www.soL.org.tr
Sarmala dolananlar
Ergun Çağlayan 7 Mayıs 2008, Çarşamba

2001 krizi borcun batırdığı şirketlere tanık oldu. 2008-2009 krizi ise borcun batırdığı insanlarla anılacak. 2006 ortasında alarm zilini çalan kriz, 2007 Ağustos'unda AKP'nin işlediği tarihsel suçların da birikimiyle Türkiye emekçilerinin boğazına çökmeye başladı.

Sadece 10 ay sonra, dün, tahvil faizleri yüzde 20'lerin üzerine çıktı. Döviz kurları ani yukarı hareketler yapmaya başladı. Enflasyon, hızla yüzde 12'nin üzerine doğru yol alırken İMF'nin ve AB'nin tüm desteğine rağmen AKP'nin umduğu sermaye akışları ufukta görünmedi. Halburi İMF son dönemde, hükümetin bazı fonları bütçe dışına çıkarmasına, faiz dışı fazla hedefini aşağı çekmesine, enflasyon hedefini yükseltmesine onay vererek "destek rekoru" kırmadı mı?

  • Gıda maddeleri fiyatları büyük oranlı artışlar gösteriyor. Petrol 120 doları buldu. Beş yıl önce bunun yaklaşık beşte biri seviyelerde olan petrol, Türkiye'nin başına açılan enerji bağımlılığı belası nedeniyle çok daha büyük bir etkide bulunmaya başladı. Ülkemizde elektrik de, nakliyat da petrole bağımlı.
  • Enflasyon hızla yükseliyor. Nisan ayı için yüzde 4,5 gelen üretici fiyatlarından sonra, Merkez Bankası, "çekirdek enflasyon kontrol altında" hikayesini hızla terk ederek enflasyon tahminini iki puan birden yukarı çekince bütün kredibilitesini yitirdi. Bu ortamda bir iki puan daha yüksek faizle yetinmesi mümkün olmayan spekülatif sermaye, beklenenin aksine öncekinden daha ürkek davranma eğiliminde.
  • Avrupa'da durgunluk bekleniyor. Enflasyon tehdidine ABD'den çok daha fazla maruz kalan AB, faizleri abisi gibi sert düşüremediği için umudunu İran, Çin, Kuzey Afrika, Latin Amerika, Rusya gibi pazarlara yaptığı ihracata bağlamış bulunuyor. Türkiye pazarı ise mevcut şişikliği nedeniyle doygun ve umutsuz kabul ediliyor. Bunların sonucu Türkiye'nin ihracat da Avrupa dışına yönlenmeye başladı ama risk büyüyor.
  • Tüketici kredileri son altı aydır artmaya devam ediyor. Ama bir taraftan da batık oranları hızla tırmandı. Artık kredi kartı borçlarının sekizde biri geri ödenemez hale geldi. Bu oranın önümüzdeki aylarda tırmanmaya devam etmesi ve tüketici talebini daha da azaltması bekleniyor. Emekçiler, borç batağına sürüklenirken kentli nüfusa oranla hayli kalabalık olan ve yine hayli borçlanmış olan esnafı da dibe çekiyorlar.
  • İnşaat sektöründe 20 yıl yetecek kadar lüks konut yapıldı, yoksullarsa yine çamurlu yolların ucundaki gecekondu mahallelerinde üst üste yaşıyorlar. Ekonomik durgunluk nedeniyle vergi tahsilatında sorunlar yaşayan ve enflasyonla başı belada olan hükümet, hesapladığı inşaat hamlesini yapamayabilir. İnşaat krizi TOKİ tarafından kurtarılamayacak boyutlara varabilir. İşin bu kısmı, işsizlik üzerinde de büyük bir etkiye sahip.

Cari açıktaki artış para girişiyle karşılanmazsa döviz kurları yukarı gitmeye devam edecektir. Ama bu durumda da tarihin en borçlu seviyesinde olan ve bu borçları daha çok döviz cinsinden olan özel sektör, borç artışından batacak. Üstelik dövizde sıkışan özel şirketler, YTL kredilerini de ödeyemez hale gelince bankaları küçültecekler. Bankaların küçülmesi, ekonominin küçülmesi anlamına gelecek.

2003 sonrası kredi-ithalat şişirmeli büyümenin yarattığı ekonomik koşullar, şimdi intikamını alıyor. İhracattaki artışın Avro'nun yükselişinden, üretimdeki artışın da yine değerlenen YTL'den kaynaklandığı biliniyor: İhracat miktar endeksi ve reel üretim endeksleri son ikibuçuk yıldır sabit seviyelerde seyrediyor. Bu, dünya finansal krizi sona erse bile ülkedeki yıkıcı durgunluğun uzun süre devam edeceği anlamına geliyor.

AKP'yi yükselten sarmalı şöyle özetleyebiliriz: Para girişi-ucuz döviz-bol kredi-ithal girdiye ve dış pazara dayalı düşük katma değerli üretim...

Şimdi bunun yerini AKP'yi batıran sarmal aldı: Borç sıkışması-maliyet artışı-enflasyon-sermaye kaçışı-kredi küçülmesi-durgunluk...

AKP'nin savunmasını kapatılmasını hızlandıracak bir biçimde verdiğini düşünen hukukçular var. Yanılmıyorlarsa, iktidar partisi ile düzenin diğer egemen güçlerinin, hep birlikte, gelmekte olan yıkımın iktidar partisiyle birlikte iktidarın kendisini de götürmemesi üzerine çalıştıkları sonucu çıkıyor.

yazici   mail