www.soL.org.tr
Baykal patavatsızlardan yana dertli
7 Mayıs 2008, Çarşamba

CHP Genel Başkanı Baykal, Türkiye'nin AB ilişkilerindeki en büyük sorunun AB adına Türkiye'ye gelip, ileri geri konuşan siyasetçiler olduğunu ileri sürerek, “herkesin olağanüstü dikkatli olması gereken kritik dönemde”, AB adına bu şekilde davranmaya izin verilmemesini istedi.

resim

HABER MERKEZİ CHP Genel Başkanı Baykal AB adına Türkiye'ye gelerek burada konuşan politikacılara değinerek, “Türkiye'nin AB ile ilişkilerine en büyük darbeyi vuran, zararı getiren, AB adına gelip Türkiye'de uluorta, patavatsızca konuşan siyaset adamlarıdır” dedi. Türkiye'de bu konuşmaların, anlayışla karşılanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Baykal, AB yöneticilerinin bir an önce bu konuyu ciddiye alarak, ne söylediğini bilmez insanlara, Türkiye'yi anlatmaları gerektiğini söyledi.

Partisinin Meclis Grup toplantısında konuşan Baykal, şöyle devam etti:

''Bunlar Türkiye'yi, tarihini, modernleşme mücadelesinin 80 yıldır nasıl yürütüldüğünü bilmezler, demokrasinin hangi tehditlere, nasıl maruz kaldığını, laikliği, cumhuriyeti bilmezler. Türkiye'ye gelirler, kulaktan dolma, yarım yamalak bilgilerle, onun bunun yönlendirmesiyle, en hassas konularda, en ağır iddiaları söylerler, geçerler. Olmaz, böyle ilişki götürülmez. Türkiye, AB ilişkilerine yardımcı olacak anlayış değildir. Herkes aklını başına alsın.

AKP'nin başı derde girdikçe, bazı AB yöneticilerinin saldırganlığı artıyor. CHP'yi hedef yapmaya başlıyorlar. Böyle yaptıkça, AKP'yi giderek, mütareke döneminin Damat Ferit Paşa hükümetine döndürüyorlar. O laflar bize zarar vermez, bizi etkilemez.''

Hükümetin ya da AB yöneticilerinin, bu kişilere haddini bildirmesi gerektiğini vurgulayan Baykal, en hassas konularda, herkesin olağanüstü dikkatli olması gereken kritik dönemde, bilir bilmez hüküm vermeye, AB adına bu şekilde davranmaya izin verilmemesini istedi.

Kendilerinin, had bildirmeyi üstlenmek istemediğini belirten Baykal, ''Bir an önce hükümet, AB yetkilileri, gerekeni yapsın. Herkes haddini bilsin'' dedi.

Barroso’ya çağrı
AB Komisyonu Başkanı Barroso'nun, ''Türkiye'nin demokrasiyi ve laikliği yapısal olarak sürdürme sınavını verip veremeyeceği konusunda hepimiz tereddüt içine düştük'' dediğini anlatan Baykal, Türkiye'de demokrasi ile laikliği yapısal bir biçimde birlikte sürdürme imkanının belki de artık ciddi ölçüde kaybolmakta olduğunu Barroso'nun da söylediğini ifade etti.

Yabancıların daha önce, ''Türkiye'deki sorun, laiklikle ilgili bir sorun değildir. Laikliği yönelik tehdit yoktur. Birileri laikliği bahane ederek, demokratik rejimi askıya alma çabası içindeler'' şeklinde bir anlayışla Türkiye'ye baktıklarını anlatan Baykal, şöyle konuştu:

''Barroso, buraya geldi, temaslarını yaptı. Sanıyorum tabloyu daha gerçekçi bir şekilde algılama imkanına sahip oldu. Gördü ki 'Olay, sadece bir bahane olarak laikliğe yönelik tehlikenin, tehdidin kullanılmasıyla ilgili değil. Gerçekten Türkiye'de laikliğe yönelik bir tehlike vardır. Önemli bir olaydır. Laikliğin ortadan kalkması, Türkiye'yi de dünyayı da yakından ilgilendirir. Demokrasi içinde bunu bağdaştırmak acaba mümkün olacak mı diye, böyle bir sorunla karşı karşıyayız diye o da düşünmeye başlamıştır.''

Gensoru vereceğiz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, sendikalardan ve halktan özür dilemesi gerektiğini söylediğine işaret eden Baykal, Erdoğan'ın, ''Devlet görevini yapmıştır'' diye karşılık verdiğini bildirdi. ''Devletin görevi bu mu?'' sorusunu yönelten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bunu CHP olarak, TBMM'ye bir gensoru olarak getiriyoruz. Başbakan hakkında gensoru vereceğiz. Çıksın orada kendisini savunsun. Onu bunu da çıkarmasın, bizzat kendisi çıksın. Çıksın da 1 Mayıs'taki politikasını anlatsın. Bu bizim görevimiz, Türkiye bunun hesabını sormalı. 1 Mayıs'ın hesabını sormayacağız da neyin hesabını soracağız?

Provokasyon olacaksa, o zaman gelin elbirliğiyle önleyelim. Senin yaptıkların provokasyon oldu. Türkiye'yi bir sıkıntının içine soktun, dünyadaki görüntümüzü perişan ettin, sendikalara zarar verdin.''

yazici   mail