www.soL.org.tr
Babacan: Ne derseniz yaparız
7 Mayıs 2008, Çarşamba

Babacan, Devlet Konukevinde Türkiye-AB Troykası Dışişleri Bakanları Toplantısının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, hükümetin AB müktesebatına uyum doğrultusunda kararlılıkla gerekli adımları atmaya devam edeceğini vurgulayarak, "hükümetimizin gerekli reformları gerçekleştirme yönünde güçlü iradesi vardır" dedi.

resim

HABER MERKEZİ Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin, gündelik siyasi kaygıların ötesinde bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, teknik açıdan açılmaya hazır olan fasıllarda gecikmeksizin müzakerelere başlanmasının önem taşıdığını belirtti.

Babacan, Devlet Konukevinde Türkiye-AB Troykası Dışişleri Bakanları Toplantısının ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Ali Babacan, yararlı ve verimli görüşmeler yaptıklarını belirterek, AB'ye üyelik sürecini, katılım müzakerelerinde gelinen aşamayı ve Türkiye-AB ilişkilerini bütün boyutlarıyla ele aldıklarını söyledi.

Bu konularda Türkiye'nin görüşlerini paylaştıklarını ifade eden Babacan, "2008 yılının bakanlar düzeyindeki bu ilk troyka toplantısında aynı zamanda gerçekleştirdiğimiz reformlar hakkında detaylı bilgiler verdik. Bu çerçevede hükümetimizin AB müktesebatına uyum doğrultusunda kararlılıkla gerekli adımları atmaya devam edeceğini burada özellikle ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

Babacan şöyle konuştu: “Bu vesileyle siyasi içerikli bazı konuların üyelik müzakerelerimizi etkilemesine izin verilmemesi yönündeki beklentimizi ve bu doğrultuda AB'nin gerekli kararlılığı sergilemesinin önem taşıdığını da vurgulamak istiyorum. Teknik açıdan açılmaya hazır olan fasıllarda gecikmeksizin müzakerelere başlanması önem taşımaktadır. Türkiye'nin AB üyelik süreci, gündelik siyasi kaygıların ötesinde bir öneme sahiptir.

Küresel gelişmeler, özellikle bölgemizdeki durum, AB ile her alanda daha sıkı işbirliğini gerekli kılmaktadır. Ancak AB ile ilişkilerimizin sürdürülebilir bir zeminde tutulabilmesi için müzakere çerçeve belgesinde açıkça belirtilmiş olan taahhütlere uyulması son derece önemlidir. Türkiye'nin tam üyelik perspektifinin korunması, sapasağlam yerinde durması, bu sürecin olmazsa olmaz bir şartıdır. Bu konudaki yaklaşımımızı toplantı sırasında muhataplarımızın dikkatine getirdim ve özellikle Slovenya ve müteakip Fransa dönem başkanlıkları sırasında müzakerelerin ilerleme sağlamasına verdiğimiz önemi vurguladım."

Olli Rehn:Taraflıyız
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, AKP'nin kapatma davası sürecine ilişkin olarak Türkiye aday ülke olduğu için AB'nin sürece çok fazla tarafsız kalamayacağını söyledi.

Basın toplantısında konuşan Rehn, yararlı görüşmeler yaptıklarını belirterek, hem müzakereler hem de reform süreci açısından önemli bir toplantı olduğunu belirtti.

Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin sürdüğünü ifade eden Rehn, "Ancak bunun hızı daha da fazla olabilirdi. Bu da reformlara bağlı bir konu. Özellikle, biz bu toplantıda daha fazla faslın görüşmeye açılabilmesi için belli noktaları görüşmeye çalıştık. Daha temel anlamda da yasal ve demokratik reformların genişletilmesi ve daha açık bir toplum yaratılması konusunun önemine dikkati çekmeye çalıştık" diye konuştu.

Vakıflar kanunuyla ilgili gelişmelerin önemli bir basamak olduğunu belirten Rehn, aynı zamanda ifada özgürlüğü anlamında da TCK'nın 301. maddesinde değişikliğe gidilmesini de memnuniyet karşıladıklarını, ancak tam olarak uygulamaya geçilmesini beklediklerini ifade etti.

Rehn, değişikliğin mutlaka pratiğe dökülmesi gerektiğini, bunun sahada nasıl işlediğinin görülmesi gerektiğinini altını çizdi. Rehn, Türk yetkililerinin ifade özgürlüğünün sağlandığını, gerçek anlamda garanti altına alındığını ve bu ülke içindeki herkes için geçerli olduğunu göstermesi gerektiğini kaydetti.

Toplantıda ayrıca, yasal ve demokratik reformların önemine dikkati çekmeye çalıştıklarını söyleyen Rehn, şöyle devam etti:

"Bunun için yapılması gereken daha çok fazla şey olduğu konuştuk. Özellikle daha geniş kapsamlı reformların yapılmasının önemli olduğunu söyledim. Bunlardan biri yargı reformu. Türk vatandaşları yargı reformunu gerçekten hak ediyorlar. Bunun bağımsız, tarafız ve güvenilebilir bir reform olmasını, tamamlanmasından sonra da geniş kapsamlı bir stratejiyle hayata konulmasını hak ediyorlar."

Rehn, bu anlamda hakimlerin ve savcıların eğitilmesinini önemli olduğuna işaret etti.

Ombudsmanlık kurumunun oluşturulması konusunun da gündeme geldiğini belirten Rehn, bunun vatandaşların kendi rahatsızlıklarına çare bulabilmeleri için önemli bir kurum olacağını, bu sayede din, ırk ya da cinsiyet gibi konularda şikayetlerini iletebilecekleri belirtti.

"Laiklik ve azınlık haklarıyla ilgili gerilimlerin olduğu noktalarda, bu kuruluşların gerilimleri azaltabileceğini" ifade eden Rehn, bunun, sorunların her zaman mahkeme önüne gitmeden, yasal şekilde çözümünü, hataların düzeltilmesini sağlayabilecek kamu yönetimi konusunda önemli bir kuruluş olacağını düşündüğünü kaydetti.

yazici   mail