www.soL.org.tr
Savaş oyunları
Kemal Okuyan 23 Şubat 2008, Cumartesi

Daha önce başlatılan hava operasyonları için aynı değerlendirmeyi yapmıştım. Büyük bir savaş makinesinin harekete geçirildiği operasyonlar sanki başka bir sürecin dekoru olarak kullanılıyordu, bombalar patlıyor, insanlar ölüyor ama "çatışmalar" gerçeküstü karakter taşımaktan kurtulamıyordu. İnsan yaşamından söz ediyoruz, dolayısıyla uzatmanın bir anlamı yok ama hava harekatının şimdiye kadar açıklanan ve inandırıcılıktan uzak bilançosunun hiçbir geçerliliğinin olmadığı artık kimi somut kanıtlarla ortaya çıkıyor. Şimdi, kara birlikleriyle sınır aşıldı ve aynı durum sürüyor.

Neden böyle?

Böyle çünkü genellikle belli politik hedeflere ulaşılmasında zora gereksinim duyulan aşamada devreye giren "savaş", bu kez geriden geliyor, ulaşılan belli politik hedeflerin üzerine sis bombası atarcasına... İlgiyi dağıtması, kullanılan araçları gizlemesi için...

Bu operasyon derhal durdurulmalıdır, çünkü bu operasyonun halkımız için açık maliyetleri vardır.

Bununla birlikte bu operasyonun bütün tuhaflıkları teşhir edilmelidir ki, Amerikancı sis bombası işe yaramasın, Türkiye'nin nereye doğru sürüklendiği ortaya çıksın.

Bu savaşın parçası, tarafı olanların büyük bölümü rol yapmaktadır. Bu kadar kaygan bir zeminde beklenmedik gelişmelerin karşımıza çıkabileceğini, her tür hesap ve planın bozulabileceğini bilmekle birlikte, okurlardan özür dileyerek risk alma yanlısıyım:

ABD, hükümet, TSK, Irak merkezi hükümeti ve Talabani, Irak Kürt yönetimi ve Barzani önceden üzerinde anlaşılmış bir senaryoyu hayata geçirmektedirler. Süre, boyut, kapsam, tepkiler, her şey... Yönetmen ABD'dir ve senaryoyu PKK'nin bazı unsurlarına dahi taşımayı başardığını düşünmek mümkündür...

Kara harekatı sırasında "belli" unsurlara karşı ve ağırlıklı olarak ABD tarafından yürütülen bir etkisizleştirme operasyonunun sonuçları derlenecek ve ilan edilecek, Kürt sorununa ilişkin yine ABD tarafından önerilen açılımlar, elde edilen "inisiyatif" ve "prestij" sayesinde hızlandırılacak.

Öbür türlüsü, bir emekli generalin "dam üstünde saksağan operasyonu" olarak adlandırdığı bu harekatın kendi başına bir askeri başarısının olmayacağı gün gibi ortada. Daha bir günde, doğrudan hükümet ve genelkurmay tarafından yapılan açıklamalarda o denli büyük çelişkiler  var ki! Örnek mi, harekat gizleniyormuş, bu nedenle generaller evlerine dahi gitmemişler... Ama ABD'ye on gün önce haber verilmiş! Operasyon akşam 19'da başlamış, Irak'taki Kürt yönetiminin sözcüleri bizim orada adamımız yok, bir şey bilmiyoruz diye açıklama yapıyorlar. Tam bir soytarılık.

Bundan çok değil üç gün önce bir söyleşi sırasında "Babacan'ın açıklamalarının sınır ötesi operasyon olasılığını güçlendirip güçlendirmeyeceği"ne ilişkin bir soruya, "eğer bir operasyon olacaksa bunu açıklayacak en son kişi Babacan'dır, çünkü bu kadar önemli bir konuda ona söz düşmez" demiştim. Unuttuğum, bu başlıkta her şeyin son derece tuhaf bir biçimde yürüyor olmasıydı...

Dolayısıyla... Bu harekat birtakım sonuçlar doğurmayacaktır, bu harekatın kendisi bir sonuçtur. Fazla beklememiz gerekmeyecek, ne demek istediğimiz kısa sürede anlaşılacaktır.

Ortada bir savaş var, açıklamalar ne kadar "karanlık" olsa da, insanlar ölüyor, yeni düşmanlıklar yaratılıyor, emperyalizmin her gün yeni bir darbe vurduğu uluslararası hukuk bir kez daha ayaklar altına alınıyor. Bunlar ciddi, bunların karşısında durmak gerekiyor. Ancak bu harekatın arkasındaki gerçeklerin daha fazla karşısında durmak gerekiyor.

Ve iyi okumak...

Bu harekat Türkiye'nin bir oldu bittiyle, ABD'yi mecbur bırakarak Kuzey Irak'a kalıcı bir biçimde yerleşmesi anlamına gelmeyecek. Ne ABD, ne Irak'taki Kürt liderliği, ne İran, ne Avrupalılar buna izin verir.

Ama Türkiye Irak denklemine dahil olmuştur. Ve yalanla, dolanla, ABD'ye birinci sınıf hizmet sunmak için kamuoyu yaratılmaktadır.

Yarın Afganistan'da, belki İran'da, belki Filistin'de "gerçek" askeri misyonlar gündeme gelecek, tıpkı türban konusunda olduğu gibi, atılan sis bombasının yarattığı karmaşada emekçilere dönük yeni saldırılar belirginleşecektir.

Bütün bunlara karşı olmadan savaşa karşı olanlar da senaryoda figüran olarak yer almaktadırlar.

[email protected]

yazici   mail
Mafyanın başbakanı
Jürgen Elsässer
Savaş oyunları
Kemal Okuyan
'Liberaller' ne yapacak?
Metin Çulhaoğlu