www.soL.org.tr
Hemşirelerin sayısı azaldıkça ölüm artıyor
24 Haziran 2006, Cumartesi

Bebek ölümlerinin ardından gündeme gelen Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bir hemşiresi  ile hastanede yaşananları değerlendirdik.

Bebek ölümlerinin ardından gündeme gelen Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bir hemşiresi  ile hastanede yaşananları değerlendirdik.

Sol: 6 bebeğin ölmesinin ardından İl Sağlık Müdürlüğü, yaptığı incelemede servisin teknik açıdan “mükemmel” olduğunu öne sürdü, siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

İstanbul’un yenidoğan yoğun bakım eksiğini tamamlamak üzere geçtiğimiz yıl başlatılan çalışmalar sonrasında 20 olan yenidoğan yoğun bakım yatak sayısını 150’ye çıkarmak için çeşitli hastanelerde yeni servisler açılıyor. Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Mayıs ayında açılan yenidoğan yoğun bakım servisi de bu eksiği gidermek üzere açılan servislerinden birtanesi. Bu açıdan gerçekten teknik donanımı iyi olan bir servis.

Personel?

Olayın ardından yapılan basın açıklamasında İl Sağlık Müdür Vekili Mehmet Bakar, İstanbul’daki yenidoğan yoğun bakım yatak kapasitesinin Avrupa standartlarında bir rakama sahip olduğunu, hepsinin son sistem aletlerle donatıldığını, personelin eğitimden geçirildiğini ifade etti. Oysa ki Göztepe’deki yenidoğan yoğun bakım servisinde çalışan hemşirelerden bir kısmı eğitim alan ve deneyimli hemşirelerden oluşsa da bir kısmı da hastanenin diğer servislerinden bu serviste çalışmak üzere görevlendirilmiş hemşirelerdi. Hatta bir serviste yoğun bakım servisine gidecek hemşireyi belirlemek için kura bile çekilmişti. Son sistem aletlerin bulunduğu hastanemizde ne yazık ki bazı dönemlerde enjektör hatta serum dahi bulunamadığı hasta yakınlarının bazı temel ihtiyaçları ceplerinden karşılamak zorunda bırakıldıklarına ise hiç değinilmedi.

Ne gibi yeni düzenlemeler yapıldı?

Bebek ölümlerinin medyada yer bulmasından sonra hastanede yenidoğan yoğun bakım servisleri ve enfeksiyon üzerine eğitim verilmeye başlandı. Bebek ölümlerini incelemek üzere görevlendirilen heyette yer alan bir doktor tarafından verilen eğitimde ideal bir yenidoğan yoğun bakım servisinin nasıl olması gerektiği tüm fiziki koşulları sıralanarak ortaya konuldu ve Göztepe’deki yenidoğan yoğun bakım servisinin bu standartlara uygun olduğu dillendirildi. Personel sayısı, eğitim ve deneyim durumuna hiç değinilmemesi üzerine bir hemşire tarafından “ortalama standartlarda bir hemşire kaç bebeğe bakmalı” sorusu soruldu. İdeal olanın bir bebeğe bir hemşire, bu sağlanamıyorsa en azından 2 bebeğe bir hemşire olması gerektiği, Göztepe’de ise 4 bebeğe bir hemşire düştüğü söylendi. Yenidoğan yoğun bakım servisindeki bebeklerin yoğun tedavi ve sık takip gereken hastalar olduğunu, beslenme, vücut bakımı, temizlik gibi ihtiyaçlarının hemşireler tarafından gerçekleştirildiğini düşündüğümüzde bu sayının ne kadar yetersiz kaldığını anlayabiliyoruz.

Yaşanan kayıpların ardından yeni hemşire alımı gündeme geldi mi?

Şu anda yenidoğan yoğun bakım servisinde 2 bebeğe 1 hemşire düşecek şekilde bir düzenleme yapılıyor. Tabii birçok hemşirenin işsiz oluğu memleketimizde yeni hemşire istihdamı yerine yine diğer servislerden hemşirenin bu servise çekilmesi yöntemiyle. Geçtiğimiz hafta birçok servisten çoğu sözleşmeli olarak yeni işe başlayan hemşireler olmak üzere birer hemşire yenidoğan yoğun bakım servisinde görevlendirildi. Yine hiçbir eğitimden geçmeden ve üstelik alındıkları servislerde de sınırlı olan hemşire sayısı iyice azaldığından bu servislerdeki hemşirelerin nöbet sayısı ve iş yükü artırılarak  çözüme ulaşıldı. Ben, hemşire sayısının artmasının tek başına bir çözüm olmadığını düşünüyorum.

Konunun basında ele alınışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Medyada hastanenin yemekhanesi temizliği vs. gündeme alınırken hep paparazi boyutu öne çıkarıldı. Kimse Göztepe Hastanesi’nde bu hizmetlerin birçok devlet hastanesinde olduğu gibi taşeron şirketler tarafından yürütüldüğünden, burada çalışan personelin iş güvencesiz çalıştığından, eğitimden geçrilmeden alanlara terkedildiğinden, zaten az olan maaşlarını düzensiz aldıklarından bahsetme gereği bile duymadı. Tıpkı sağlıkta karı öne çıkaran politikalar ve yasal düzenlemelerden bahsedilmediği gibi.   

Ülkenin sağlık göstergelerinden önemli birisi bebek ölüm hızı. Türkiye binde 28’le dünya genelinde oldukça kötü bir yere sahip. Bir sağlık emekçisi gözüyle sizce bebeklerimizi nasıl bir gelecek bekliyor?

Bundan önce de enfeksiyon nedeniyle Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 8 bebek, Manisa Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastanesi’nde 2 bebek, Kayseri Erciyes Üniversitesi Gevher Nesibe Hastanesi’nde 6 bebek hayatını kaybetmişti. Bunlar medyaya yansımış olanları. Bu ölümlerden sonra da benzer haberler ve önlemler gündeme gelmişti ama görülüyor ki koruyucu sağlık hizmetlerine önem vermeyen, tüm hizmetlerini özele açan, önce para diyen bu sistem devam ettikçe bebeklerimizin ölümü de kaçınılmaz olacaktır.

Karamsar mısınız?

Ülkemiz bebeklerini yaşatabilecek güçte. Ekonomik olarak toplamda bizden daha yoksul bir ülke olan Küba’da, hatırladığım kadarıyla, bebek ölüm hızı binde 5 civarında. Bu oran gelişmiş bir Batı Avrupa ülkesi ile yaklaşık olarak aynı. Söylemek istediğim sağlık sistemini düzeltmek için tek faktörün ekonomi olmadığı. İyi bir planlamayla biz de bebeklerimizi yaşatabiliriz.

Teşekkür ederiz.

yazici   mail