www.soL.org.tr
AKP solculuğu işbaşında
25 Ocak 2008, Cuma

soL, Ergenekon operasyonu, liberal-işbirlikçi rüzgarı güçlendireceği için operasyon esas olarak bu rüzgara yönelik yurtsever tepkileri hedef alıyor dedi. Düzen içi hesaplaşmada AKP'nin yanında saf tutmakta sakınca görmeyen AKP solculuğu, soL'un ne kadar haklı olduğunu gösterdi.

soL Okumakta olduğunuz internet gazetesinde yayına başladığı günden bu yana yer alan yazıların tümüne yukarıda göreceğiniz logonun hemen altındaki arşiv linkinden ulaşabilirsiniz. 616 günün soL'unun tamamını buradan okuyabilirsiniz. "soL'dan" linkinden de yayın ilkelerini öğrenebilirsiniz.

Eğer bu sayfalara ilk kez konuk oluyorsanız soL'un düzen içi bir hesaplaşmanın tarafı olmayacağını kısa bir turla anlayabilmeniz için bu başlangıç rehberliği. Düzen içi ve aynı anlama gelmek üzere ne kadar gerçek olursa olsun sınırları belli bir hesaplaşmada taraf olmak soL'un ve solun işi değil. Ancak bu hesaplaşmayı doğru değerlendirmek ve emekçilere, yurtseverlere karşı bir enerji devşiriliyorsa buna işaret etmek çok açık ki soL'un da, solun da temel görevleri arasında. Sadece işaret etmek değil, beraberinde bu "enerji"ye karşı mücadele etmek de tabii.

AKP'ye Türkiye'de bir türlü tamamlanmadığı düşünülen "demokratik devrim"i tamamlama misyonunu atfedenler, son Ergenekon operasyonunu da bu eksende tezahüratla karşıladı. AKP iktidarının TSK başta olmak üzere bir sürü odağa rağmen devletin derinliklerine elini soktuğuna ve kontrgerillaya karşı kapsamlı bir operasyon yürüttüğüne samimi bir şekilde inanan bu kesimin, en basit soruları sormayı dahi akıl edemediği görülüyor. AKP ile tutturulan ahenk körleştiriyor, körleşme beraberinde hırçınlığı getiriyor. Kim bilir belki "temiz hava" cereyanı, belki "hoşaf" tutkusu...

Türkiye tarihinin en işbirlikçi hükümetine emperyalist merkezlerden bağımsız bir duruş yakıştıranların aklına "AKP bu operasyonu neden yaptı" sorusunu sormak gelmeyebilir. Ama her yerde çarşaf çarşaf gladio uzantısı olduğu vurgulanan kontrgerilla örgütlenmesine yönelen bir adımın askerler bir yana NATO izni olmadan, ABD icazeti alınmadan atılamayacağını düşünmek de her nedense işlerine gelmiyor. Güzel kokular duydukları, ciğerlerine "temiz hava" doldurdukları bir halüsinasyona inanmayı tercih etmiş görünüyorlar. İstanbul Emniyeti'nin operasyondaki başarısını açık ya da örtük selamlarken daha 3-4 gün önce Hrant Dink anmasından sonra gözaltına alınanlara ve avukatlarına şiddet uygulayan "temiz" ellerin güzel kokular saçtığına inanıyor ve inandırmaya çalışıyorlar.

Memleketi bir uçurumun eşiğine getiren AKP'nin topluma dayattığı liberal basınca "sol"dan destek sunanların AKP'cilik konusunda bilinçli ve kararlı oldukları bu vesileyle açık biçimde ortaya çıktı. AKP solculuğu, Türkiye emekçilerinin ve aydınlarının liberal-işbirlikçi dalgaya karşı ürettiği direnç kırıntılarını da silip süpürmek üzere proaktif bir tutum geliştirmiş durumda. O kadar ki işi, operasyonu AKP'nin kontrgerillayı da ele geçirmesi, Fethullahçı örgütlenmeye hız verilmesi, askerlerin oluru, ABD'nin izni çerçevesinde değerlendiren yaklaşımlara, açık çarpıtmalarla saldırmaya vardırmış durumdalar.

AKP solculuğu: Liberal-işbirlikçi dalgaya laf edenlere "girişir"
"Türkiye Komünist Partisi" adını alarak siyasi faaliyetini sürdüren TKP'nin ve "Yurtsever Cephe" girişiminin yayınlarından olan günlük internet gazetesi soL'da yayınlanan yorumda çetelere karşı yürütülen operasyonun "liberal işbirlikçiler" olarak nitelendirdikleri kesimleri güçlendireceği, operasyonun "yurtseverleri" hedeflediği ifade edildi.

