www.soL.org.tr
ÜKD imzaları 4 bine ulaştı
9 Şubat 2008, Cumartesi

"Ülkemizi ve üniversitemizi gericiliğe teslim etmiyoruz" diyen akademisyenlerin sayısı 4 bine ulaşırken listeye dekan, rektör yardımcısı gibi görevler yapan isimlerin de eklendiği görülüyor.

soL Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD) tarafından yürütülen "Ülkemizi ve üniversitemizi gericiliğe teslim etmiyoruz" başlıklı imza kampanyasına destek verenlerin sayısı, gazetemizin yayına hazırlandığı saatlerde 4 bine ulaştı. Kampanyaya ilginin artarak sürdüğünü belirten ÜKD yetkilileri, aydınlar, bürokratlar başta olmak üzere akademi dışındaki kesimlerden de destek mesajları aldıklarını, kampanyaya dekan, rektör yardımcısı gibi görevler üstlenenlerin de katılmaya başladığını belirttiler.

Dün bazı gazetelerin "imza savaşları" ya da "savaş ilanı" gibi başlıklarla ÜKD kampanyasını "Üniversitede Özgürlük" adını kullanan türban destekçilerinin kampanyası ile "karşılaştırmalı" vermeye çalıştığı görüldü. Ancak türban destekçileri dün 3 bin 549 imza ile kampanyalarını sona erdirdiklerini açıkladılar. AKP-MHP-liberal ittifakı olarak yola çıkan türban destekçilerinin istedikleri etkiyi yaratmakta zorlandıkları, sınırlı sayıda liberal ya da "solcu" dışında listeyi dinci ve faşist isimler dışındakilere açmakta başarısız oldukları için kampanyalarını sonlandırdıklarına dikkat çekiliyor.

Bir başka dikkat çekici gelişme de başlangıçta yüzlerini "özgürlükçülük" gerekçesiyle türban destekçilerine dönseler de "AKP'cilik" yapmayı kendine yediremeyip başka aranışlar içine giren liberal isimlerin yeni imza girişimlerinde bulunmaları. Ancak "hem özgürlük hem laiklik" örneğinde olduğu gibi sorunu "demokratikleşme" üzerinden tarif eden ve kafa karışıklığı ile malul metinlerin büyük bir çaresizliği yansıttığı dikkat çekiyor. Ayrıca ODTÜ'den Mesut Yeğen, Meyda Yeğenoğlu, Teoman Pamukçu gibi "Üniversitede Özgürlük" metnine de imza veren isimlerin "hem özgürlük hem laiklik" metninde de imzaları bulunuyor. 

Öte yandan, bugün gerçekleşecek ikinci tur oylamada düzenlemenin geçeceğini kabullenen ve işi Anayasa Mahkemesi'ne havale eden CHP'nin de "uzlaşma" aranışında olduğu, "yazışmaları"nı Fehmi Koru ile Ertuğrul Özkök'ün yürüttüğü "kabul et kurtul" basıncına Baykal'ın da sıcak baktığı öne sürülüyor.

Kambersiz olmuyor, Orhan Pamuk'tan da türbana destek
Yazar Orhan Pamuk'un, İtalyan gazetelerinden La Repubblica'ya verdiği demeç, AB'den gelen "sakınca yok" açıklamasının hemen arkasına denk geldi. Pamuk, türban veya başörtüsünün bir kökten dincilik göstergesi olarak algılanamayacağını söyleyerek, türbanın bir gelenek olduğunu öne sürdü. Pamuk "Türbanın İslam kökten dinciliğiyle alakası yok. Bu, bir gelenektir. Tepeden çözümler dayatmak yanlıştır. Türkiye'nin asıl sorunları başka meselelerdir" dedi.

"Türban sorunu, her şeyden önce, kendi başına bir kökten dinci nitelik taşımamaktadır. Zira bizde kadınlar, bir zamanlar İtalya'da da olduğu gibi, geleneksel olarak eşarp takmaktadırlar. Türkiye'de başlarını örtmeye alışmış kadınların oranı da halen yüksektir. İkincisiyse başörtüsünü, sadece AK Parti yanlıları değil, sosyal demokratlara yakın kadınlar da kullanıyor" diyen Pamuk, üniversitelerdeki türban yasağı nedeniyle kimi insanların öğrenim hakkından yoksun kalarak mağdur duruma düştüklerini de ileri sürdü. Herkesin Başbakan gibi kızlarını ABD'de okutma şansı bulunmadığını söyleyen Pamuk'un, "diğer kızlar savunmasız durumdadır" diyerek türbanı bir "mağduriyet" sorunu olarak tarif ettiği görüldü.

yazici   mail