Her yol AKP’ye çıkıyor
Kapatma davasının sonucunda varılacak her türlü karar ise, AKP’ye ve Erdoğan’a işaret ediyor. 

Bu durumun farkında olan Başbakan Erdoğan’ın, geçen haftasonu katıldığı bir davette gazetecilere yaptığı açıklamalarla “rahat” pozisyonunu ortaya koyduğu görülüyor.

Erdoğan’ın, kapatma davasına karşı Anayasa değişikliği ve referandumu gündeme getirmeyecekleri mesajı, Anayasa Mahkemesi’ne yönelik bir uzlaşma mesajı taşırken, kapatma krizini de aşmayı hedefliyor.

Öte yandan, kapatma davasının AKP aleyhine sonuçlanmasının, bir ara seçimi ya da erken seçimi gündeme getireceği; ancak uluslararası desteğe sahip AKP’nin yakın dönemde gerçekleşecek bu süreçten kayıpsız çıkabileceği ağırlıklı görüşü oluşturuyor. Erdoğan’ın yaptığı “Araştırdım, bağımsız aday olabiliyorum” açıklaması ise, AKP’nin gelecek döneme ilişkin elinin güçlü olduğu mesajı olarak yorumlanıyor.

“Ayar”ın bini bir para
Cemil Çiçek’e atfedilen “AKP de hata yaptı” çıkışı, 1 Mayıs’a yönelik eleştiriler ve liberal cenah öncülüğünde yükseltilen “kabuk değiştirin” mesajları, peşpeşe AKP’yi hedef alan son dönem çıkışlar olarak öne çıkıyor. Liberal cenahtan bürokrasiye, parti içi muhaliflerden “Anadolu sermayesi”ne çok çeşitli kesimler, AKP’nin yakın dönem “izlemesi gereken” siyaset üzerine yorumda bulunuyor.

AKP Anadolu’yu kaybeder mi?
Taraf gazetesi tarafından dün manşete taşınan “AKP Anadolu’yu kaybeder” tespiti, AKP’ye yönelik “gömlek değiştir” mesajı olarak öne çıkıyor. Gazete, Anadolu sermayesinin gerginlik değil, “küresel piyasalarla bütünleşme ve AB standartlarında demokrasi” istediğini vurguluyor.

Taraf’ın yorumu, AKP tarafından gelecek dönemde emekçileri hedef alacak saldırının  “AB ve demokrasi” sosuyla meşrulaştırılması talebi olarak yorumlanıyor. Taraf’ın bu talebinin, Cengiz Çandar başta olmak üzere Aydın Doğan medyasında kalem oynatan liberal kesimler tarafından da paylaşıldığı görülüyor. Aydın Doğan tarafından AKP’ye halen açık tutulan “Avrupa Birliği kapısı” da düşünüldüğünde, AKP tarafından “demokrasi” başlığında atılacak birkaç adımın kolayca gerilimleri alabileceği yorumu yapılıyor.

Öte yandan, 6 yıllık iktidarın kir ve yorgunluğunu taşıyan AKP yönetiminin, ekonomik bir krizin eşiğinde bu adımları atacak esnekliğe sahip olmadığı; konsolide bir çıkışa ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.

“AKP çatırdıyor”, “liberal konsensüs bozuldu”, “AKP devletin koynuna girdi” yorumlarıyla beraber devam eden bu ayar girişimlerinin, AKP merkezi tarafından dikkatle izlendiği ve “yorgun” AKP yönetiminin konsolide bir çıkış için zemin oluşturmaya çalıştığı belirtiliyor.

Öte yandan, AKP’ye yönelik bu “ayar verme” çabalarının tamamının sermaye belirlenimli olması ve emekçiler için hiçbir net pozitif çıktı sağlamayacak olması da dikkat çekiyor. Bu durumun, AKP merkezini en çok rahatlatan unsurların başında geldiği kaydediliyor.