AKP’nin AB’ye uyum gerekçesi ile gündeme getirdiği sendika yasası savunan Hak-İş Başkanı Salim Uslu, yaptığı yazılı açıklamada hükümeti tarihi sorumluluğunu yerine getirmeye çağırdı ve yasaya eleştiri getiren DİSK ve diğer sendikaları kınadı.
HABER MERKEZİ Sendika yasasına getirilen eleştirilere ek olarak bir açıklama yapan Hak-İş Başkanı Salim Uslu, sendika yasasını eleştiren sendikaları hedef alırken, AKP’nin sözcülüğünü üstlendiğini bir kez daha gösterdi. AKP tezlerine benzer bir çizgide sendika yasasını savunan Hak-İş, açıklamasında AB sürecine de tam destek vermiş oldu.
Hak-İş’in yeri patronların yanında
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, açıklamasında, sendikal mevzuatın değiştirilmesi için hükümet ve Parlamento'nun tarihi bir sorumluluğu yerine getirmesi ve bu yasaları çıkarması gerektiğini belirtti. Uslu, AB’ye uygun bir sosyal model oluşturulması, çalışma hayatının dinamizm yakalaması ve çağa ayak uydurulması için sendika yasasında değişikliğin şart olduğunu savundu.
Sendika yasasının belli maddelerinin özellikle DİSK’in etkinliğini zayıflatmak için yeniden tanımlandığı belirtiliyor. AKP’nin AB’ye uyum gerekçesi ile gündeme getirdiği sendika yasasının, ILO sözleşmeleri ile çelişkili maddeler içerdiğine dikkat çekilirken, sendika grev ve örgütlenme hakkına yeni engellemeler getiriyor. Toplu sözleşme yetkisi alabilmek için konfederasyonlara yeni “baraj” koşulları dayatacak olan yasaya göre, grev yapma gerekçesinin “Anayasa’yı ihlal” etmemesi gerekiyor. Sendikaların ekonomik ve sosyal gerekçeler dışında, grev ve iş bırakma gerekçelerine de sınırlandırmalar getiriliyor.
Bursa’da uzlaştık hatırlatması…
Uslu, yıllardır eleştirilen yasanın değiştirilmesine yönelik çalışmaları heyecanla karşıladıklarını dillendirerek, yasayı eleştiren sendikalara yüklendi. Uslu, yasaya yönelik eleştiri getirenlerin, 1 Mayıs öncesinde Bursa’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile Konfederasyonlar arasında sendika yasasına ilişkin yapılan görüşmelerde sağlanan mutabakata aykırı davrandığını ileri sürdü.
Hak-İş de uluslararası platformu, AB’yi hatırladı
Uslu, yasanın değiştirilmemesi durumunda Türkiye’nin uluslararası platformlarda, ILO nezdinde, kara listeye alınabileceğini savunurken, AB müzakere sürecinde 19. başlığın açılmasının sorunlu hale geleceğini ve Türkiye’nin yine üçüncü dünya ülkesi muamelesi göreceğini savundu.
Uslu, Türkiye'nin 1981 yılından bu yana ILO yıllık toplantılarında 87 sayılı sözleşmeden dolayı 3 kez, 98 sayılı sözleşmeden dolayı da 14 kez Aplikasyon Komitesi'ne alınmasına neden olan yasaların değiştirilmesi gerektiğini açıklayarak, değişikliklerle bu tür sonuçların doğmayacağını ifade etmiş oldu.
Hedefledikleri sosyal model: uzlaşma
Uslu, hükümet ve Parlamento'nun AB ve ILO normlarını dikkate alarak Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda kabul edilen bu teklifi, acilen gündeme almasını ve ILO Genel Kurul süreci bitmeden bu yasaları çıkarmasını istedi.
"Bunun gerçekleşmesi durumunda kazanan Türkiye ve Türk halkı olacaktır" diyen Uslu, böylelikle işçi-işveren ve hükümetin, uluslararası toplantılara kara listeye alınma korkusuyla değil, başı dik olarak gideceğini ileri sürdü.
Uslu’nun bu açıklamalarının aksine, sendikaları konu alan yasanın ILO sözleşmelerine aykırı maddeler içerdiği belirtiliyor. Sendika yasasına ilişkin değişikliklerin, işçi sınıfının mücadele gücünün zayıflatılmasını hedeflediği, işçi-işveren ilişkisinde "sosyal diyalog" koşullarını esas alan, sermaye lehine uzlaşmadan yana bir modeli benimsetmeye çalıştığı biliniyor.
Sömürge valisinden Babacan'a destek | |
AB anayasası halktan kaçırılıyor | |
Ankara halkı kobay değildir! | |
Pando'da gerilim tırmanıyor |