındığı, hemen hepsinin küçük ölçekli santraller olduğu ve ne kadar etkin olduklarının, bu santrallerin yapımında kullanılan ekipmanların da ithal edildiği ve dışa bağımlılığın bu şekilde azaltılmasının tartışmalı olduğu belirtiliyor.

Açıklanacak planın konut sektöründeki yavaşlamadan sonra yeni aranışlara giren inşaat sektörüne can simidi olarak düşünüldüğü, AKP müteahhitleri başta olmak üzere baraj ve santral yapımıyla önümüzdeki birkaç yılı kurtarmaları için çaba harcandığı belirtiliyor.