“Türkiye AB’den uzaklaşır”
Son üç gündür hükümet ve rektörler arasında yükselen ve patronların da piyasalar korkusuyla dahil oldukları tartışmaya yer veren Cumhuriyet gazetesi, dünkü sayısının ilk sayfasında “Türbanlı anayasa: Türkiye AB’den uzaklaşır” başlıklı bir habere yer verdi.

Bahadır Selim Dilek imzalı habere göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Refah Partisi ve Leyla Şahin davalarında aldığı menfi kararlar nedeniyle, hükümetin türban konusunda ısrar etmesi durumunda AB’yle müzakere sürecinin sekteye uğraması olasılığı doğuyor.

Haberde AB sürecine ilişkin olumlu ya da olumsuz herhangi bir yorum bulunmazken, anasayfa haberlerinin tamamının türban düzenlemesini olumsuzlaması nedeniyle, AB sürecinin sekteye uğramasının da “olumsuz” olarak değerlendirildiği anlaşılıyor.

Oysa ki, Kemalist kesimin hiçbir zaman tam bir karşıtlık üretmemekle birlikte, genel olarak söylemlerinde AB’yi “bölücü ve sömürücü” güç olarak yansıttıkları biliniyor.

“İşverenler uyardı”
Aynı sayfada yer alan “İşverenler uyardı” başlıklı haberde ise, 12 Eylül darbesinin baş alkışlayıcısı, patron örgütü Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) açıklamasına yer veriliyor.

TİSK tarafından önceki gün yazılı olarak yapılan ve gazetede yer alan açıklamada, “Yeni anayasa tartışmalarını gündemin ilk sırasına alarak tansiyonu yükseltmek, söz konusu taleple uyuşmadığı gibi sosyal ve ekonomik bakımdan önemli riskler taşımaktadır” satırları yer alıyor. Özünde TÜSİAD’la aynı piyasa kaygılarını taşıyan açıklama, cumhuriyet yanlısı kesimlerin tepkileri arasında veriliyor.

Çelişki, çelişki içinde
Aynı haberde Rahşan Ecevit tarafından yapılan “Yıllardır Amerika'nın ve Avrupa Birliği'nin uğraşıp da bölemedikleri insanlarımızı, bu sinsi şeriat özlemcileri bölmüşlerdir. Şimdi bu şeriat özlemcileri, yıllardır hayata geçirmek için çalıştıkları şeriat düzenini anayasa değişikliğiyle hatta yeni bir anayasayla yasallaştırmaya çalışmaktadırlar” açıklaması da yer alıyor.

Rahşan Ecevit tarafından yapılan açıklamanın “Türkiye AB’den uzaklaşır” haberiyle net bir çelişki taşıdığı dikkat çekiyor. AB yolunda en büyük adımlardan biri olan aday üyelik statüsünün Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde alınması ise, yine bir başka çelişkiyi oluşturuyor.