www.soL.org.tr
Bilkent'te Ne 'Sosyal' Ne 'Güvenli' paneli
8 Mayıs 2008, Perşembe

Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Kulübü tarafından düzenlenen panelde, gençliğin Sosyal Güvenlik Yasası'na ve diğer tüm emek düşmanı yasalara geçit vermeyeceği vurgulandı. Prof. Dr. Erhan Nalçacı ve DİSK Genel Sekreter Yardımcısı Perihan Sarı panele konuşmacı olarak katıldılar.

soL (Ankara) Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Kulübü tarafından düzenlenen "Ne Sosyal Ne Güvenli: Sosyal Güvenlik Yasası" başlıklı panele öğretim üyesi Prof. Dr. Erhan Nalçacı ve DİSK Genel Sekreter Yardımcısı Perihan Sarı konuşmacı olarak katıldılar. Panelde, gençliğe çıkarılan emek karşıtı yasalara karşı mücadele etme çağrısı yapıldı. Her iki konuşmacı da sözlerine katledilmelerinin 36. yılı olması dolayısıyla Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anarak başladı.

Sosyal güvenliğin zaman makinesine bakmalı
Prof.Dr. Erhan Nalçacı, sosyal güvenlik ve sosyal devlet kavramlarının tarihsel gelişimleri incelenmeden bugünkü sosyal güvenlik sisteminin anlaşılamayacağını ifade ettiği konuşmasında, sosyal devletin esasında 1945’lerde Sovyetler Birliği’nin sağlık, eğitim ve işsizlik konularında kaydettiği gelişmeler nedeniyle, Avrupa’nın emperyalist devletlerinin işçi sınıfı iktidarlarının önüne geçmek için icat ettiği haklar bütünü olduğuna dikkat çekti.

Nalçacı, bugün reel sosyalizmin de çöküşü ile hizmetin tamamen metalaştırılması sonucu, kamusal harcamalar nerdeyse ortadan kaldırılarak emekçiye ne kadar paran varsa o kadar sağlık hizmeti alma hakkın var, denildiğini ifade ederken, Bulgaristan’ın bu politikaların uygulanma zemini olması bakımından Türkiye’nin öncülü olduğuna değindi. Bugün Bulgaristan’da sosyal güvenliğin tamamen özel sektöre devredildiğini kaydeden Nalçacı, bu nedenle Türkiye’de yerleştirilmek istenen sistemi anlayabilmek için bu "zaman makinesi"ne bakılması gerektiğini vurguladı.

Gelecek güvencesi olmayan bir kuşak yaratılıyor
Nalçacı’nın ardından söz alan Perihan Sarı, egemen sınıfların "gelecek güvencesi olmayan bir kuşak yaratma" hedefini öne çıkarırken, sendika olarak bu yasanın taslak halinde ortaya çıkışından beri, yasal sürecin takipçisi olduklarını belirtti. Sarı, sosyal güvenliğin en genel tanımıyla kamusal hizmet olarak hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm yurttaşlara tanınan bir hak olması gerektiğini kaydetti.

Sarı “İşçi sınıfının mücadele tarihi içinde sosyal güvenliğin temel özelliği kuşaklar ve sınıflar arası bir dayanışma niteliği arzetmesidir. Kapitalizmin vahşi koşullarında iş gücünü korumak için ortaya çıkan bir mekanizmadır. Sosyal güvenlik Avrupa’da gelişen sosyalist hareketlerle de kurumsallaşmaya başlamıştır” diye konuştu. Bunun ardından sosyal güvenliğin Türkiye’deki gelişimine de değinen Sarı, sözlerini gençliğin, siyasal örgütlerin, işçi sınıfının ve sendikaların birlikte mücadele ederek bu yasanın geri çekilmesinin ve bundan sonra da buna benzer emek düşmanı yasaların çıkarılmasının engellenmesinin mümkün olduğunu söyleyerek bitirdi.

yazici   mail