www.soL.org.tr
Şeker kotasını da umursayan yok
16 Aralık 2007, Pazar

Türkiye'de başta Cargill olmak üzere beş şirket tarafından üretilen nişasta bazlı şekere konan kotanın kaçak olarak aşıldığı belirtiliyor. Sıvı şekerde yüz bin tondan fazla kayıt dışı satış yapıdığı düşünülüyor.

resim

soL (Nevzat Evrim Önal) Başta Cargill olmak üzere Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üreten fabrikalar, şeker kotası konusunda da hukuk tanımıyorlar. Şeker Kanunu’nda Türkiye’nin toplam şeker üretiminin yüzde 10’u olarak belirlenen NBŞ kotası, bakanlar kurulu kararıyla her yıl yüzde 15 olarak uygulanıyor olsa da, NBŞ üreticisi şirketlerin yaklaşık 350 bin ton olan kotanın dışında yüz bin ton civarında kaçak üretim ve satış yaptıkları düşünülüyor.

Türkiye’de şeker piyasasını düzenlemekle yetkili olan Şeker Kurulu 2004 yılında bir başka çok uluslu gıda devi olan NBŞ üreticisi Amylum Nişasta’ya yaklaşık 12 trilyon TL tutarında ceza kesmişti.

Şeker tesislerine “şeker saati” takılacak
Şeker Kurumu, kayıt dışı satışı önlemek için NBŞ üretim tesislerinin satış tanklarına evlerde kullanılan su saatine benzer sayaçlar takılması için ihale düzenledi. İlk aşamada 13 tesise sayaç takılacağı bildirilirken, ileride bu sayının 40’a çıkacağı belirtiliyor. Sayaçlar Şeker Kurulu yetkilileri tarafından denetlenecek.

Ayrıca, kaçak NBŞ satışını önlemek için bandrol uygulamasına geçilmesi öngörülüyor. Buna göre, piyasaya sürülecek her teneke NBŞ için Şeker Kurumu'ndan, sigarada olduğu gibi bandrol alınacak. Bandrol olmadan yapılan satışlar kaçak sayılacak.

Diğer yandan, NBŞ büyük ölçüde meşrubat ve şekerleme üreticileri tarafından kullanıldığı için, sayaç ve bandrol uygulamalarının etrafından dolaşılması halinde kayıt dışı yollardan piyasaya sürülen NBŞ’nin takibi imkansız görünüyor. NBŞ üreticileri ile şekerli meşrubat üreticileri arasındaki yakın ilişkiler bu alanda da “engin fırsatlar” olduğunu gösteriyor.

NBŞ kotası ve üretim kapasitesi
Dünyanın her yerinde ülkeler şeker üretiminde şeker pancarından üretilen normal şeker ile, başta mısır olmak üzere nişastalı ürünlerden üretilen NBŞ’yi birbirinden ayrı tutmakta ve NBŞ üretimine kota koymaktadırlar. Bu kotalar bir yanda halk sağlığını, diğer yanda şeker pancarı üreticilerini korumak için konmaktadır. Zira, NBŞ, düşük kaliteli ve sağlığa daha zararlı olmasına rağmen üretimi çok daha ucuzdur ve düzenleyici bir mekanizmanın olmaması durumunda şeker pancarından üretilen şekerin NBŞ ile rekabet edebilmesi mümkün değildir.

Türkiye’de NBŞ kotası 2001 yılında çıkartılan Şeker Kanunu ile yüzde 10 seviyesinde belirlenmiştir. Bu oran, gelişmiş ülkelere göre çok yüksektir. ABD’de şeker üretiminin yalnızca yüzde 2’si nişasta bazlıdır. Bu sayı Almanya’da yüzde 0,89’a, Fransa’da yüzde 0,42’ye düşmektedir. Buna rağmen Bakanlar Kurulu, yasanın çıktığı yıldan bu yana yasada kendisine verilen kotayı “yüzde 5 artırma veya azaltma” inisiyatifini “artırma” yönünde kullanmış, NBŞ kotası fiilen yüzde 15 olarak uygulanmıştır. Gelinen noktada Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye tüm ülkelerin toplamından fazla NBŞ üretmektedir

Kotanın bu denli yüksek tutulmasının en temel nedeni Türkiye’de NBŞ üretimine yönelik yatırım yapmış olan, başta Cargill olmak üzere gıda tekellerine daha fazla para kazandırmaktır.

Türkiye’de üretim yapan beş NBŞ üreticisinin toplam üretim kapasitesi, 935 bin tonluk dehşet verici bir boyuttadır. Bu beş üretici Cargill, bir Cargill-Ülker ortaklığı olan PNS Pendik Nişasta, bir başka çok uluslu gıda tekeli olan Amylum, Tat Nişasta ve Sunar Mısır Entegre Tesisleri’dir. Yalnızca Cargill fabrikasının kapasitesi, 440 bin ton ile Türkiye kotasının çok üzerindedir.

Adı geçen bu tekeller, NBŞ kotasının yükseltilmesi için sürekli olarak kulis faaliyeti yürütmekte, kota yüzünden kullanamadıkları kapasitenin bir kısmını da kaçakçılık yapmak için kullanmaktadırlar.  

yazici   mail