Yukarıdaki cümleler sesonline.net'ten; soL'un 23 Ocak günü yayımlanan manşetine ithafen atılan "Ergenekon operasyonu yurtseverleri bertaraf etmek için yapılmıştır" başlığının altına bir el çabukluğu ile yazılmış. Siyasi nezaketten yoksun "‘Türkiye Komünist Partisi' adını alarak siyasi faaliyetini sürdüren TKP'nin" vurgusu ile başlayan ifade cımbızlama ve çarpıtma ile devam ediyor. Liberal akıl, operasyon vesilesiyle AKP cephesine ilişkin bir güzelleme kampanyasının başlayacağına işaret edilmesine tahammül edemiyor. Askerlerin operasyondan haberdar olduğunu ima eden satırlar ise "Büyükanıt'ın Londra'da bulunmasına dikkat çekildi" ifadesiyle tam tersi söyleniyormuş havası verilerek açıkça çarpıtılıyor. ABD yetiştirmesi, kontrgerilla artığı faşist çeteden, her daim Amerikancı ve NATO'cu askerlerden bir cephe yapıp soL'un "yayını" olduğunu ifşa ettikleri siyasi çizgiyi de bu cepheye ittirme çabası soL okurları tarafından "gülünç" bulunacaktır. İliklerine kadar sol düşmanı, emek karşıtı, Amerikancı, piyasacı ve bir bölümü boğazına kadar kana batmış katillerden oluşan bir toplamla soL'un da, temsil ettiği siyasi çizginin de bir alışverişi olmadığını aksine bir hesabı bulunduğunu kanıtlamak için ek çaba harcamak gerekmiyor. Yazma kısmına gerek yok ama okuma bilmek ve sesonline.net'in el çabukluğu marifet cımbızladığı iki cümlenin orijinaline bakmak yeterli. Manşetin bütününü okuyunca dudaklardan dökülmesi engellenemeyecek sözcüğü buraya yazıp sesonline.net ile nezaket yarıştırmak soL'a yakışmaz. Ama soL bu vesileyle AKP cephesinin ve maalesef açık ya da örtük AKP'cilik yapan bir solun gerçek olduğunu hatırlatmak ister.

AKP'nin merkezinde durduğu piyasacı, gerici ve işbirlikçi açılımlara karşı güçlü bir direncin oluşturulmasını engelleyen en önemli olgu liberalizm. Ülkenin koordinatlarını değiştirecek adımlar atmaya hazırlanan AKP iktidarı bir yandan topluma daha fazla liberalizm enjekte ederken bir yandan da emekçilerin kazanımlarına yönelik büyük tasfiyede cephaneliğini takviye amacıyla AKP solculuğuna alan açıyor. Devlet ya da devlet kurumlarından ötesi görüş alanına girmeyen, devlete "karşı" sermaye sınıfı ya da emperyalist merkezlerle işbirliği yapılmasında bir beis görmeyen "solcular" AKP cephesini güçlendirirken AKP cephesine karşı mücadeleye öncelik veren emekçilerin, yurtseverlerin ve gerçek solun da hedefi haline geliyor.

AKP solculuğu: AKP "demokrasisi" ile düze çıkar
sesonline.net 24 Ocak Perşembe günü boyunca soL ile ilgili "değerlendirmesi"ni ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras'ın Ergenekon operasyonu yorumu ile yanyana tutu.

"Türkiye'nin düze çıkması; ordu darbesi çığırtkanlığı yapan, milliyetçi ve ırkçı kışkırtmalarla toplumdaki farklı kesim ve kültürler arasına düşmanlık tohumları eken provokatörlerin ve kimi emekli askerlerin organizasyonunda yer aldıkları bu kızıl elmacı çetelerin tasfiyesinden geçer."

Uras'ın sözleri rastgele "cımbızlanmış" ve başı sonu kırpılarak çarpıtılmış cümleler değil. Açıklamasının son paragrafı.

Türkiye'nin "düze çıkması" için gerekli olanı özetliyor. Pek bir sevdiği sözcük oyunlarında tasarrufa gidip oldukça düz ve nötr bir açıklama yapan Uras, Ergenekon Operasyonu'nun, ''Türkiye'de demokrasi ve hukuk adına bir turnusol olma özelliği'' taşıdığını söylüyor. Düzen içi bir hesaplaşmanın ülkeyi düze çıkaracağını öne sürmek esas olarak AKP'ciliğin sol için bir turnusol haline geldiğini düşündürüyor.

AKP solculuğu: Amerikancı Taraf'ın "hoşafı" ile gurur duyar
Henüz birkaç aya ancak ulaşan yayın ömründe Amerikancılık, Barzanicilik, Avrupa Birlikçilik, Fethullahçılık, piyasacılık konusunda eşi benzeri görülmemiş bir performans sergileyen, liberal aklın kuvvetlendirilmesi konusunda özel bir misyon üstlenen Taraf gazetesi, Ergenekon operasyonunun da "medya merkezi" olarak görev yaptı. Öncesinde operasyona okurlarını hazırlayan gazete, sonrasında da hedef tahtasına kontrgerilla yerine "devlet"i yerleştirdi. Manşetleriyle sesonline.net'ten kocaman bir aferin alan Taraf, devlet ya da devleti temsil eden güçlere karşı olmanın AKP solculuğu için yeterli olduğunun da bir göstergesi oldu.

yazici   mail