www.soL.org.tr
'Denizler' sel oldu aktı
7 Mayıs 2008, Çarşamba

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın katledilmelerinin 36. yıldönümünde Denizlerin bayrağının yere düşmeyeceğini ve mücadelenin büyüyeceğini haykıran binlerce genç sokaklardaydı. Beyazıt'ta, İstanbul Üniversitesi'nde başlayan yürüyüş yankilerin denize döküldüğü Dolmabahçe'de sona erdi.

HABER MERKEZİ Yurtsever Cepheli Öğrenciler ülkede antiemperyalist ve yurtsever duruşun bayrağını onurla taşıyıp halkı için ölüme gitmekten çekinmeyen Deniz, Hüseyin, Yusuf'un ölüm yıl dönümünde bayrağın yere düşmeyeceğini ve mücadelenin süreceğini söylemek için sokaklardaydı. Geçen yıl yapılan yürüyüşün ardından bu yıl İstanbul ölçeğinde daha yoğun katılımın gözlendiği yürüyüş büyük bir heyecan ve coşku ile geçti, her yerde halktan yoğun ilgi ve destek gördü.

Derlenip dürülmesin bayraklar
Saat 14:00'te Beyazıt'ta İstanbul Üniversitesi Ana Kampüs'ten çıkan öğrenciler diğer fakültelerden ve üniversitelerden gelen öğrencilerin yanı sıra liseli yurtseverlerle Beyazıt ana kapı önünde birleşti. Burada bir süre sloganlar atıp marşlar söyleyen yurtseverler, yapılan basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçmek için hazırlıklara başladılar. Tek sıra halinde yürüyüşe geçen öğrencilerin ellerinde dövizler ve AKP'ye 1 Mayıs'ta gösterilen kırmızı kartlar vardı. Polisin almış olduğu aşırı güvenlik önlemi ise dikkat çekti.

Öfkemiz ve mücadele azmimiz büyüyor, büyüyecek
Beyazıt Meydanı'nda okunan basın açıklamasında bu günün bir anma değil mücadele günü olduğu vurgulandı. "Bu ülkeyi insanca ve onurluca yaşanabilir bir ülke haline getirmek isteyenleri katleden bu bozuk düzene; işbirlikçi, gerici, sömürücü iktidarlara karşı öfkemiz geçen 36 yıla rağmen bir gram azalmış değil. Ülkemizi gençler ve emekçiler için bir zindana çeviren bu sömürü düzeni varlığını sürdürdükçe, öfkemiz ve mücadele azmimiz de büyüyor" ifadelerinin yer aldığı basın açıklaması Deniz'in son mektubunda yer alan ve çokça bilinen şu sözlerle bitiyor: "Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun Emperyalizm!"

Yolumuz devrim yolu gelin gardaşlar gelin
Beyazıt'tan tek sıra halinde yola çıkan yurtseverler yol boyunca alkışlar ve ıslıklarla ilerledi halkın yoğun olduğu yerlerde ise sloganlar atılıp marşlar söylendi. Gerek katılanların coşkusu gerekse halkın desteği yürüyüşten akılda kalan ve umut veren noktalardı. Yürüyüşün güzergâhı, Beyazıt-Sultanahmet-Sirkeci-Eminönü-Karaköy-Taksim-Dolmabahçe şeklindeydi. Özellikle Eminönü'nde vapurlardan inen insanlarla yürüyüşçülerin kurdukları iletişim yapılanların haklılığını ve gerekliliğini kanıtlar nitelikteydi. Zorlu Karaköy tırmanışını dahi büyük bir heyecan ve enerji ile geçen Yurtsever Cepheli Öğrenciler, İstiklal Caddesi boyunca sloganları ve marşları ile giderek büyüyerek Taksim'e vardı. Buradan Dolmabahçe'ye inmeye başlayan yurtseverleri Harun Karadeniz'in İTÜ'sü ve buradaki pankart karşıladı. Dolmabahçe'ye varıldığında atılan sloganlarda yürüyüşün bitmediği ancak devam ettiği ve bayrağın daha da yükseltileceği vurguladı.

Emperyalizme karşı Deniz olunmalı
Her adımında bir nostalji veya anma olmadığı vurgulanan yürüyüş bu günün Türkiye'si için Denizler'in duruşunun önem ve gerekliliğine dikkat çekiyor. Deniz'in, Hüseyin'in, Yusuf'un duruşları, antiemperyalist yurtsever duruş bugünün Türkiye'si için hayati bir öneme sahipken bu duruşun bayraktarlığını üstlenen Yurtsever Cepheli Öğrenciler geçen yıl düzenledikleri 1-6 Mayıs Bağımsızlık Yürüyüşü'nde "okuyan insan emekçi halka karşı sorumludur" şiarı ile hareket etmişti. Bu hat üzerinden mücadelelerini sürdüren Yurtsever Cepheli Öğrenciler bu yılki yürüyüş ile bayrağı bir kademe daha yükseğe çıkartmış oldular.

yazici   mail