www.soL.org.tr
'Bölgesel kalkınmacılık' yetmiyor
28 Mayıs 2008, Çarşamba

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun yoksulluğu ve geri kalmışlığına getirilen bölgesel çözüm önerilerinin hepsi, kaçınılmaz olarak kârlılığın bir zorunluluk olması duvarına çarpıyor.

soL Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki yoksulluk ve geri kalmışlığa çözüm olarak önerilen modeller, büyük bir iyi niyetle hazırlansalar da, tersi için çaba harcansa da AKP uygulamalarından ayrıştırılamıyor.

İktisatçı Mustafa Sönmez tarafından önerilen ve dün basında yer alan "5K+3T" modeli tartışma konusu haline gelmiş durumda. Sönmez, AKP'nin bölgedeki "iş ve aş beklentilerine, bugüne kadar cevap veremediği" saptamasıyla başladığı önerisinde, bölgenin sorunları için sekiz başlık öneriyor. Önerinin ismini veren başlıklar şöyle: "Kültürel hakların geliştirilmesi, kadınlara bütçeden mutfak desteği verilmesi, kamunun altyapı yatırımları yapması, kentsel yatırımlara öncelik verilmesi, katılımcı yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, ticaretin geliştirilmesi, turizmin geliştirilmesi ve tarım ile hayvancılıkta iyileştirmenin sağlanması."

Sönmez'in önerisinde en fazla göze çarpan vurgulardan biri, bölgenin kalkınması ve istihdam sorununun çözülmesi konusunda önceliğin sınai yatırımlara değil, turizm, ticaret ve tarıma veriliyor olması. Geçmiş tecrübelere dayanarak, özel sektörün bölgede üretken ve istihdam yaratacak yatırımlar yapmasının beklenemeyeceği belirtilen modelde, yoksulluğun hafifletilmesi için her aileye ayda 200 YTL mutfak desteği verilmesi öneriliyor.

Bölgede büyük yatırımların ancak devlet tarafından, altyapı ve kentsel kalkınma yatırımları biçiminde yapılabileceği belirtilen öneri, özel sektörün ise çözüme komşu ülkelerle yapılacak sınır ticaretinin yanı sıra inanç ve kültür turizmi alanında faaliyet göstererek katkıda bulunmasını öngörüyor.

Bunların yanı sıra Sönmez'in modeli, her ne kadar AKP iktidarının başarısızlığı vurgusuyla açılsa da, pek çok konuda AKP'nin bölge için önerdiği model ile örtüşüyor. Öncelikle, mutfak yardımı olarak çerçevesi çizilen parasal yardım, AKP'nin kömür ve makarna sadakalarının parasallaştırılmış hali anlamına geliyor. AKP'nin sadaka ekonomisi ise, yoksulluğun ortadan kalkmasını değil, sürdürülebilir olmasını hedefliyor.

Sınır ticareti ve kültür turizminin ise, olsa olsa bölgede kendi ailesinin emeğini kullanan "kurtulmuş" küçük işletme sahipleri yaratacağı, ancak genel anlamda işsizlik ve yoksulluk için bir çözüm ifade edemeyeceği düşünülüyor. Her şekilde, bu başlıklar da AKP'nin sürdürülebilir yoksulluk modeline uygun başlıklar olarak öne çıkıyor.

Sınai yatırımların imkansız olarak nitelendiği öneri, tarım ve hayvancılığı ise yeni istihdam yaratmayacağı için yedeğe alıyor ve bu alanda ancak devlet tarafından GAP'ın sulama kısmının tamamlanması ile gelişmenin mümkün olabileceğini belirtiyor. Bu öneri de zaten AKP'nin bölgeye yönelik temel vaadi ile örtüşüyor.

yazici   mail