ABD'li yetkililerin Bursa'ya seferler düzenlemesine neden olan Cargill fabrikası için son olarak ABD Büyükelçisi Ross Wilson kentteydi. Hakkında çıkan tüm yargı kararları hiçe sayılan fabrika, varlığını sürdürdüğü her gün Türkiye'de "mülkün temeli"nin adalet değil emperyalizm olduğunu gösteriyor.
soL ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Bursa’ya yaptığı ziyarette Bursa Valisi Vekili Ali Kamil Başar'ı, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BSTO) Başkanı Celal Sönmez’i ve Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran’ı ziyaret etti. Sönmez ve Yurtkuran ile basına kapalı iki ayrı görüşme yapan Wilson, buradan da Cargill’in Orhangazi’deki fabrikasına gitti. Wilson’un fabrikaya yaptığı ziyaret sırasında da basın mensupları fabrikaya yaklaştırılmadı.
Wilson’un ziyaret ettiği Cargill fabrikası, Türkiye tarihindeki en büyük hukuksuzluk örneklerinden biri olmaya devam ediyor. Tarım Arazilerini Koruma Kanunu hiçe sayılarak birinci sınıf tarım arazisine yapılan fabrika hakkında AKP hükümeti, cumhurbaşkanlığı ve yargı arasında uzun bir çekişme yaşanmış, bu çekişme daha önce gazetemizde detaylı olarak ele alınmıştı.
Son olarak 7 Aralık’ta Bursa Bölge İdare Mahkemesi Cargill ve Bursa Valiliği tarafından yapılan son itirazı da reddetti. Cargill için çoktan tükenmiş olan iç hukuk yollarına yenileri eklenir mi kestirmek mümkün değil, ancak 7 Aralık’tan bu yana, sürecin en başından bu yana olduğu gibi Cargill fabrikası her gün kanunsuz olarak açık tutulmaya ve bu fabrikada kanunsuz olarak üretim yapılmaya devam ediliyor. Keza, yaşanan devasa hukuksuzluk sürecinin başından, yani 1999 yılından bu yana Cargill fabrikası toplam on gün kapalı tutulabildi.
Bursa Valisi kimin valisi?
Cargill’in Orhangazi fabrikasında yaşanan bu hukuksuzluk sürecinde Bursa Valiliği de fiilen Cargill’in suç ortağı gibi hareket ediyor.
Daha sürecin en başında, 1998 yılında Orhangazi fabrikası yapılırken Bursa’da bazı sivil toplum kuruluşları olayı yargıya götürmüştü. Bursa 2. İdare Mahkemesi, Bursa Valiliği tarafından verilen Cargill'e yapı ruhsatı verilmesine ilişkin kararın yürütmesini durdurmuştu. Bu karar uygulanmadı. Ocak 1999'da ikinci bir yürütmeyi durdurma kararı alan mahkeme, Kasım 2004'te yapı ruhsatını iptal etmişti. Ancak bu karar da uygulanmamıştı.
Olayların son kısmında, 2003 yılından itibaren Bursa Valisi Oğuz Kağan Köksal’dı. Köksal hakkında, ‘mahkeme kararını uygulamadığı’ gerekçesiyle adli soruşturma açılabilmesi için İçişleri Bakanlığı'ndan izin istenmiş, dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, 7 Kasım 2005 tarihli yazısıyla soruşturmaya izin vermemişti.
Köksal, 2005 yılının Temmuz ayında İzmir Valiliği'ne, geçtiğimiz Mart ayında ise Emniyet Genel Müdürlüğü’ne "terfi ettirildi”.
Bursa Valiliği’nin suç ortaklığı bununla da bitmiyor. Bursa Bölge İdare Mahkemesi tarafından 7 Aralık’ta verilen kararda, itirazı reddedilen tarafta Cargill’in yanında Bursa Valiliği de bulunuyor. Nedendir bilinmez, Bursa Valiliği hukuki sürece Cargill’den yana müdahil olma ihtiyacı hissediyor.
Hükümet kimin hükümeti?
Cargill’in Türkiye’de yaşadığı sorunlara ABD doğrudan doğruya müdahale etmiş, hatta ABD Başkanı George Bush Başbakan Erdoğan’dan şahsen konuyu takip etmesini rica etmişti.
AKP hükümeti sürecin başından itibaren, Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümetinden çok ABD’nin ve Cargill’in çıkarlarını korumak için kurulmuş bir ajans gibi davranmıştı. Hatta Başbakan Erdoğan konuyla ilgili olarak, Üyeleri arasında Cargill'in de bulunduğu Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından düzenlenen "Fırsatlar Ülkesi Türkiye" başlıklı konferansta "Cargill ile ilgili konudan bir başbakan olarak ben de üzgünüm. Ben böyle bir şeyi bir başbakan olarak kabullenemiyorum. Ülkemde böyle bir yatırım yapılacak, yasal düzenlemeler yapılacak, her şey olacak ama ondan sonra birkaç kişinin attığı adımla siz kalkıp burada çalışan bir tezgahı engelleyeceksiniz" şeklinde konuşacak kadar ileri gitmişti.
Erdoğan aynı konuşmada Cargill’e yönelik bu engelleri “geryder gibi düzelte düzelte” yollarına devam edeceklerini söylemişti.
ABD Bursa’da ne karıştırıyor?
Son dönemde ABD’nin Bursa ve çevresine yönelik artan ilgisi tesadüften çok planlı bir hareketi andırıyor. 15 gün önce ABD İstanbul Başkonsolosu Sharon Wiener Bursa'ya giderek çeşitli temaslarda bulunmuştu. (http://www.sol.org.tr/index.php?yazino=26403) Önceki gün de Büyükelçi Wilson'un şehirdeki ziyaretlerinin tamamında basına kapalı görüşmeler yapması dikkat çekti. BSTO bünyesinde tam olarak ne işe yaradığı belli olmayan bir “ABD Bilgi Bürosu” kurulmuş olması ve Büyükelçi Wilson’ın son ziyaretinde BTSO Başkanı Celal Sönmez’e bu büronun çalışmalarından dolayı teşekkür etmiş olması şüphelerin haksız olmadığını gösteriyor.
Öte yandan Cargill, yaptığı hukuksuzluğu Orhangazi’ye çeşitli “iyilikler” bahşederek kapatmaya çalışıyor. Bu iyiliklerin başında da hayli manidar olan Cargill İlköğretim Okulu geliyor.
Hükümetin AB yolculuğu devam ediyormuş | |
Direniş için intifada çağrısı | |
Çevre Bakanı'na Çal Dağı protestosu | |
JMKDD: Sağlık Bakanı özür dilemelidir | |
Blackwater'ın gözü Latin Amerika'da |