www.soL.org.tr
Yaşamak için doğar insan!
24 Haziran 2006, Cumartesi

Türkiye’de hastanelerde toplu bebek ölümleri rutin vaka haline geldi. Yetkililer önlem almak yerine, bebek ölümlerinin doğal olduğunu belirtiyorlar. Sorumsuzluk örneği bu yaklaşım, yaşama hakkının gasp edilmesi olarak değerlendiriliyor.

HABER MERKEZİ Geçtiğimiz hafta Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde altı bebeğin arka arkaya ölmesi tüm gözlerin hastanelere ve sağlık hizmetlerine çevrilmesine neden oldu. Hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde 13 Haziran’dan başlayarak 3 gün içerisinde görülen bebek ölümleri bir kez daha sağlık kurumlarında yaşanan ihmalleri gündeme getirdi. Hastanede ölümlerin gerçekleştiği ünitede enfeksiyonlara yönelik önlemlerin alınmamış olması, personel yetersizliği ve sonrasında yeni ölümlere davetiye çıkaran sorumsuzluklar, bebeklerin ihmal sonucunda öldüğünü gösteriyor. Üstelik hastanede her an yeni bebek ölümlerinin yaşanabileceği belirtiliyor.

Resmi açıklamalar ihmali örttü
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, konuyla ilgili 16 Haziran’da yaptığı basın toplantısında enfeksiyonun bazı uygulama eksikliklerinden kaynaklanmış olabileceğini belirtirken, yapılacak araştırmanın sonuçlarının enfeksiyonun önlenemez biçimde gelişmiş olduğuna da işaret edebileceğini söylemişti.

Nitekim, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün görevlendirdiği uzman bir ekip tarafından yapılan incelemeye göre yenidoğan servisinin fiziki koşullarının yeterli olduğu ve servisin teknolojik imkanlarının ileri düzeyde olduğu ileri sürüldü. İnceleme sonuçları, ortada bir ihmal olmadığına işaret ediyordu.  Benzer şekilde hastane Başhekimi Doç. Dr. Rafet Yiğitbaşı, olayın ardından yaptığı açıklamada, 3 bebeğin öldüğü 13 Haziran akşamı “en deneyimli uzmanın görevli olduğunu” ve ölen bebeklerin hepsinin “yüksek riskli grupta olduğunu” vurguladı. Ölen bebeklerden alınan örneklerde, antibiyotiklere direnç göstermesi ve ölümcül akciğer enfeksiyonu yapması ile tanınan iki bakteri türünün saptandığı açıklandı. Sağlık Müdürlüğü’nün görevlendirdiği uzmanlar da olayın “hastane enfeksiyonları” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve bu haliyle öngörülebilir yani doğal olduğunu ileri sürdüler.

“Enfeksiyon ve ölümler önlenebilirdi"
Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü yetkilileri, enfeksiyon kaynaklı bebek ölümlerinin doğal karşılanması gerektiğini söylerken, uzmanlar hastane enfeksiyonlarının önlenebileceğini belirtiyorlar. Ölümlerin yaşandığı servisin, ileri teknolojiye sahip olmasının iddia edildiği gibi enfeksiyonların önlenemez olduğunu göstermediği ifade ediliyor.

Uzmanlar, hastanelerdeki modernizasyonun yerinde bir planlamayla yapılmadığını, devletin sağlık bütçesini dengesiz ve verimsiz biçimde kullandığını vurguluyor. Buna göre, son dönemde yapılan yasal düzenlemelerle zaten azaltılan sağlık bütçesi büyük ölçüde tıbbi teknoloji ve ilaç tekellerine aktarılıyor. Uzmanlar, “en iyi teknoloji + en iyi uzman” formülünün, yetkililerin bakış açısındaki mekanik tarzı yansıttığını ifade ederlerken hastane enfeksiyonlarını önlemenin ancak “koruyucu” bir sağlık anlayışıyla mümkün olduğunu vurguluyorlar. Bu görüşe göre yetkililerin öncelikli yatırımının eğitimli personel sayısını artırmaya dönük olması gerekiyor. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile diğer bir çok devlet hastanesindeki durum ise bunun tersi yönde. Söz konusu hastanelerde, yardımcı sağlık hizmetleri büyük ölçüde taşeron firmaların maliyetleri minimumda tutmak adına istihdam ettiği eğitimsiz personel tarafından yürütülüyor.

Serviste hemşire eksiği vardı
Yenidoğan servislerinde ideal uygulamanın, her bir bebeğe bir hemşirenin hizmet vermesi olduğu vurgulanıyor. Oysa Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, yenidoğan servisinde bebek ölümleri öncesinde bir hemşireye en az 4-6 bebek düştüğü belirtiliyor. Olayın ardından hastane yönetimi, hızla bir düzenleme yaparak ünitenin hemşire sayısının artırıldığını açıkladı. Ancak, bölümde çalışan sağlıkçılar, hemşire sayısının diğer bölümlerden kaydırma yoluyla artırıldığını, düzenlemenin göstermelik olduğunu ve görevlendirilen hemşirelerin yoğun bakım deneyiminin bulunmadığını ileri sürüyorlar. Hastane çalışanları, “açığı örtme” mantığıyla yapılan yeni düzenlemeyle hem eğitimsiz ve deneyimsiz yeni hemşireler nedeniyle yenidoğan yoğun bakım ünitesinde hem de ortaya çıkacak personel yetersizliği sebebiyle diğer bölümlerde başka sağlık skandallarının yaşanabileceğini belirtiyorlar.

Ölümlerden sonra gerekli önlemler alınmadı
Yoğun bakım servislerinde ortaya çıkabilecek dirençli enfeksiyonlarda yapılması gerekenleri gazetemiz için değerlendiren uzmanların ortak görüşü ise yetkililerin bebek ölümlerine yol açan yanlışları olayın ardından da devam ettirdiği yönünde. Yaygın enfeksiyon durumlarında servisin vakit geçirmeden karantinaya alınması gerektiği vurgulanıyor. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ise yaşanan seri ölümlerden sonra servise hasta alımı durdurulsa da, servisin boşaltılarak dezenfeksiyonu ve çalışanların enfeksiyon taşıyıcılığı için taramadan geçirilmesi gibi önlemler yeterince alınmadı.

Diğer yandan, hastanenin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde 6 bebeğin ardı ardına ölmesinin üzerine yaşanan gelişmelerin Göztepe ile sınırlı tutulmaması gerektiği belirtiliyor. Yaşanan bebek ölümlerinin, binde 28’lik bebek ölüm hızıyla dünya sıralamasının gerisinde yer alan Türkiye’nin genel sağlık sorunlarının uzantısı olduğu düşünülüyor. Günde 120 bebeğin önlenebilir sebeplerle öldüğü Türkiye’de sorunun çözümü için sağlık politikasında kapsamlı bir değişimin gerekliliğini vurgulayan uzmanlar, Göztepe’de yaşananların sağlık sistemindeki çarpıklığı ortaya koymak için bir örnek oluşturduğunu ifade ediyor.

yazici   mail