www.soL.org.tr
Almanya Rusya'nın derdine derman olur mu?
18 Mayıs 2008, Pazar

DIŞ HABERLER Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier'in Rusya ziyaretini noktaladığı önceki gün dile getirdiği öneri, iki ülke arasındaki ilişkilerin hangi yönde gelişeceğine dair ipucu verdi. Alman Bakan, Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'le görüşmesinde Alman sanayisinin Rus ekonomisini modernize etmeye ve böylelikle Moskova'nın enerji ihracatı gelirlerine bağımlılığını azaltmaya hazır olduğunu söyledi.  

Steinmeier'e ziyareti sırasında geniş bir heyet eşlik etti. Heyette yenilenebilir enerji ve tıp şirketlerinin temsilcileriyle, altyapı modernizasyonuyla ilgili uzmanlar yer aldı.

Söz konusu öneri Medvedev'in geçen haftaki konuşmasında dile getirdiği, Rus ekonomisini modernleştirme planlarıyla da uyum gösteriyor. Medvedev konuşmasında temel olarak altyapının geliştirilmesine vurgu yaparken, yatırımcıların haklarının korunması için hukukun üstünlüğünün tesisine de değinmişti.

Steinmeier de temaslarında Rusya'nın daha şeffaf ve kontrollü bir hukuk sistemine ihtiyaç duyduğunu vurguladı. "Rusya'nın modernleşmesi ancak yerli ve yabancı sermayeye güvenilir bir hukuki çerçeve sunulursa başarılı olabilir" diye konuşan Steinmeier, bunların Rusya'nın Dünya Ticaret Örgütü (WTO) üyeliği açısından da kritik olduğunu söyledi.

Moskova'ya hukuki meseleleri, idareyi ve sağlık hizmetlerini de kapsayan geniş bir alanda "modernleşme işbirliği" öneren Steinmeier'in Almanya'nın modernleştirmesinde yardımcı olmasını arzuladığı sektörlerin arasında enerji de bulunuyor.

Yıkıntıdan süper güç yaratmak
Putin dönemiyle birlikte, Sovyetler Birliği'nin çözülüşünün ardından kaybettiği süper güç konumunu yeniden kazanma girişiminde bulunan Rusya, ciddi engellerle karşı karşıya. Ülkenin ana ihraç kalemleri olan petrol ve doğalgazın Rusya'ya 500 milyar doları aşan etkileyici bir döviz ve altın rezervi kazandırmasına karşın, bir avuç rantçı arasında dağılan zenginlik Rusya'yı ayağa kaldırmaya yetmiyor. Geçtiğimiz yıllarda, iç tüketime dönük kurulan birkaç otomotiv ve gıda fabrikası dışında herhangi bir sanayi yatırımının rastlanmadığı Rusya'daki yeni dolar milyarderleriyse, paralarını daha fazla rant elde etmek üzere yurtdışına çıkarmayı, ya da şatafata harcamayı tercih ediyorlar.

Rus halkıysa, Sovyetler Birliği'ni bir süper güç haline getiren Sovyet halkından çok geride. Yüksek enflasyon karşısında giderek daha da yoksullaşan, kötü yaşam koşulları nedeniyle yaşlanmadan ölen Rus halkı, geleceğe dair herhangi bir umut beslemiyor. Maddi teşviklerle nüfusu arttırmaya çalışan, Kızıl Meydan'da askeri törenlerle Sovyetler Birliği'nin süper güç duygusunu yeniden canlandırmaya uğraşan Putin-Medvedev yönetimiyse, Rus ekonomisinin gidişatının iyiye olmadığının farkında olmakla birlikte, halk için gelir ve iş yaratmak konusunda herhangi ciddi bir adım atabilmiş değil.

Silah, havacılık ve uzay sektörleri bir yana bırakıldığında Sovyetler döneminin teknolojik birikimini bir adım ileri götürememiş olan Rusya'nın eğitim ve teknolojiye ağırlık vermesi gerektiği Başbakan Vladimir Putin'in Devlet Başkanlığı görevinden ayrılmadan önce yaptığı konuşmada da dile getirilmişti.

Kazanan Almanya olacak
Bu bağlamda Almanya'nın önerisi Rusya için cazip olmakla birlikte, bir dizi tehlikeyi de içinde barındırıyor. Alman sermayesinin etkili bir biçimde Rusya'ya girmesi, Rusya'nın hidrokarbon gelirlerinin Almanya'ya aktarılması anlamına gelecek.

Rus kapitalizmi ve sanayisi Alman sermayesiyle kalkınma şansı yakalasa bile, bu Rusya'nın değil, Almanya'nın siyasi ve ekonomik çıkarlarını gözeten bir kalkınma olacak.

Öte yandan Almanya Rusya'yla işbirliği kurarak, emperyalist girişimleri için Rusya'nın askeri gücünden yararlanma ve alanda ABD'nin gölgesinde kalmaktan kurtulma şansını da elde edecek.  

yazici   mail