www.soL.org.tr
Vassan, Zeyneb ve Lika...
Gamze Erbil 1 Mart 2007, Perşembe

Irak’ta idamlar “düzenli” hale geldi. Ölümün sıradanlaştığı işgal coğrafyasında bu durum şaşırtıcı gelmiyor olabilir. Ancak, idam sıradan bir ölüm değil, özel bir cezalandırma türü. Hele ki bir de nasıl gerçekleştirileceği özellikle tasarlandıysa.

Saddam Hüseyin’in idamının kan davası bulunan Sadr’cılara teslim edilerek infaz edilmesi basit bir tesadüf değildi.

Yine geçtiğimiz günlerde haberi yayılan 3 direnişçi Iraklı kadının idamı da öyle olmayacak. İdam için 3 Mart tarihinin seçilmesi, dünyanın direnen kadınlarına “anlamlı” bir mesaj gönderecek. Bu da tesadüf olamaz.

Vassan, Zeyneb ve Lika’nın idamını engellemek için dünyanın çeşitli yerlerinde eylemler yapılıyor, ancak Irak gerçekleri nasıl dünyaya ulaşmıyorsa, dünyadan giden bu mesajlar da Irak’taki karar mekanizmalarına ulaşmıyor. İşin gerçeği idamların durdurulabilmesi konusunda durum umutsuz.

Ancak bu alçak mesajı tersine çevirmek de mümkün; çevirmek gerekiyor. Vassan, Zeyneb ve Lika’nın durumunu muhalif kaynaklarda bile “dramatik” kılan öyküyü daha farklı anlatabiliriz. Evet, Vassan 31 yaşında ve 3 yaşında bir kızı var; Lika 26 yaşında ve cezaevinde doğurduğu kızı kimi kaynaklara göre birkaç aylık, kimilerine göreyse bir yaşına gelmiş. Zeyneb ise yalnızca 25 yaşında. Terörist olmakla suçlanıyorlar. Irak’taki emperyalist işgalin diline göre... 3 kadın avukat tutmak dahil hiçbir temel hakkı kullanamıyorlar.

Suçları: Vassan bir direniş saldırısı sırasında 5 Iraklı polisi öldürmekle, Zeyneb eşi ve kuzeniyle birlikte ABD ve Irak güçlerine saldırmakla, Lika da eşi ve abisiyle beraber “Yeşil Bölge” çevresinde bir yetkiliyi öldürmekle suçlanıyor.

Direnişin dilindeyse, tümü düşman ve işbirlikçi güçleri hedef alan bu saldırılar; haklı ve meşru eylemler. Hatta sonuçları itibarıyla, “başarılı” olarak da değerlendirilebilirler. Yani eğer bir muhasebe yapılıyorsa, Vassan, Zeyneb ve Lika, bugün ABD’li komutanların Irak’taki yenilgi itiraflarında pay sahibidirler. Ülkesinin işgaline direnen bir halkın mücadelesine katkıda bulunmuşlardır.

İşin olumsuz kısmı, düşmanın eline düşmüşlerdir ve bundan sonrasını orman kanunları belirlemektedir. Çünkü ABD henüz tam olarak yenilmemiştir...

Vassan, Zeyneb ve Lika’nın idamının engellenmesi için her türlü hukuki ve politik yol zorlanmalıdır ve bu yapılırken anlatılacak hikaye kaçınılmaz olarak fazla dramatiktir. Ancak 3 Iraklı kadının Irak direnişinde oturduğu yeri ve başarılarını da unutmamak gerekir.

***

Irak’tan dünyaya “ders vermeyi” sürdüren ABD emperyalizmi, yenilgi itiraflarını da sürdürüyor. ABD ordusunun bir değerlendirmesinde Irak’taki savaşı kazanmak için Washington’un 6 ayı kaldığı belirtiliyor. Aksi durumda Vietnam’dakine benzer bir çöküş yaşanacağı öngörülüyor. Son olarak 21 bin 500 askerin yığılmasıyla yürütülen Bağdat operasyonu da fiyaskoyla sonuçlandı. Sonbaharda ABD siyasetinde yeni bir sorgulamanın gündeme gelişinden kaçınılamayacağı öne sürülüyor. Bu tabloda asker, siyasi irade eksikliğinden yakınıyor ve yüksek teknolojili ABD ordusu, Irak direnişine yeniliyor. Bulabildikleri tek çözüm ise, daha fazla asker... Irak’ın yeni komutanı David Petraeus’a göre direnişi yenmek için yalnızca Bağdat’ta 120 bin askere ihtiyaç bulunuyor. Ne için? Vassan, Zeyneb ve Lika’ları durdurmak için...

ABD Irak’ta tüm psikolojik savaş silahını da tüketti. Kafa kesen direnişçiler, iç savaş senaryoları, ölüm mangaları... Direnişi durduramadı. Tüm bunlar Irak’ta derin yaralar açtı ama direnişi durduramadı. Ve “geçersiz” hale geldiler.

Geçersiz hale gelen başka birçok şey de oldu. Artık neredeyse unutulan ABD’nin Irak’a demokrasi getireceğidir. 3 kadın direnişçinin idamı sırasında hiç hatırlanmayan bu demokrasinin “kadınları da kurtaracağı”dır.

Bugün yenilginin kıskacındaki emperyalizm, Irak’tan dünyaya vahşet yaymaya çalışıyor.

***

Evet; 3 Mart’ta 3 Iraklı direnişçi kadının idam edilmesinin böyle bir anlamı var. Vassan, Zeyneb ve Lika’nın idamı haberlerini farklı okumamız gerekiyor. Kanımız çekilse de, onlarla gururlanarak... Çaresiz hissetsek de, özgüvenimizi yaralatmadan... Onların mücadelesinin derslerini kendi mücadelemize katarak; en başta da emperyalizmin yenilebileceği dersini.

yazici   mail